802-508-7352

Ufuk Sarıgül


Dalış denetimi vergi sorunları

Türkiye’de dalış faaliyetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesi, Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu (TSSF) ve İl Kültür ve Turizm Müdürlükleri gibi çeşitli resmi kurumların sorumluluğundadır.


Türkiye’de turizm bölgelerinde düzenlenen dalış faaliyetleri, özellikle dalış tekneleri aracılığıyla gerçekleştirilen turlar belirli kurallar çerçevesinde yürütülmektedir. Ancak bu faaliyetlerin denetimi, yeterliliği ve sektörde yaşanan sorunlar birçok profesyonel dalgıç tarafından eleştirilmektedir.

Dalış Faaliyetlerinin Denetlenmesi ve Sorumlu Kurumlar

Türkiye’de dalış faaliyetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesi, Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu (TSSF) ve İl Kültür ve Turizm Müdürlükleri gibi çeşitli resmi kurumların sorumluluğundadır. Ayrıca, Liman Başkanlıkları ve Sahil Güvenlik Komutanlığı da zaman zaman denetimler gerçekleştirmektedir. Ancak, bu denetimlerin yeterli olup olmadığı tartışmalı bir konudur.

Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerinde faaliyet gösteren dalış teknelerinin, faaliyet izinleri ve lisansları teorik olarak belirli standartlara tabi tutulmaktadır. Ancak, denetimlerin sıklığı, kapsamı ve etkinliği konusunda ciddi eksiklikler olduğu görülmektedir. Bazı bölgelerde bu denetimler neredeyse hiç yapılmazken, bazı yerlerde ise sadece belirli dönemlerde yüzeysel kontroller gerçekleştirilmektedir.

Dalış Eğitimi ve Bröve Verilme Sürecinde Denetim Eksikliği

Dalış eğitimi alan kişiler, belirli seviyelere ulaşarak bröve (sertifika) almaya hak kazanmaktadır. Ancak, bu brövelerin verilme süreci ve eğitim kalitesinin denetlenmesi konusunda ciddi sorunlar bulunmaktadır.

Profesyonel dalgıçlar, birçok dalış merkezinin eğitim süreçlerini eksik ya da yüzeysel olarak gerçekleştirdiğini, hatta bazen yeterli eğitimi almayan kişilere sadece ticari kaygılarla sertifika verildiğini dile getirmektedir. Bu durum, sektörde hem güvenlik hem de kalite açısından ciddi riskler doğurmaktadır.

Peki, bu denetimleri kim yapıyor?
TSSF ve bağlı olduğu Gençlik ve Spor Bakanlığı, teorik olarak bu denetimleri yürütmekle yükümlüdür. Ancak, pratikte eğitim süreçlerinin yerinde ve düzenli olarak denetlendiğini söylemek pek mümkün değildir.

Dalış Teknelerinde Talep Edilen Fiyatlar ve Vergilendirme

Özellikle yaz aylarında, dalış turizminin yoğun olduğu bölgelerde, 15-20 dakikalık dalışlar için fahiş fiyatlar talep edilmektedir. Bazı bölgelerde dalış ücreti, turistik amaçlı yapılan kısa süreli dalışlar için standart fiyatların çok üzerinde belirlenmektedir.

Bu fiyatlandırmaların, sektöre olan güveni sarstığı ve dalış turizminin uzun vadede zarar gördüğü belirtilmektedir. Üstelik, bu kazançların ne kadarının resmi olarak vergilendirildiği de bir başka tartışma konusudur. Kayıt dışı gelirlerin oldukça yüksek olduğu, bazı dalış merkezlerinin kazançlarını tam olarak beyan etmediği iddiaları sıkça gündeme gelmektedir.

Dalış Sorumluluğu ve Sağlık Beyanı Üzerine Hukuki Durum

Dalış eğitimi almak veya bir dalış aktivitesine katılmak isteyen kişilere, dalış öncesinde bir "sağlık beyan formu" imzalatılmaktadır. Bu belge, dalıcının herhangi bir sağlık sorunu olmadığını ve dalış sırasında oluşabilecek sağlık problemlerinden kendisinin sorumlu olduğunu kabul ettiğini belirtmektedir.

Ancak, bu belgeler genellikle dalış merkezlerini hukuki sorumluluktan kaçınmak için bir araç olarak kullanılmaktadır. Bir dalış kazası ya da sağlık sorunu yaşandığında, dalış merkezleri genellikle bu belgeyi öne sürerek sorumluluğu dalıcıya yüklemektedir. Bu durum, özellikle ani gelişen sağlık sorunları veya dalış esnasında yaşanan teknik hatalar nedeniyle mağdur olan dalıcılar için ciddi bir sorun teşkil etmektedir.

Denetim Mekanizmasının Eksiklikleri ve Sektöre Etkisi

Özetle, Türkiye’de dalış sektörü her ne kadar belirli yasal düzenlemelere tabi olsa da, denetim mekanizmasının yeterince etkin çalışmadığı görülmektedir.

  • Dalış teknelerinin güvenlik standartları ve izinleri düzenli olarak denetlenmemektedir.
  • Dalış eğitimleri ve bröve verme süreçleri gerektiği gibi takip edilmemektedir.
  • Sektörde fiyatlandırma konusunda bir standart olmadığı için fahiş fiyatlar uygulanmakta ve kayıt dışı ekonomi yaygınlaşmaktadır.
  • Dalış kazalarında sorumluluk konusu net değildir ve dalış merkezleri genellikle sorumluluğu üzerinden atmaktadır.

Bu eksikliklerin giderilmesi için, daha sıkı denetimlerin getirilmesi, bağımsız denetleyici kurumların sürece dahil edilmesi ve dalış eğitimi ile turizm faaliyetleri arasında daha net bir çerçevenin çizilmesi gerekmektedir. Aksi halde, sektörün uzun vadede güvenilirliğini kaybetmesi ve dalış turizminin ciddi zarar görmesi kaçınılmaz olacaktır.