Işıner Güngör

Tarih: 13.08.2024 12:45

Doğu Akdeniz’de Organik Çerçeveler

Facebook Twitter Linked-in

Ortadoğu’da İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalar, İran’daki suikast olayı, Suriye ve Lübnan’daki saldırılar derken bu bölge dünyanın dikkatle izlediği yerlerin başında gelmeye başladı. Bu bölgede denize erişim Doğu Akdeniz vasıtasıyla sağlanmaktadır. Bölge genelinde sadece karalar değil denizler de stratejik faktör olarak öne çıkmaktadır.

Doğu Akdeniz’de ülkemiz Türkiye’nin kıyısı olması ve diğer vatanımız olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) de yer alması, ayrıca bu coğrafyanın ateş hattına yakın olması bizler için diplomatik ve askeri anlamda teyakkuz halinde olmamızı zorunlu kılmaktadır. 

Hatırlandığı üzere Akdeniz’in bu bölümünde bulunan enerji yatakları zaman zaman Yunanistan ve Rum yönetimi ile ilişkilerimizi gerginleştirmişti. Daha sonra Avrupa Birliği’nin aracılığı ile konu soğumaya bırakılmıştı. 

Daha sonra İsrail-Filistin Savaşı’nın patlak vermesi bu coğrafyadaki siyasi gündemi farklı bir yere çekmiştir. İsrail’in saldırgan tavrı ile diğer ülkelerde riskli potaya girmiştir. Netanyahu hükûmetinin ülke içerisinde gücünü tanzim etmek için çıkış noktası olarak, savaşı diğer ülkelere yaymak olduğunu gördüğü bilinmektedir.

ABD ve AB’den bazı ülkelerin desteğini alması İsrail’e uluslararası teşkilatlarda geçici bir dokunulmazlık kattığı aşikârdır. Bir şımarık çocuk gibi bölgedeki diğer ülkelere saldırgan tavrı, müttefikleri ile birlikte farklı bir oyun mu kurgulanıyor sorusunu akıllara getirmiyor değil.

Bunlara ek olarak geçtiğimiz günlerde Doğu Akdeniz’de ABD ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ortak askeri tatbikat gerçekleştirdi. Güney Kıbrıs’ın Ada’yı silahlandırmak için her fırsatta ABD’den silah ve ekipman talebi olduğu biliniyor. Güney Kıbrıs, Ada’da güçlü olabilmek adına ABD’nin Ortadoğu politikasına hizmet etmeyi kendine görev edinmiştir. Öncesinde de GKRY’de İsrail askerlerinin de bir tatbikatı olmuştu. Bölgenin haritasını ve ülkeleri gözümüzde canlandırmakta yarar var. Güney Kıbrıs, ABD ve İsrail…Aradaki denklemler organik çerçevede dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir.

Güney Kıbrıs, bölgesel bir güç olma gayesiyle Ada’nın huzuruna yönelik riskli adımları kabul edilebilecek bir yaklaşım değildir. Hem Türkiye hem de KKTC devlet yetkililerimiz tarafından hoşnutsuzluklar diplomatik açıdan GKRY’ye iletilmektedir. Güney Kıbrıs Hükûmeti’nin ABD ve İsrail ile tatbikatları, Ortadoğu’daki politikalarda İsrail’e yanlı tutumu Ada halklarını kaygılandırmaktadır. Gerçekleştirilen yanlış tutum Kıbrıs’ı odak noktalarından biri haline getirmektedir. Rum muhalefet partileri de bu durumu eleştirmektedir.

Ada’da tam anlamıyla sorunların çözülmediği bir süreçte, Rum tarafının dış politik hamleler yapması, Kıbrıs’ta var olan sorunları ikinci planda bırakabilir. Bunun yanında, Ada’daki askeri girişimlerin ve tatbikatların hiçbir barışçıl kelimeyle açıklanması mümkün olamaz. Rum lider Hristodulidis’in bölgede İsrail kapsamında siyasi ve insanlık krizine desteğini, kısaca “arı kovanına çomak sokan” anlayışını bir an önce bırakması Ada’nın huzuru, barışı ve geleceği için daha hayırlı olacaktır.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-DT9JLG88B3