Yukarıdaki fotoğrafa dikkatle baktıysanız, üzerinde uzun uzadıya düşünülmeyi hak eden bir özelliği olduğunu herhalde farketmişsinizdir.
Tepelerine tonluk bombalar düştüğü için yıkılmış evler ile yapay biçimde aydınlatılmış bir alanda kurulu sonu git git bitmeyen masalarda yemek yiyen insanlar görülüyor bu fotoğrafta…
Yıkıma uğramış binaların üzerine gerçekten tonlarca bomba düşmüştü. Hala elektrik ve doğalgazdan mahrum bir yer burası; mahya türü yapay aydınlatma da ondan…
Ramazan’ın ilk iftarı için bir araya gelmiş genciyle yaşlısıyla Gazzeliler bunlar… Bir yandan, kendilerini İsrail’in üzerlerine yağdırdığı ateş sağanağından korumaya çabalarken, bir yandan da, saldırılarda hayatlarını kaybetmiş yakınlarının cenazeleriyle uğraşırken geçirmişti o insanlar bir yıl önceki Ramazan’ı…
İnsanoğlu böyle bir varlık işte: Hayat sürsün yeter ki, inançlı insan ne yapıp edip direniyor…
Masaların üzerindeki yiyecekler, içecekler ateşkes şartları gereği İsrail’in temel ihtiyaç maddelerinin girişine izin vermesiyle Gazze’ye ulaşabilen binlerce kamyonluk yardımla gelenler…
Bir ulusun -Filistinlilerin- kendilerini yok etmek üzere çıkartılmış bir savaşa muhteşem direniş azmini simgeliyor bu fotoğraf…
Nitekim, Netanyahu da fotoğrafı böyle algılamış olmalı ki, hemen ertesi gün, ateşkes anlaşmasını çiğneme anlamına da gelen bir girişimde buundu İsrail: Yardım konvoylarının Gazze’ye girişlerini durdurdu.
Bunun anlamı, Gazzelilerin Ramazan’ı mahrumiyetle geçirmeye mahkum edilmesi…
Gazze’de yaşanan ve ancak yasaklarla engellenen Ramazan neşesi, öyle anlaşılıyor ki, Batı Şeria’da da yaşanmasın diye, işgal ettiği topraklarda Filistinlilere de sıkıntılar uygulanıyor İsrail tarafından…
Beş-on dakikalık mesafeler, yol engellemeleri sebebiyle, ancak birkaç saatte alınabiliyor. Bırakın toplu iftarları, ziyaretlerin yapılamaması yüzünden, geniş aileler bir arada iftar açamıyor…
İsrail vatandaşı Araplar da Batı Şeria’daki yakınlarını ziyarete kalkıştıklarında aynı engellemelerle karşılaşıyorlar.
Kudüs’deki Mescid-i Aksa’da her Ramazan yüzbinler Cuma namazında buluşurdu; önceki gün İsrail yönetimi bu sayıyı 10 bin olarak sınırladı.
Ateşkes antlaşmasını çiğnemek anlamına gelen, Gazze’ye bütün ulaşım yollarını kapatma ve insani yardım getiren konvoyların girişini engelleme uygulamaları, Netanyahu tarafından, Beyaz Saray’ın Ukrayna Cumhurbaşkanı Vlodomir Zelenskiy’e muamelesi sonrasında başlatıldı.
Trump-Vance ikilisinin sergilediği, konuk cumhurbaşkanını gözden düşürme amaçlı vodvilden alınan cüretle…
Netanyahu’nun da imzaladığı ateşkes antlaşması iki aşamalıydı. Antlaşmanın ilk aşamasında, iki taraf ellerindeki kararlaştırılmış sayıdaki rehine-tutukluların değişimini sağlayacak; ikinci aşamada da, savaşa son verilecek, İsrail askerlerinin tamamı Gazze’den çekilecek, ardından Hamas da elindeki rehinelerin hepsini serbest bırakacaktı.
Araya ABD girdi ve Netanyahu altına imza koyduğu antlaşmadan yan çizmeye başladı.
İstediği, imzalanma aşamasına gelmesi aylar süren müzakerelerle sağlanmış antlaşma yerine, Trump’ın Ortadoğu özel temsilcisi olarak atadığı Steve Witkoff’un gündeme taşıdığı yeni çerçevenin uygulanması…
O çerçeve, Hamas rehinelerin hepsini serbest bırakmadan İsrail askerlerinin Gazze’de kalmaya devamını öngörüyor. Netanyahu da, Trump-Vance ikilisinin arkasında olduğu bilinciyle, Gazze’den askerlerini çekmek ve savaşın bittiğini ilan etmek istemiyor.
Yeniden savaşın ikinci aşamasını başlatmaktan söz etmeye başladı İsrail.
Bütün bunları, 60 bin Filistinli’nin hayatını kaybettiği savaşa rağmen Hamas’ın varlığını Gazze’de yok edemediği gerekçesi ardına sığınarak yapıyor Netanyahu.
Oysa İsrail’in 1967’den beri işgali altında tuttuğu Batı Şeria’da Hamas yok. Oradaki Cenin, Zülkerem ve Nur Şems kamplarını boşalttı ve boşalan kamplara askerlerini yığacağını açıkladı İsrail.
Tam 40 bin Filistinli uzun yıllar yaşadıkları kamplardan çıkartıldı. Bu arada, Birleşmiş Milletler tarafından Filistinli göçmenlere yardım için kurulmuş UNRWA ajansının Batı Şeria’daki faaliyetlerini de yasakladı İsrail.
Bu yıl Ramazan ile aynı günde Yahudilerin de ‘Adar’ dedikleri oruç tutma dönemi başladı. Netanyahu ve savaş kabinesi üyeleri, yanı başlarındaki Gazze’de yapılmış ‘toplu iftar’ fotoğrafına bakıp derin düşüncelere dalacaklarına, içlerinden Hazine bakanı Bezalel Smotrich, Gazze’yi kast ederek “Adar gelince cehennemin kapıları açılır” diyebiliyor…
Galiba niyetleri bütün dünyayı cehenneme çevirmek…