Sibel Arslan

Tarih: 26.05.2025 09:15

Bilmeyenler Kulübü: Her Şeyi Bilmek Zorunda Olmayanların Bilgeliği

Facebook Twitter Linked-in

Her şeyi bilenlerin dünyasında, bilmiyorum diyebilmenin ağırlığı giderek artıyor. Üstelik bu ağırlık, zafiyet değil; bir erdem halini alıyor.

Bugün bulunduğumuz her alanda ,iş toplantılarında, panellerde, sosyal medyada , sürekli bir "bilenler korosu"yla karşı karşıyayız. Herkes konuşuyor, yorum yapıyor, analiz sunuyor. Ama çoğu zaman hakikat, bu gürültünün altında kalıyor. Çünkü bilgi, bağırarak değil; sorgulayarak edinilir.

Bilmeyen olmak; öğrenmeye açık, dönüşüme hazır, tevazu sahibi olmaktır.
Bilen, çoğunlukla anlatır.
Bilmeyen, dikkatle dinler.

İşte o fark; hakikati ayakta tutan derinliktir.

Tecrübe dediğimiz şey, ne çok yaş almakla ne de çok şey söylemekle ilgilidir.
Tecrübe; defalarca yanılmakla, sabırla düşünmekle, bilmediğini kabul etmekle başlar.
Çünkü öğrenmek, yeniden doğmak gibidir: Önce bilmiyorum demek gerekir.

Bugün artık bilmemenin ağırlığı değil; bilmiyor gibi yapamamanın utancı baskındır.
Bilmeyen olmak bir devrimdir. Çünkü bilmediğini itiraf eden kişi, en büyük öğrenme kapısını aralar.
Bilmek iddia; bilmemek idraktir.

Bilmeyenler Kulübü, zayıfların değil; zihinsel cesareti olanların yeridir.
Bu kulüp; soru soranları, şüphe edenleri, hakikati arayanları kabul eder.
Ve en önemlisi: Bu kulüp, hâlâ öğrenmeye cesareti olanların evidir.

Son Sözümüz:

Bilmeyen olmaktan korkmayın. Çünkü hakikate ulaşanlar, hep bilmediği için yola çıkanlardır.
Ve unutmayın: Bilgelik, bilenin değil; bilmediğini itiraf edebilenin mirasıdır.
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-DT9JLG88B3