Şimdi durduk yere doların TL karşısındaki değerini neden sorguluyoruz?
Durum gerçekten ciddi.
GSYH verileri açıklandı. Buna göre GSYH 2024 yılında 43 trilyon 411 milyar liraya ulaştı. Kişi başına gelirimiz ise 15.463 $ oldu.
Ama burada bir ayrıntı var: Yıllık gelirimiz TL’ye göre yüzde 3,18 artarken dolara göre yüzde 17,03 arttı.
Bu demektir ki dolar bazında gelir artışımız büyük oranda sanaldır. Yani TL aşırı değerlenmiştir.
Bu durumu bir başka göstergeden izah etmeye çalışacağız. Türk-İş “Açlık Sınırı” araştırmasına bakıyoruz.
Açlık sınırı 2008 yılında 622,4 $’a kadar yükseliyor. Sonrasında kur artışı ile beraber 450 doların altına geriliyor ve 2011 yılında yeniden 602,7 $’a çıkıyor. 2018 ve 2022 yıllarında açlık sınırı 300 $’a kadar geriliyor.
Yani bu fiyatlar Türkiye’nin görece (dolar bazında) ucuzluk ve pahalılık durumunu gösteriyor.
2008 ve 2011 yıllarında dolar bazında pahalı hale gelmişiz ama 2018 ve 2022 yıllarında da dolar bazında çok ucuz ülke olmuşuz.
Açlık sınırı şimdi (Şubat 2025) 23.323,86 lira; yani 646,6 $ ediyor. Türkiye’de sadece TL bazında değil, hatta daha ciddi şekilde dolar bazında görülmedik bir pahalılık var. Aralık 2021’e göre dolar bazında açlık sınırında %115’lik bir artış olmuş. Dünya’da dolar bazında bu kadar fiyatı artan başka ülke oldu mu acaba?
Biz olaya biraz geniş zaman diliminden bakalım: Uzun dönemde (2005-2025) Açlık sınırı ortalaması 463,5 $. Bu fiyat tam olarak 2016 yılı ortalamasına işaret ediyor.
2016 yılı 12 aylık ortalamasına göre açlık sınırı TL bazında 1.395 lira ve ortalama dolar kuru da 3,01 TL. Yani açlık sınırı dolar bazında 463,5 $.
Şimdi açlık sınırından devam edelim: 2024 yılı 12 aylık ortalama açlık sınırı 18.682 TL ediyor. Bunun dolar karşılığının 463,5 olması gerekiyor ki, normal denge fiyat oluşsun. Bu durumda 2024 yılı ortalama dolar kuru 40,3 lira olmalıydı. (18.682/463,5=40,3)
Not: 2025 yılı şubat ayı açlık sınırına göre (23.323,86 TL) şu anda dolar TL’nin denge seviyesi 50,32 liraya karşılık geliyor.
Açlık sınırı üzerinden gidelim: 2024 yılı GSYH cari fiyatlarla 43 trilyon 411 milyar lira. Ve TÜİK verilerine göre bunun dolar karşılığı 1 trilyon 322 milyar $. Yani 2024 yılı ortalama dolar kuru 32,83 TL…
Eğer açlık sınırı üzerinden Türkiye’nin pahalılık düzeyini ölçerek elde ettiğimiz dolar/TL kuruna bakarsak (40,31 TL) o zaman karşımıza farklı bir gelir çıkıyor.
Bugün (2024 yılı ortalaması) Türkiye’de fiyatlar dolar bazında 40 liraya göre değerlenmiş durumda. Buna göre GSYH 1 trilyon 322 milyar dolar değil 1 trilyon 077 milyar dolar olarak çıkmaktadır. Bu durumda kişi başına gelirimiz 15.463 dolar değil 12.593 $ oluyor.
Evet bu gelir reel denge gelirimiz. Yani 15.463 dolar sanal zenginlik ama 12.593 dolar gerçek gelir olarak ifade edilebilir.
Bu arada doların kendi enflasyonunu da hesaba kattığımızda Türkiye’de yine çok yüksek bir dolar enflasyonu olduğunu görüyoruz. Yani ABD’den daha yüksek bir dolar enflasyonu yaşadığımız aşikar. Bu konuya ileride yine döneriz.
GELİR KİME GİDİYOR?
TÜİK verilerine göre kişi başına gelirimiz 15.463 $ ile artık zengin ülkeler sınıfına girdik. Resmi veriler bunu diyor. Bakalım kim zenginleşti; kim parayı götürdü:
Yıl 2009:
GSYH’ya göre kişi başına aylık gelir: 1.156 TL. O tarihte asgari ücret 536,81 TL. Yani asgari ücret kişi başına GSYH gelirinin yüzde 46,4’ü ediyoru.
2024 yılında GSYH 43 trilyon 410 milyar lira. 85 milyon 665 kişinin aylık geliri 42.229 TL. Aylık asgari ücret ise 17.002 TL idi. Bu durumda asgari ücretli ülke gelirinden yüzde 40,3 pay almış oluyor.
Hatırlarsanız 2016 yılında asgari ücrete ilk kez ciddi reel zam yapılmıştı. O yıl asgari ücret 1.301 liraya yükseltilirken aylık kişi başı ülke geliri 2.742 liraya karşılık geliyordu. Asgari ücretlinin ülke gelirinden aldığı pay yüzde 47,4 olmuştu.
Biz kabaca yüzde 47 pay diyelim. Buna göre 2024 yılında aylık kişi başı gelir 42.229 liraysa bunun yüzde 47’si olan 19.850 lira asgari ücret olmalıydı.
Gelelim 2025 yılında OVP verilerine. GSYH 61,540 milyar TL olacak ve kişi başına gelir ise 59.632 liraya çıkacak.
Eğer kişi başına gelirin yüzde 47’si olan asgari ücret dengesi korunmuş olsaydı 2025 yılında asgari ücret 28.000 lira olmalıyd ı.
Bakınız bu rakamlar ülke gelirinden çalışanlara bir refah payı verilmesini içeren rakamlardır. Yani ülke büyüdü ama başkaları büyüdü rakamları değil; hep beraber büyüdük rakamları bunlar.
Oysa asgari ücreti 22,100 lirada tutarak çalışanlara bir fatura ödetiliyor. Kısaca asgari ücretli yıllık bazda yaklaşık olarak 70 bin liralık refah kaybı ile yaşayacak.
Burada bir de kamu tarafına bakmak lazım.
Kamu tarafında da kişi başına vergi yükünün yüzde 17-18 bandından oynadığını görüyoruz. Mesela 2024 yılında 43,4 trilyon GSYH ve 7,3 trilyon vergi ödemesi yapılmış. Bu durumda aylık kişi başına gelir 42.229 TL ederken aylık kişi başına vergi ödemesi 7.106 liraya ulaşıyor. Burada yüzde 16,8 oranında vergi yükü ortaya çıkıyor ve bu oran denge seviyeyi göstermektedir.
Kamu kendi gelirinde dengeyi yakalarken maalesef çalışanın dengesini pek gözetmemiş. Enflasyonla mücadele programında yük maalesef yine çalışan aleyhine uygulanmaya devam ediyor.
Bu durumda ülke zenginleşiyor ama çalışan zenginleşemediği gibi refah kaybı bile yaşıyor.
Ortada zenginleşen iki kesim bulunuyor: En yüksek gelir grubu yüzde 5 ve Kamu… Emekliyi hiç söylemiyorum bile…Orası felaket ötesi bir durumda. Aslında emeklilik değil, sadaka düzenine geçilmiş.
https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/dolar-ne-olmali-1603036