G-XKX1J2WR62

Işıner Güngör

Avrupa Birliği Perspektifinden Gürcistan

İlerleyen dönemde Gürcistan’ın Avrupa Birliği’nin üyelik kriterlerini yerine getirdikçe demokrasisinin daha liberal bir boyuta ulaşması ve ekonomisinin serbest pazar şartlarını tam anlamıyla karşılaması umulmaktadır.


Işıner Güngör


Avrupa Birliği Perspektifinden Gürcistan

İlerleyen dönemde Gürcistan’ın Avrupa Birliği’nin üyelik kriterlerini yerine getirdikçe demokrasisinin daha liberal bir boyuta ulaşması ve ekonomisinin serbest pazar şartlarını tam anlamıyla karşılaması umulmaktadır.


Karadeniz’e kıyısı olan ve Kafkaslarda yer alan Gürcistan, 1991 yılında bağımsızlığını kazanarak Sovyetler Birliği idaresinden çıkmıştır. Devlet olarak kurumsallığını sağlamak için adımlar atılmış, çağın gereklerine uygun devlet kurumları ve piyasa düzeni oluşturulmaya çalışılmıştır. Geçmişten günümüze jeopolitik konumundan dolayı batılı ülkelerin ve komşu devletlerin dikkatini çekmiştir. Bölgesinde enerji kaynaklarının varlığı, uzak doğudan gelen yolların Kafkaslardaki kesişme noktasında bulunması jeopolitik önemini ayrıca pekiştirmektedir.

Gürcistan bağımsızlığını kazanır kazanmaz Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerini geliştirmeye başlamıştır. 21 Aralık 1992 tarihinde ilk diplomatik ilişkiler kurulmuştur. AB ile yakın ilişkiler 2003 yılındaki Gül Devrimi sonrasında gelişme göstermiştir. Dönemin devlet başkanı Mikheil Saakashvili, politik düzlemde Avrupa entegrasyonuna yönelik ülkenin dönüşümüne hız vermiştir. Avrupa Birliği’ne üyeliğin yanı sıra NATO’ya üyelik konusu da gündeme gelmiştir. 

AB, Doğu Ortaklığı Projesi kapsamında Gürcistan ile 2014 yılında bir antlaşma imzalamıştır. 2016 yılında yürürlüğe girmesiyle Gürcistan’ın AB’ye resmi katılım süreci başlamıştır. Katılım sürecinin bir avantajı olarak Gürcistan vatandaşlarına Schengen bölgesinde vizesiz seyahat imkânı tanınmıştır. Aynı zamanda Birlik, Gürcistan’a gümrüksüz ithalata da izin vermektedir. 2023 yılında ise ülke AB aday ülke statüsünü elde etmiştir. Tiflis yönetiminden adaylık sürecini hızlandırması için bazı alanlarda reformlar gerçekleştirmesi istenmektedir. Bunlar; adalet sistemi, basın hürriyeti, seçim sisteminin güncellenmesi ve ayrıcalıklı iş grupları ile mücadeledir.

Gürcistan yakın zamanda dünya gündeminde “yabancı etkinin şeffaflığı” yasası ile kendisine yer bulmuştur. Yasa ile istenilen durum; ülkede bulunan medya ve sivil toplum kuruluşları, yurt dışından elde ettikleri fonların yüzde 20’sini yabancı bağışçılardan sağlıyorlarsa yabancı kuruluşların menfaatlerini taşıyan kuruluşlar olarak kayıt altına alınmaları gerekmektedir. Bahse konu kuruluşlar gelir ve giderlerini şeffaf şekilde açıklama zorunluğu bulunmaktadır.

Rusya’da da buna benzer çalışmalar olması sebebiyle tasarı muhalefet tarafından Rus yasası olarak isimlendirilmiştir. Gürcistan Hükümeti bu yasanın Avrupa’nın şeffaflık anlayışı ile örtüştüğünü, ülke fark etmeden herhangi bir dış müdahaleye karşın tedbir sağlamak istediklerini belirtmiştir. 
Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili ve muhalefetin çabaları sonuçsuz kalmış, yasa hükümetin girişimleriyle kabul edilmiştir.Yasanın kabul edilmesi hem AB hem de ABD yetkilileri tarafından eleştirilmiştir. AB ve NATO eksenindeki mevcut iş birliğinin zarar görebileceğine yönelik değerlendirmeler yapılmıştır. 

Her ne kadar Gürcistan ve AB arasında zaman zaman bazı ufak politik fikir ayrılıkları yaşansa da Kafkasların müreffeh ülkesi AB perspektifine uyum çerçevesinde çalışmalarını var gücüyle sürdürmektedir. Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze’nin de her fırsatta vurguladığı üzere ülkenin dış politikada ana önceliği Avrupa Birliği’ne üyeliktir.

İlerleyen dönemde Gürcistan’ın Avrupa Birliği’nin üyelik kriterlerini yerine getirdikçe demokrasisinin daha liberal bir boyuta ulaşması ve ekonomisinin serbest pazar şartlarını tam anlamıyla karşılaması umulmaktadır. 

Avrupa Birliği üyeliği, aday devletler için kriterleri sağlama koşulundan dolayı uzun bir süreçtir. Aday ülkeler Batı normları ve standartları çerçevesinde yapılandırılırken, müttefiklik ilişkileri de oluşmaktadır. 

Ukrayna Savaşı sonrasında ülkelerin iki blok şeklinde kümelendiği bu aşamada AB politikasına yakın devletlerin blokta tutulması için destekler ve kolaylıklar söz konusu olması öngörülebilir. Başta Gürcistan olmak üzere diğer aday ülkeler için dile getirilen 2030 yılına kadar üyeliklerini gerçekleşeceğine yönelik tahminler iyimser bir yaklaşım olarak kalmaktadır. Yakın vadede aday ülkelerin üyelikleri resmileşmese bile, sanki doğal bir üye gibi AB’nin birçok avantajından yararlanabilecekleri süreci görebiliriz.

 

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.