Işıner Güngör

Tarih: 24.11.2024 16:18

Dijital Savaşlarda Aşil Fokuslanması

Facebook Twitter Linked-in

Ukrayna-Rusya arasında devam eden savaş 1000 günü aştı. Eğer böyle devam ederse trajedilerle yüklü çatışmalar önümüzdeki aylarda üçüncü yılını doldurmuş olacak. Savaşın başlangıcından bu yana Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) Ukrayna’ya yapılan askerî ve mali yardımlar, Ukrayna’ya savunma kabiliyeti ve hücum yeteneği kazandırdığı bilinen bir gerçektir.

Ukrayna ordusu ABD’den temin ettiği askerî ekipmanları ve silahları bu zamana kadar kendi sınırları içerisindeki çatışmalarda kullandı. Kuzey Kore askerlerinin Rusya’da konuşlanması üzerine, ABD hafta başında Ukrayna’ya destek amaçlı gönderilen uzun menzilli füzelerin Rusya sınırları içerisinde kullanılabilmesi iznini verdi. Akabinde Fransa ve İngiltere’den de izin çıktı. Tüm bu izinler bir anda savaşın tansiyonunu yükseltti. 

İzinlerden sonra Ukrayna birlikleri Rusya içindeki askeri hedeflere uzun menzilli füze saldırıları başlattı. Rusya ordusu da Ukrayna’ya ilk defa hipersonik balistik füzeyle misilleme yaptı. Çatışmaların şiddetlenmesi, müttefiklerin savaşa müdahil olma hazırlıkları acaba Doğu Avrupa’daki savaş yayılabilir mi endişelerine neden oldu.

Dnipro’ya düşen hipersonik füze sonrası Avrupalı liderler yaşananları endişe verici buldu. Polonya Başbakanı Donald Tusk “bilinmeyenin yaklaştığını hissediyoruz” diyerek küresel çatışma riskine dikkat çekti. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski de Rusya’nın savaşı tırmandırmak istediğini söyledi. Rusya tarafı da Batı’nın karar ve eylemlerine yanıt verdik dedi. Kısaca savaş daha komplike bir hâl almaya başladı. 

Avrupa ülkeleri savaşın genişleme riskine karşı çeşitli alanlarda tedbirleri devreye alıyor. Finlandiya’da NATO askerleri tatbikat yaptı. Almanya Silahlı Kuvvetleri (Bundeshwehr) şirketlerle strateji planı paylaştı. İngiltere ordusu Doğu Avrupa’da her duruma hazırlıklı olduğu mesajını verdi. İskandinavya ülkelerinde halka savaş zamanında yapılması gerekenlerle alakalı broşürler dağıtıldı. 

Rusya’nın Kaliningrad’tan deniz komşusu, yeni NATO üyesi İsveç’te Sivil Acil Durumlar Ajansı savaşta krizin nasıl yönetebileceğine dair bir kitapçık yayımladı. Kitapçığın ilk sayfasında belirsiz zamanlardan geçildiğinden bahsedilerek yakın yerlerde çatışmalar olduğunun ve İsveç’te yaşayan her bireyin ülkenin dayanıklılığını artırmak için üstüne düşen görevleri yerine getirmesi gerekliliğinin altı çiziliyor. Kitapçıkta olası bir saldırıda acil durumun nasıl işleyeceği, hayatın devamlılığını sağlayacak ihtiyaçların nasıl temin edileceği, sığınaklarda nasıl saklanılacağı, yalan haberlere karşı nasıl tetikte olunacağı gibi birçok konuda bilgiler sunulmaktadır.

Acil durumlarda sosyal ve ekonomik ihtiyaçlar bir şekilde kamu ve sivil toplum kuruluşları tarafından çözülebiliyor. Yukarıdaki başlıkların haricinde dijital güvenlik meselesi kitapçıkta benim en çok dikkatimi çeken başlık oldu. Önem sıralaması yapılsa üst sıralarda yer alması kanaatindeyimdir.

Sadece savaş zamanlarında değil, normal zamanlarda da bir devlet siber saldırılara her zaman açıktır. Dijitalleşmenin kamu ve özel sektörde yoğun kullanılması düşman yapılara aşil fokuslanması yaratabilir. İstikrarsızlığa sebep olmak için kritik bilgi işlem sistemleri çökertilmek istenebilir. Bunun için bulunduğumuz teknoloji çağında devlet hizmetlerinin sürekliliği için bilgi güvenliği en temel husus olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ülkeler devlet kurumları aracılığıyla makro açıdan bilgi güvenliğini sağlarken bireyler de üstüne düşen tedbirleri yerine getirerek bilgi güvenliğine destek olabilirler. Bunlara örnek olarak, harf, sayı ve sembollerin kombinasyonlarını kapsayan güçlü parolalar oluşturabilirler. Emin olmadıkları göndericilerden gelen e-postalardaki bağlantılara tıklamamaya veya ekleri açmamaya özen gösterebilirler. Güvenlik güncellemelerini yükleyerek sistemin etkin çalışmasını sağlayabilirler. Önemli gördükleri bilgileri harici bir sabit diske, USB’ye veya bulut hizmete yedeklemesini gerçekleştirebilirler.

Ülkelerin rekabette fark yaratmalarının en etkin yolu bilgiye sahip olma ve kullanma seviyeleriyle bağlantılıdır. Bu noktadan hareketle, rekabet üstünlüğünde bilgi yönetimi ve onun sürekliliği başat faktörlerdendir. Bilgi temelli yapının birçok alanda zorunlu olduğu çağımızda dijitalleşme bize bilgiyi verimli, hızlı ve stratejik şekilde yönetme imkânı tanımaktadır. 

Teknoloji ve Büyük Veri’deki (Big Data) gelişmeler klasik savaş metotlarını yavaş yavaş rafa kaldırmakta, dijital savaşlara doğru bir dönüşümü getirmektedir. Devletin elektronik hizmetlerinin devamı, ödeme sistemlerinin işlemesi ve yüksek teknolojili askerî tehditlerin bertaraf edilmesi için caydırıcı unsurlara sahip olunması önemlidir. Uydu, elektro manyetik, bilişim ve yapay zekâ sistemlerinde rekabetin tüm hızıyla sürdüğü bu dönemde ülkeler eksikliklerini belirleyip bunları geliştirmek üzerine konsantre olmaları onları daha güçlü ve hazırlıklı kılacaktır.

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-DT9JLG88B3