Arslan Bulut


Şimdi kim kimi ahmak yerine koymuş oldu?

Şimdi kim kimi ahmak yerine koymuş oldu?


Türkiye'de uzun süredir 'artık sol-sağ ayırımı yoktur, millî gayrimillî ayırımı vardır' söylemleri kullanılmaktadır ama kim millî, kim gayrimillî; birbirine karışmıştır.

Mesela, programının temel ilkeleri bile ABD'den gönderilmiş gizli bir belgeden aynen alınmış olan AKP'nin Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, bugün 'Ülke seçim sathı mailine girdikçe iki farklı siyaset anlayışı tebarüz ediyor. Bunlardan ilki; AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı'nın temsilcisi olduğu yerli ve millî siyaset bloğudur. İkincisi ise CHP ve şürekâsının vitrinde gözüktüğü ama arkasında daha kimlerin olduğu belirsiz, eski Türkiye'nin ve emperyalist vampirlerin temsilcisi olan bloktur.' diyor...

Erdoğan bu sözlerini açarak Kemal Kılıçdaroğlu'nun küresel tefecilerle görüşmelerini vizyon olarak sunmasını eleştiriyor...

Aynı eleştiriyi ben de yaptım ama muhalefetteki yanlış girişimler, sizin Suriye politikanızı, sizin pandemi politikanızı sizin ekonomi politikanızı millî yapar mı?

Sınırları açarak milyonlarca insanın Türkiye'nin nüfus yapısını değiştirmek için kullanmak, millî bir iş midir?

İçinde, bakırdan 200 kat iletken olan grafen oksit bulunduğu laboratuvar analiziyle doğrulanmış sıvıları, milyonlarca Türk'e enjekte etmek millî bir iş midir?

Ülkenin neyi varsa satmak, tarımı ve hayvancılığı çökertmek, millî bir iş midir?

***

Bir de ülke, tarikatların yol açtığı sapkınlıkları tartışırken uzun süre sustuktan sonra bu kurumların, inancın temsilcisi gibi gösterilmesi, ardından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun siyasi yasaklı hale getirilmesi, ülke için hiç hayırlı değildir.

Bu karar, sonuç olarak İmamoğlu'nun adaylığını önlemeye değil aday olmasına da yarayabilir. Her iki durumda da seçmen iradesi yönlendirilmiş olmayacak mı? Böylece seçmen 'ahmak' yerine konulmuş olmayacak mı?

Yoksa kaos yaratılarak, kaybedilecek seçime girmemek için ülkenin rejimi değiştirilmeye mi çalışılıyor?

Bütün benzer davalara yayın yasağı getirilirken, 6 yaşındaki çocuğa tecavüz davasında böyle bir yola gidilmemesinin sebebi nedir? Tarikat tartışmalarına bunun için mi seyirci kalındı? Yani kutuplaşma büyüsün diye mi?

***

Bakınız, Twitter'ı satın alan Elon MuskBiden yönetiminin, eşcinsel evlilikleri tanıma kararına ve sosyal medyada cinsiyet tercihini zamirle paylaşanlara da gönderme yaparak, 'Benim cinsiyet zamirlerim; Yargılayın/Fauci'yi' diyor...

Musk ayrıca, Twitter'da pandemi uygulamalarına karşı çıktıkları için kapatılan bilim adamı hesaplarını da açtırdı ve bu konudaki engellemeleri kaldırdı.

Missouri Eyaleti Başsavcısı Eric Schmitt, ABD ve dünyayı kapanmaya yönlendiren Dr. Fauci'yi tam 7 saat sorguya çekmişti...

Türkiye'de ise kendisine 'ahmak' diyen bakana aynı kelimeyle cevap veren Ekrem İmamoğlu yerine asıl yargılanması gereken, bir taraftan Türkiye'yi istila ettirirken, içerde de kanda pıhtılaşmaya yol açan ve kalp krizlerinden ölüme sebep olan ne idüğü belirsiz sıvıları, vatandaşın damarlarına enjekte ettiren siyasi sorumlular değil midir?

Onlara, vatandaşa 'sürtük' demek serbest mi?

***

Bakınız, Danimarka'da, seçimlerin ardından, ülkedeki belirsiz dönemin üstesinden gelmek için 44 yıl sonra ilk defa sosyal demokratlarla liberallerin 'orta yol koalisyonu' kuracağı duyuruldu. AKP ile CHP de birçok konuda aynı söylemleri kullanıyor.

Benim Türkiye'deki siyasi partiler ile ilgili şu aşamada üç acil ölçüm var:

1-Yeniden millî bir ekonomi kurma iddiası, kararlılığı ve potansiyeli var mı?

2-Sınırların açılarak Türkiye'nin istila edilmesine karşı, kararlılığı ve acil çözümleri var mı?

3-Türk evladını, başını Fauci'lerin çektiği, dünya tıp mafyasının elinden kurtarmak gibi bir kararlılığı var mı?

Bu üç konunun üçünde de kararlılığı olmayan partilerin birbirinden hiçbir farkı yoktur.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/simdi-kim-kimi-ahmak-yerine-koymus-oldu-608280h.htm