Işıner Güngör

Avrupa Parlamentosu Seçimleri

Almanya, Polonya ve diğer Avrupa ülkelerindeki çiftçiler yükselen maliyetler dolayısıyla zaman zaman protesto gösterileri yapmaktadırlar. Yeşil enerji politikası kulağa hoş gelse de uygulamada muhalif tepkiler kendini göstermektedir.


Işıner Güngör


Avrupa Parlamentosu Seçimleri

Almanya, Polonya ve diğer Avrupa ülkelerindeki çiftçiler yükselen maliyetler dolayısıyla zaman zaman protesto gösterileri yapmaktadırlar. Yeşil enerji politikası kulağa hoş gelse de uygulamada muhalif tepkiler kendini göstermektedir.


Avrupa Birliği (AB), Avrupa kıtasındaki ülkeleri ve vatandaşları kapsayan, onların ekonomik, sosyal ve siyasi düzlemde birbirleriyle etkileşim içinde olmasını amaçlayan uluslararası örgütlenme biçimidir. Birliğin ilk hâli Schuman Deklarasyonu fikriyle hayata geçmiş ve yıllar içerisinde Avrupa toplumunun ihtiyaçları üzerinden kendini geliştirerek Avrupa Birliği adı altında 27 üyesiyle siyasi oluşumunu başarıyla sürdürmektedir.

Birliğin yönetimi, işleyişi ve değerlerinin uygulanması tek bir kurumsal şemsiye altında olmaktadır. Avrupa Parlamentosu, Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği Konseyi, Avrupa Birliği Zirvesi, Avrupa Birliği Adalet Divanı ve Avrupa Merkez Bankası başlıca temel kurumlarıdır. 

Avrupa Parlamentosu (AP) için AB üyesi devletlerde beş yılda bir yapılan oylamalarla 720 temsilci seçilmektedir. Parlamentoda üye ülkelerden ne kadar temsilcinin olacağı ülkelerin nüfuslarıyla ilintilidir. Avrupa Parlamentosu’na seçilen üyeler siyasi görüşleri doğrultusunda blok oluşturmaktadır. Parlamenterlerin bağlı bulundukları ülke ise ikinci planda kalmaktadır.

Avrupa Birliği’nde yasama yetkisi Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi’nde bulunmaktadır. Üye devletlere yönelik hukuki bağlayıcı kararlar eşgüdümlü şekilde bu iki kurum tarafından onaylanması şartı vardır. Bahse konu bu iki kurum aynı zamanda Avrupa Birliği’nin bütçesini hazırlamaktadır.  Avrupa Birliği kurumlarını siyasi açıdan denetleme görevine sahip olan Parlamento’nun dış politikadaki yetkisi sadece danışma niteliğindedir. 

Bilindiği üzere Avrupa Birliği’ndeki vatandaşlar Birliğin parlamento üyelerini seçmek amacıyla 6-9 Haziran tarihlerinde sandık başına gideceklerdir. Yapılan anketlerde 2019 yılında % 49 olan katılım oranının % 60 düzeyine yükselmesi beklenmektedir. Burada Ukrayna ve Ortadoğu’da yaşanan çatışmacı durumun Avrupa Birliği halkları üzerindeki olumsuz yansımalarının bir payı vardır. Düşen hayat standartları ve güvenlik ihtiyacı ile ilgili söylemlerin Avrupa’daki seçim sonuçları üzerinde etkili olması düşünülmektedir.

The Economist dergisinde seçim sonuçlarına yönelik öngörüler paylaşılmıştır. Avrupa Parlamentosu’nda bloklar arasında merkez sağın en çok üyeye sahip olacağı, merkez sol ve liberallerin ise ivme kaybedeceği bilgisi kaydedilmiştir. İtalya, Fransa ve Macaristan’daki aşırı sağcıların oylarının artabileceği vurgulanmıştır. Gözden kaçırılmaması gereken diğer bir husus ise Avrupa Parlamentosu seçimleri Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in de akıbetini etkileyecektir. Bloklardaki yeni güç dağılımıyla Avrupa Komisyonu’nda yeni bir ismin de görülmesi olanak dahilindedir.

Avrupa Komisyonu Başkanı Leyen, merkez sağ olan Avrupa Halk Partisi (EPP)’nin liste başı adayı olarak AP seçimlerinde yarışacaktır. Ursula von der Leyen’in görevinin devam etmesi ihtimaliyle; Ukrayna’ya verilen desteğin artması, AB genişleme süreciyle ilgili çalışmaların sürmesi, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşılması ve Avrupa’ya yapılacak düzensiz göç hakkında çabaların olacağı öngörülmektedir.

Ukrayna’da başlayan savaş sonrasında Avrupa Birliği enerjide büyük bir dönüşüm sürecini başlatmıştır. Bu dönüşümde jeopolitik riskler, teknolojik atılım ve sürdürülebilir çevre politikalarının etkisi bulunmaktadır. Avrupa Birliği değişen dünya şartlarında rekabet gücünü korumak ve enerji bağımlılığını minimize etmek için yeşil enerji politikasını uygulamaya koymuştur. Böylelikle Rus enerjisi temini devre dışı bırakılarak Birlik içerisinde sıfır karbon ve yenilenebilir enerjiler üzerinden projeler ve yatırımlar geliştirilmeye başlanmıştır. Haliyle üretimde karbon nötr süreçle birlikte üreticilerin maliyetleri yükselmektedir. Almanya, Polonya ve diğer Avrupa ülkelerindeki çiftçiler yükselen maliyetler dolayısıyla zaman zaman protesto gösterileri yapmaktadırlar. Yeşil enerji politikası kulağa hoş gelse de uygulamada muhalif tepkiler kendini göstermektedir. 2019 yılından günümüze kan kaybeden Yeşillerin parlamento seçimlerinde düşük performans sergileyeceğine yönelik projeksiyon, Birlikteki yeşil enerji politikası için olumsuz bir etki meydana getirecektir.

Her ne kadar Avrupa Parlamentosu’ndaki seçimler Avrupa’nın geleceğini şekillendirecek olsa da sonuçların tek başına küresel bir boyut kazanması mümkün olmayacaktır. Bu yıl 5 Kasım’da yapılacak olan Amerikan Başkanlık Seçimi, Avrupa’nın birçok politikasının sürdürülebilirliği açısından önemli rol oynayacaktır. ABD’nin finansal girişimleri, NATO ve Avrupa’nın güvenliği açısından vereceği kararlar Avrupa’nın siyasetini, sosyal hayatını ve ekonomisini derinden etkileyecek türdendir.