Türkiye'de yaşanan olayların medyada veya siyasi partiler arasındaki tartışmalarda objektif olarak değerlendirilmesi pek mümkün değil... Çünkü çoğunluk, olaylara kendi ideolojisi veya çıkarı açısından yaklaşıyor. Bu da önyargı demektir...
Kendimize dışarıdan bakmayı başarabilirsek belki nereye doğru evrilmekte olduğumuzu fark eder ve gerekeni yaparız...
***
Peki ama kendimize dışarıdan nasıl bakacağız?
Meselâ Peru'daki egemen güçlerin, iktidara el koyması üzerinde durmamız gerekir... Meselâ milyonlarca Türk vatandaşının yaşadığı Almanya'daki darbe hazırlığı ve tutuklamalar, bize de ışık tutabilir...
Almanya'da darbe planları ile birlikte ele geçirilen örgütün adı, 'İmparatorluk Vatandaşları!'
Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Almanya Federal Cumhuriyeti'ni tanımayan ve kendilerini 'İmparatorluk Vatandaşları' olarak tanımlayan kişilerin sayısının 23 bine yükseldiğini bildirdi.
Alman Polisi, 7 Aralık'ta bir grup 'İmparatorluk Vatandaşı'na operasyon düzenlemiş, aralarında eski asker, polis ve bir yargıcın bulunduğu 25 kişiyi, terör örgütü üyesi olmak ve silahlı darbe planlamak suçlamasıyla gözaltına almıştı.
Grubun bazı üyeleri, vergi ödemeyi de reddediyor.
***
Şimdi bu veriler ışığında Türkiye'ye bakalım... Türkiye'yi darülharp olarak gören ve bu sebeple vergi vermeyenler var değil mi? Üstelik onlar da Türkiye Cumhuriyeti'ni tanımıyor ve Osmanlı olduklarını söylüyorlar...
Almanya'dakiler Alman kimliğini reddetmiyor ama Türkiye'dekiler İslam dinini paravan olarak kullanarak her vesileyle Türk kimliğine saldırıyor. Üstelik bu kadrolar, devrim yasalarına göre tekke ve zaviyeler kapalı olduğu için vakıf veya dernek adı altında örgütlenmiş durumdadır ve okullarıyla, öğrenci yurtlarıyla, millî kimliğe ve devlete düşman nesiller yetiştiriyor. Çoğu bu işi yaparken iktidarlardan da destek aldığı için palazlanmış ve devlet içinde devlet haline gelmiştir. Öyle ki bu gruplardan biri, darbe girişiminde bile bulunabilmiştir.
***
2012 yılına kadar iktidarla birlikte hareket eden bu grubun deşifre olmuş isimleri tasfiye ediliyor gibi görünüyor ama lider kadrolarının tamamı, her ne hikmetse yurt dışına kaçmıştır. ABD ve Almanya, örgütün lider kadrosunu koruma altına almıştır.
FETÖ denilen örgütten temizlenen devlet kadrolarına hızla, yine Türkiye Cumhuriyeti'ne temelinden karşı olan cemaat ve tarikat üyeleri doldurulmuş durumdadır. Öyle ki, yurt dışı operasyonlarda kullanılan güdümlü mermiler üzerinden bu yapılanmalara mesaj gönderilebilmektedir... Tehdit yine devletin içinde yuvalanmıştır.
Bu yapılanmalar, kendi hukuk anlayışlarını, ailelerine de yansıttığı için cumhuriyet Türkiyesi'nde altı yaşında bir çocuk, evlilik adı altında yıllarca tecavüze maruz bırakılabilmektedir. Sorun, iddia edildiği gibi münferit değildir. Çarpık din anlayışıyla yola çıkanların, devlet ve hukuk tanımamasından kaynaklanan ve normalleştirilmek istenen bir sapkınlığıdır... Ve bütün bunlar çok ciddi bir darbe hazırlığıdır!
'MEMURLAR, EMEKLİLER FAKİR FUKARADIR' İTİRAFI...
Gazeteci Vahap Munyar, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin 'Asgari ücretliye de, memura da, emekliye de ne verilse haklarıdır. Dar gelirliye, fakir fukaraya vermek bereket getirir. Asgari ücretin enflasyonu fazla tetiklemesine yol açacak bir adım da atılmasa iyi olur' dediğini yazdı.
Bakan, asgari ücretlinin, memur ve emeklinin dar gelirli ve fakir fukara olduğunu itiraf ediyor ama maaşlarına yüksek zam yapılırsa enflasyonun tetikleneceğini iddia ediyor. Oysa yakın zamanda 'Biz bir yol ayrımına gittik. Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyor. Çarklar dönüyor' diyen de kendisidir. Bu sözler, iktidar mevkiinde bulunanların halka nasıl bir gözle baktığını gösteriyor.
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/cemaatler-ve-darbe-hazirligi--607501h.htm
