Hem AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın hem de İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun açıklamalarından, iktidarın iki farklı stratejiyi aynı anda uygulamaya çalıştığı anlaşılıyor.
Bu stratejinin temel hedefi yeni bir Anayasa yaparak rejimi tamamen değiştirmektir. Erdoğan’ın zaman zaman söylediği “çoğu gitti azı kaldı, bu noktadan geri dönüş yoktur” söyleminden kastettiği de bu hedeftir.
Devlet Bahçeli de “ok yaydan çıktı” derken aynı hedeften söz etmiş oluyor.
***
İki stratejiden birini Dervişoğlu, Cumhuriyet’e açıkladı. Muhalefetin erken seçim isteğinin iktidarın iştahını kabarttığını belirten Dervişoğlu, “Bu sebeple bir takım operasyonlar devreye sokulmuştur. Siyasi partilerden transferler söz konusu olmuştur. Yarın bir anayasa değişikliği söz konusu olursa, tahkimat diye ifade edilebilecek, partilerden gizli oy devşirmeye yönelik bir takım çalışmaların işaretleri geliyor” ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu, iktidarın yeni Anayasa yapmak için 400 milletvekiline ulaşma çabasından bahsediyor... Şu anda 17 eksikleri var...
***
İkinci stratejiyi ise Macaristan dönüşü sırasına bizzat Erdoğan açıkladı. CHP’ye seslenen Erdoğan şöyle dedi:
“Komisyonlarımızı kuralım, sivil anayasayı bir an önce oluşturalım, milletimize takdim edelim. Hem milli hem yerli olsun. Böyle bir anayasayı Türkiye görsün. Bütün mesele acaba Cumhuriyet Halk Partisi de bizlerle ortak bir sivil anayasa yapma yolculuğuna çıkar mı? Önemli olan bu, diyoruz ki gelin el ele verelim.”
***
Bir taraftan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak belirlediği Ekrem İmamoğlu’na ve kadrosuna operasyon üzerine operasyon yapılacak, diplomasını bile iptal ettireceksiniz, diğer taraftan CHP’ye çağrı yaparak “gelin el ele verelim, yeni Anayasa yapalım” diyeceksiniz!
Bu çelişkili durum, CHP’ye aracılar vasıtasıyla çok önceden bazı dayatmaların yapıldığına ve İmamoğlu’nun “bir milim dahi geri adım atmayacağız” diye cevap vermesi üzerine operasyon düğmesine basıldığına dair CHP kulislerinde konuşulanları doğrular niteliktedir.
İmamoğlu’nun, açılım konusunda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından seslendirilen 100 kişilik komisyon fikrine destek vermesine rağmen İBB’ye yönelik dördüncü dalga operasyon yapılması, yeni Anayasa konusunda CHP’nin ikna edilemediğini gösteriyor.
Nitekim CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, “Siz hem anayasal sistemi zorlayacaksınız hem de sonra ‘beraber anayasa yapalım’ diyeceksiniz. Meclis aritmetiği şu anki seçmen kompozisyonunu yansıtmıyor. Dolayısıyla bu iktidarla bir anayasa çalışması yapmamız mümkün değil. Anayasayı tanımayan adamla anayasa yapılmaz.” dedi.
***
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ise Cumhurbaşkanına Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik geniş yetkiler veren yasa teklifine de değinerek “Şimdi ben bütün yaşananları bir bütün halinde değerlendirdiğimizde sonuç çıkarabiliriz kanaatindeyim. Hiçbir adımın tesadüf olmadığını düşünüyorum. Orduda yapılmak istenenler, bu işte barış süreci diye adlandırılan ama bana göre teröre ve teröristlere teslimiyet içeren sürecin yaşama geçirilmesi, bölge coğrafyasının yeniden tanzimi ayrı ayrı ele alınacak işler değil. Bunlar bir bütün ve farklı emele hizmet için atılmış adımlar...” dedi.
Dervişoğlu, “Abdullah Öcalan diyor ki ‘Böyle bir sürecin başlaması için Türk milliyetçilerinin ikna edilmesi gerekiyor.’ Görünen odur ki Devlet Bahçeli de ikna olmuş. Ben de dedim ki ‘Devlet Bey ikna olmuş olabilir. Ama Devlet Bey tek başına Cumhuriyetin kuruluş felsefesi olan Türk milliyetçiliğini temsil edemez.’ Kendisinin böyle bir yetki ve selâhiyeti yoktur. Tek başına bunu yapması Öcalan’ı mutlu edebilir ama millet tarafından kabul edilmez. İşte o komisyon meselesi, Abdullah Öcalan’ın talebi ya. Abdullah Öcalan’ın talep ve beklentisini yaşama geçirmek ne zamandan beri Devlet Bahçeli’nin görevleri arasındadır?” diye sordu.
***
Görünen o ki rejim değişikliği için MHP çoktan ikna edilmiş de devleti kuran partiye, “gelin bu işi beraber yapalım” deniliyor.
Türkiye’nin özerk bölgelere bölünmesini planlayanlar, önce CHP’nin parçalanması gerektiğini düşünüyor! Önümüzdeki süreçte denenecek olan yöntem budur. İmamoğlu, CHP’deki yükselişi başlatan adam olduğu için öncelikle hedef alındı. Asıl hedef ise İmamoğlu değil onun şahsında CHP, sonra da PKK bildirisinde yapıldığı gibi Lozan ve Cumhuriyet’in kuruluş felsefesi...
Bu hedefin asıl sahibi ise PKK’dan veya AKP’den önce ABD’dir...
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/asil-hedef-imamoglu-degil-chp-918143h.htm