Ahmet DURKAYA


İnsan ve Bilinç

İnsan ve Bilinç


Her insan bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde hayatının merkezine bir değer koyar ve bu değer ekseninde hayatını şekillendirmeye çalışır.

Hayatının merkezine koyduğu değer, insanın önem atfettiği, kutsal gördüğü bir şeydir.

Çünkü hayatının merkezindedir ve hayatını ona göre dizayn etmektedir.

Kimileri hayatını hazları etrafında şekillendirir.

Hayatının merkezine hazzı koyar.

Bu bazen makam mevki, şan şöhret, mal mülk,

Bazen para, çoluk çocuk, heva heves,

Bazen beğenilme arzusu,

Bazen tutulan bir futbol takımı,

Bazen de desteklenen bir siyasi parti olabilir.

Kimileri de uğrunda sahip olduğu her şeyi feda edebileceği ulvi bir hedef koyar hayatının merkezine. Haz bayağılığından uzak olan bu yüksek hedefler,

Ya Allah’ın rızasını kazanmak.

Ya iyi ve nâfi bir insan olmak.

Veya benimsediği bir davayı temsil etmek olabilir.

Hayatımızın merkezine koyduğumuz şey, aslında peşinden koştuğumuz şeydir.

Buna göre ya hazlarımızın peşinden koşuyoruz ya ideallerimizin.

Peşinden koştuklarımız, bizi şekillendiriyor.

Ve biz peşinden koştuklarımızdan ve ulaşmak istediklerimizden daha az kıymetliyiz.

Heva ve hevesimizin peşinden koşuyorsak, bakışlarımızı bürüyen hırsımızla bir türlü teskin olamıyoruz demektir.

Zira hep daha fazlasını arzularız. Daha iyisini.

Daha güçlü olmak isteriz. Daha çok ilgi çeken, daha çok görünen olmak isteriz.

Oysa hayatımızın merkezine koyduğumuz şey, bize değer katmalı.

Bizi varlıklı kılmak yerine bizi nitelikli hale getirmeli. Ve insan olarak bizi izzetli kılmalı.

Bizi biz yapmalı.

Aksi halde, kişisel hazlarını kovalamaktan giderek daha az düşünen, daha az sorgulayan, daha az inanan, vicdanî ve ahlakî bozulmanın olduğu bir derekeye düşmekten kendimizi koruyamayız.

Bizim kendi hayatımız için merkeze aldığımız değerler, aslında bizim de bir parçası olduğumuz toplumun şekillenmesini de etkileyecektir.

Biz kendimizde olanı değiştirme isteğini izhar edersek, Allah bizi değiştirecektir.

O halde, modern hayatın bizi, daha güdülebilir bireyler haline getirmek için önümüze, hem de tüm enstrümanlarını en etkili şekilde kullanarak, koyduğu haz endeksli unsurlardan kendimizi kurtarmayı başarabilmeliyiz.

Ve bunun için Allah’tan yardım dilemeliyiz.

Buranın daimi ikametgâhımız olmadığını bilmeli, ikamet ettiğimiz süre boyunca bu bilinçle hareket etmeli ve bizden sonra ikamet edecekler için de iyi bir örnek olarak kalabilmeliyiz. Yeni bir yazıda bulaşmak ümidiyle Allah’a emanet olunuz.