Arslan Bulut

Tarih: 06.06.2025 12:59

“Demokratik Konfederalizm” Sevr kökenli...

Facebook Twitter Linked-in

Emekli tuğgeneral Nejat Eslen, Abdullah Öcalan’ın “demokratik konfederalizm” görüşlerini Rus asıllı Amerikalı yazar Murray Bookchin'den aldığını yazdı. Grok da “Demokratik konfederalizm, Bookchin'in fikirlerinin özellikle Abdullah Öcalan tarafından benimsenip geliştirilmiş bir versiyonudur.” diyor.

Grok’un özeti şöyle:

“Bookchin, halkın doğrudan karar alma süreçlerine katıldığı yüz yüze demokrasiyi savunur. Ona göre, gerçek demokrasi, merkezi devlet yapılarının yerine yerel toplulukların kendi kendilerini yönettiği belediye meclisleri veya halk meclisleri aracılığıyla mümkündür. Bu meclisler, mahalle ve köy düzeyinde örgütlenir ve kararlar tabandan yukarıya doğru alınır.

Bookchin, yerel yönetim birimlerinin (komünlerin) bir araya gelerek konfederal bir ağ oluşturmasını önerir. Konfederalizm, merkezi bir otoriteye bağlı olmadan, yerel birimlerin gönüllü işbirliğine dayanır.

Abdullah Öcalan, Bookchin’in demokratik konfederalizm modelini 2000’li yıllarda benimsemiştir.”

Grok, “Kuzey Kürdistan” tabirini kullanarak, “Türkiye’de 2010’lu yıllarda, demokratik konfederalizm ilkelerine dayalı öz yönetim girişimleri olmuş, ancak bu girişimler Türk devleti tarafından bastırılmıştır. (örneğin, Cizre, Nusaybin ve Sur’daki olaylar). Bu nedenle burada tam anlamıyla bir uygulama gerçekleşmemiştir.” diyor.

Yani Türkiye’nin 800 şehit verdiği “hendekle çevrilmiş kurtarılmış şehirler” olayları...

***

Konuyu 21 Ocak 2029’da “Suriye’nin kuzeyinde kurulan şeytan tuzağı” sürmanşetiyle şöyle incelemiştim:

Abdullah Öcalan, İmralı'da 3 Nisan 2013’te Barış ve Demokrasi Partisi'nden gelen heyetle konuşurken, "Yeni oluşacak Suriye'de, bizimkiler başat rol oynayacaklar. Orada özerk bölgeler olur, Kürtler, Aleviler hatta Araplar için de özerk bölgeler olacak gibi. İsviçre gibi özerk bölgeler." dedi

Nitekim bu yönetim modeli, PYFD/YPG işgali altındaki bölgede uygulanmaya başlandı.

Tayyip Erdoğan, 8 Ocak 2019'da New York Times gazetesinde "Türkiye'nin Suriye'de barışı sağlamak için bir planı var" başlıklı bir makale yayınladı.

Erdoğan bu makalede Suriye modelini şöyle açıkladı:

"Türkiye'nin gözetiminde, şu anda YPG veya DEAŞ terör örgütlerinin kontrolünde olan Suriye toprakları, halk tarafından seçimle belirlenen yerel meclisler tarafından idare edilecektir.

Suriye'nin kuzeyinde, nüfusunun çoğunluğu Kürt olan yerlerde kurulacak yerel meclislerde Kürt toplumunun temsilcileri çoğunluğu oluşturacak; ancak diğer tüm kesimlerin adil bir şekilde siyasi temsil hakkından faydalanmaları sağlanacaktır."

***

ABD derin devletine hizmet eden Uluslararası Kriz Grubu da 5 Eylül 2018’de "Suriye'nin Kuzey Doğusunu Stabilize Etme Anlaşması" başlıklı bir rapor yayınladı. Raporda şöyle denildi:

"YPG/PYD'nin siyasi hedefleri, Abdullah Öcalan'ın geliştirdiği 'demokratik konfederalizm' kavramı etrafında şekilleniyor. Demokratik konfederalizm, Türkiye, Irak, İran ve Suriye'nin devlet sınırları içinde Kürtlerin ve diğer dini ve etnik toplulukların haklarını güvence altına alabilecekleri araçları sağladıkları, savunma haklarını ve kapasitesini de içeren yüksek derecede yerel özyönetimin sağlandığı derin bir ademi merkeziyetçilik biçimi olarak anlaşılmaktadır. YPG/PYD de bunu savunuyor."

***

Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı Mehmet Uçum ise 24 Ağustos 2105'te, Habertürk'ten Balçiçek İlter'e şöyle dedi:

"Yeni siyasal perspektif; ademi merkeziyetçi, yerelden temellenerek merkeze yükselen başkanlık ve 'yerelden merkeze kadar örülen meclisler sistemi' ile halk-devlet ilişkisini yeniden yapılandıran ve halkın devlet üzerindeki etkisini artıran, böylelikle üniter yapıyı da güçlendiren bir içeriğe sahiptir."

***

Bu model, Sevr’de dayatılan modeldir. Bizzat Atatürk, Nutuk'ta anlatıyor:

"Sevr'de, 'Fırat'ın doğusunda ve Ermenistan, Irak ve Suriye arasında kalan bölge için İtilâf Devletleri temsilcilerinden kurulacak bir komisyon özerk bir yönetim şekli hazırlayacaktır.' deniliyordu.

Lozan'da, elbette bu talepler söz konusu ettirilmemiştir."

Lozan'da söz konusu bile ettirilmeyen özerk yönetim şekli, şimdi hem Irak, hem Suriye hem de Türkiye için söz konusu ediliyor! Hem de görünürde PKK tarafından...

Kısacası, Demokratik Konfederalizm denilen projenin esası Sevr Antlaşması’na dayanıyor!

PKK, “Lozan öncesine dönülmeli” derken “Fırat’ın doğusunda” yine “özerk yönetim modeli”ni istiyor. “Terörsüz Türkiye” denilen projenin esası da işte bunlardır.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/demokratik-konfederalizm-sevr-kokenli-922673h.htm


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-DT9JLG88B3