Arslan Bulut


Devlet intihar eder mi?

Sonunda IŞİD devleti ilan edildi ve Kuzey Irak’taki PKK ve Barzani kuvvetleri, IŞİD ile mücadele bahanesiyle, Türkiye üzerinden Suriye’ye geçirildi. Burada zaten var olan PYD’nin, YPG adını verdiği kuvvetler, ABD tarafından, Suriye Demokratik Güçleri adıyla anılmaya ve eğitilmeye, donatılmaya başlandı.


Suriye krizinin büyüdüğü dönemde, 4 Temmuz 2014 tarihinde bu sütunda, “IŞİD'den Büyük

İsrail'e giden yol” başlığı altında asıl hedefin ne olduğunu incelemiştim.

Dünyanın çeşitli ülkelerinden geldiler, Türkiye üzerinden Suriye’ye geçirildiler. Hafif silahlı 900 kişi kara yolundan Toyota arabaların arkasında seyahat ederek Musul'a girdi. Musul'un valisi Nuceyfi, Irak Başbakanı Maliki'nin devrilmesi için askerlere ricat emri verdi! Irak ordusu, tanklarını bile IŞİD'e bırakarak Musul'dan kaçtı.

Türkiye'nin Musul Konsolosluğu'nun basılması ve oradaki Türklerin rehin alınması, IŞİD'e zaman ve zemin yaratılması içindi. Konsolos, binayı boşaltmak istediği halde, "IŞİD size zarar vermez" denildi. Sonunda IŞİD devleti ilan edildi ve Kuzey Irak’taki PKK ve Barzani kuvvetleri, IŞİD ile mücadele bahanesiyle, Türkiye üzerinden Suriye’ye geçirildi. Burada zaten var olan PYD’nin, YPG adını verdiği kuvvetler, ABD tarafından, Suriye Demokratik Güçleri adıyla anılmaya ve eğitilmeye, donatılmaya başlandı. Maksat hâsıl olmuş, PKK Suriye’ye girmişti... IŞİD, isim olarak buhar oldu ama yerine önce El Nusra sonra da HTŞ kuruldu. IŞİD markasından vaz geçildi ve IŞİD militanları, koridor açılarak İdlib’e gönderildi. Rusya ve Suriye, buradaki teröristlerin tasfiyesini, en azından silahsızlandırılmasını istese de Türkiye, Rusya’yı oyaladı. Yıllar içinde Esad ordusu, direncini kaybetti, Rusya ve İran sahadan çekildi. Esad kaçtı ve İdlib’de bekletilen teröristler, yine Toyota araçlarla, tek kurşun atmadan Şam’a kadar gidip devlet oldular.

Şimdi bu tablo, “Emevi Camisi’nde namaz kıldık” denilerek Türkiye’de müminlerin zaferi olarak gösteriliyor. Galata Köprüsü’nde miting yapılarak, İsrail aleyhşnde sloganlar atılıyor. İsrail ise iki günde Suriye’nin askeri alt yapısını çökerterek bu ülkeden kendisine gelebilecek tehdidi en az 50 yıl için ortadan kaldırdı. Golan tepelerinden hareket ederek hiçbir direnişle karşılaşmadan Şam yakınlarına kadar işgal ettiler.

Türkiye’deki İslamcılar ise bayram yapıyor. Halkı ikna etmek için de Türkiye’nin büyüdüğünü söylüyorlar. Oysa IŞİD ile başlatılan Suriye operasyonu, İsrail’in tarihi zaferiyle sonuçlandı.

***

Bu gelişmeler olurken, “Abdullah Öcalan gelsin Meclis’te konuşsun, Terör örgütünü lağvettiğini açıklasın” politikası da sürüyor. Öcalan, “Önce Meclis gereğini yapsın” diyerek Anayasal güvence talebini tekrar etti. Rejimi değiştirecek adımlar atılsın diye zemin hazırlanıyor. Bütün hazırlıklar, Irak, Suriye ve Türkiye’deki Kürtleri birleştirecek Büyük Kürdistan için atılıyor.

Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü'nün tarihi açıklamasını tekrar hatırlatıyorum.

"Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Kürt topluluğunun ana yurdu değildir.

10. yüzyıl ve sonrasındaki Müslüman Arap kaynakları Kürtlerin ana yurdu olarak Fars eyaletini, yani İran'ı gösterirler. Kürtler Anadolu'ya, Türk yönetimleri döneminde gelmişlerdir.

1965'teki nüfus sayımında ana dili Kürtçe olanların oranı yüzde 7.07'dir. Daha sonraki nüfus sayımlarında ana dil sorulmamıştır. Buna karşılık yapılan birçok araştırma ve anket vardır. Bunların da sonuçları çoğunlukla birbirleriyle çelişmektedir. Devletçe ciddi bir sayım yapılarak gerçek sayı ve oranlar ortaya çıkarılmalıdır.

Türkiye için örnek gösterilmek istenen ABD, Almanya, İngiltere gibi devletlerde federalizm, bütünden parçaya gitmenin değil, parçadan bütüne gitmenin sonucudur.

Yani bu ülkelerde ayrı ve bağımsız devletler birleşerek federatif devlet hâline gelmişlerdir. Bunlara karşılık Türkiye'nin federatif yapıya geçmesi, bütünden parçaya doğru bir gidiş olur."

Yani intihar olur! Peki Türk devleti intihar eder mi? Burası Suriye mi?

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/devlet-intihar-eder-mi-874011h.htm