İbrahim Kahveci


Apartmanda daire hesabı...

Apartmanda daire hesabı...


Çok katlı bir apartmanda oturuyor ve bazı ortak mülkiyetler üzerinde diğer komşularla kısmen kader birliği içindesiniz.

Aslında herkes kendi hayatını kuruyor ve yaşıyor. Herkesin derdi geçim derdi... Faturaları ödemek, evladına iyi bir eğitim vermek vs vs...

Ama durum sizin için değişti. Çünkü siz bir inşaat mühendisi olarak apartmanın temel kolonlarının çökmeye başladığını görüyorsunuz. Binanın temelleri çatırdıyor ve en küçük sarsıntıda o binanın yıkımla karşı karşıya olduğunu çok net biliyorsunuz.

Diğer kattakiler ise yöneticiden memnunlar. Çünkü binanın dışını çok güzel boyuyor; etrafı da güzel süslerle gösterişli hale getiriyor.

Binanın temel ihtiyaçlarına hiç yatırım yapmasa bile süsleme ve güzelleme uzmanlığı ile işi adeta yıllarca götürmüş durumda.

Soru şu: Bina yıkılmadan bunu apartmandakilere nasıl kabul ettireceksiniz? Yıkım yaşandığında da zaten konuşmaya gerek kalmayacak ve apartmanda herkes göçük altında kalmış olacak...

***

Bugün eğitim sistemimiz bir neslin gelecek hayatını bitirmek üzerine kurulmuş durumda. Herkes üniversiteli ama herkes vasıfsız ve geleceksiz.

Herkes müdür ama çalışan olmadığından gelir yok... Gelir olmadığından da fakirlik kol geziyor... Ama olsun herkes müdür ya... Gelirsiz ve fakir müdürlükten mutluluk duyuyor insanlar.

Ülkenin katma değeri sürekli geriliyor; ihracatın yüzde 6,5’larında seyreden yüksek katma değer oranı yüzde 2,5’lara düşmüş ama ne çare...

Üretim üretim deniliyor ama Ülkeden okuyanlar gidiyor yerlerine Afganlı, Somalili, Yemenli vs vs geliyor. Demografik değişimin maliyeti zaten başlı başına büyük sorun. Ama asıl büyük sorun Ülkenin temel değerlerinin yanında kurumsal ve kuralsal yapılarının çöküşüdür.

Kısaca durum sadece yıkımın vaktini tahmin etmeye kalıyor. Süreç çok net ve apaçık ortada...

O zaman ne yapılacak?

***

Sizin uzmanlığınızı ve gelecek ‘büyük yıkım’ tehlikesini görenlerle beraberliğiniz o kadar basite indirgeniyor ki; bazıları hala derdin apartman yöneticisi olduğunu sanıyor. Oysa kimsenin yönetici vs ile derdi ve/veya onu düşünecek durumu yok. Mesele apartmanın yıkımını önleyecek tedbirlerin bir an önce alınması...

Hani Güldür Güldür Şov’da vardı... En küçük parça atom ise ve insan da tahta da atomdan oluşuyorsa siz insana tahta mı demek istiyorsunuz? Mantık bu seviye...

Derdi Ülke olanla derdi Liderinin koltuğu olan nasıl aynı kefede ve aynı akıl çerçevesinde değerlendirilebilir ki?

Kısaca sorun çok büyük.

Bir tarafta yıkımdan bihaber olup derdi apartman yöneticiliğine sahip çıkmak olanlar ile bir yanda uzmanlığın dışında görülemeyen büyük yıkım tehlikesi...

Ne yapacaksınız? Ya da ne yapmalısınız?

***

Bu kısır döngüde istenen ne olabilir? Tartışılması, konuşulması istenen nedir? Elbette apartman yöneticiliği konusu büyük yıkımın göz ardı edilmesi ile konuyu basit bir kısırdöngüye sokacaktır.
O zaman temel mesele, büyük yıkımın gerçek zeminde tartışılmasına yol açabilmektir. Yöneticinin isminden ziyade geleceğin yapımı ve tehlikeyi bertaraf etmek ilk görev olmalıdır. O nedenle mühendisin ve ailesinin derdi daire hesabı vs olamaz. Ailede herkes ama herkes büyük tehlikenin bertaraf edilmesi noktasına odaklanmalıdır.

Böyle bir ortamda yönetici ismi tartışmak bir bakıma binanın yıkımına yo açmakla eş değerdir.

***

Demek ki 2 temel durum vardır:

1- Apartman yöneticiliği hiç önemli değil; yöneticilik sadece yıkımı önlemek için bir araçtır. O nedenle isimlerin önemli yoktur ve tartışmanın zemini isimlerden ziyade apartmanın görülmeyen yıkım tehlikesidir.

2-Diğer önemli olan kural ise, konuyu uzmanların tartışması, paniğe ve karmaşaya yol açılmamasıdır.
Basit konularla yıkım tehlikesi asla aynı kefeye konulamaz.

Yaşananlar ile durumun ciddiyeti arasındaki makasın açılmaması gerekir. Durumun farkında olmayan tüm apartmanın geleceği açısından da bu süreç hayati önem taşımaktadır.

https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/apartmanda-daire-hesabi-1595081