Afganistan'da, Taliban yönetimi, ikinci bir duyuruya kadar üniversitelerde kız öğrencilerin eğitimine ara verilmesini istedi. Kararı protesto eden kız öğrenciler, sopalarla dövüldü. Daha önce orta öğretimi kız öğrencilere kapatan Taliban, son olarak kız çocuklarının ilkokul eğitimi almasını da yasakladı.
Bu arada gazeteci Piers Morgan'ın, son kararlardan önce Taliban sözcüsü Suhail Shaheen ile yaptığı bir röportaj sosyal medyada zirveye yerleşti.
Yayında Morgan, 'Sizin kızınız Doha'da (Katar) öğrenim görüyor doğru mu?' diye sordu.
Taliban sözcüsü bu soruya, 'Mmm... Elbette evet, evet ama orada gözlem yapmak için bulunuyor, tesettüre de uyuyor' diye cevap verdi.
Taliban'ın bu tutumu, Türkiye'de ikiyüzlülük/riyakârlık olarak yorumlandı...
Tabii bütün dünyadan tepkiler var...
***
Taliban yöneticilerinin kendi kız çocuklarını yurt dışında okuturken, Afgan halkının kız çocuklarına eğitim-öğretimi yasak etmesi elbette ikiyüzlülüktür ama daha vahim ikiyüzlülük, bunun sebebini sorgulamamaktır!
Sadece dini sorgulamayı kastetmiyorum. Taliban'ın, kadınları cahilleştirerek Afgan halkını geri bırakmayı esas alan politikasından bahsediyorum...
Asıl riyakârlık, Taliban'ın ABD tarafından kurulduğunu, 200 komutanının Pentagon'da eğitildiğini, ayrıca ABD'nin ağır silahlarını da vererek Afganistan'ı Taliban'a bıraktığını ve bütün bunların küresel çapta bir proje dahilinde yapıldığını bildiği halde susmaktır!
Taliban, kuruluş amaçlarına uygun çalıştı ve Afganistan gibi stratejik bir coğrafyaya egemen oldu. Taliban'ın birinci gündemi, İslam dinini bütün dünyaya rezil etmektir. Yoksa Pentagon'da askerî eğitim almış, İngilizce bilen, dünyayı görmüş kadrolar, İslam'ın kız çocuklarına eğitimi yasak ettiğini gerçekten kabul etmiş olsalar, kendi kız çocuklarını yurt dışında okumaya gönderir miydi?
***
Nasıl bir proje diye soranlar olabilir... Merhum Yaşar Nuri Öztürk, bir sohbetimizde 'Biliyorsunuz bugün süper güç olarak ABD var. Fakat ABD dünyanın jandarmalığını yapıyor. Beyin yine İngiltere'dir. İngilizlerin Müslümanları mahvetme siyasetinin esası, İslâmı İslâm'la yıkma siyasetidir. Dinciler ise Türkiye'de Millî Mücadele zamanı dahil daima kendi ülkeleri aleyhine, İngiliz emperyalizmi ile iş birliği yapmıştır. 'İngiliz işgali olsaydı daha iyi olurdu, daha mutlu yaşardık' meselesi bir genç kadının ortaya attığı bir görüş değildir; bu bir emir komuta zinciri içinde söyletilmiş, dincilik baronlarının talimatıyla verilmiş bir demeçtir. Bu söz, sanki başörtüsünden dolayı mağdur edilmiş bir hanımın sözü değildir. Bu söz, süper emperyalizmin Türkiye'deki uzantılarına ve iş birlikçilerine, onların da ajan provokatörlerine ve militanlarına talimatıdır.' demişti.
***
Taliban da şimdi, Afgan halkına 'ABD işgali daha iyiydi' dedirtecek bir politika uyguluyor.
Bu, eski bir taktiktir. Meselâ Falih Rıfkı Atay, 1929'daki durumu şöyle anlatmıştır:
'Şimdi Garp'a karşı Müslüman taassubunu ateşleyenler, Garp papazlarıdır. Eskiden orduları, Hristiyan düşmanlarına saldırtan kilise, bugün cami cemaatlerini Garp düşmanlığı ile yoğuruyor. Büyük menfaat, insaniyet idealistlerini, yamyamlara insan eti yemenin faydalarından bahsedecek hale sokmuştur.
Çünkü Şark milletleri, Anadolu Türkleri gibi uyandıkları zaman, bütün Şark vatanları Anadolu gibi müstakil ve şerefli olacaktır. 'Hâkim ve köle' diye iki ayrı insanlık kalmayacaktır. Şark'a bunu vermek, aslanın demir kafesinin kapısını açmaktır. Garp hürriyetten, ilimden, seviye ve şuurdan korkuyor.
Şark milletlerine ilk öğretilecek hakikat budur: Her yerde mücedditler, fes ve sarığın üzerindeki kavuktan evvel silindir şapkanın üzerindeki sarığı çıkarmalıdır.'
Taliban, El Kaide veya IŞİD... Hepsi ABD örgütüdür...
Bu sebeple asıl riyakârlar, Taliban sarığının üstündeki ABD'nin silindir şapkasını gördüğü halde söylemeyenlerdir!
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/talibanin-silindir-sapkasi-ve-riyakrlik-612063h.htm
