Son üç yılda; 2021 yılının ilk 9 ayına göre 2024 yılı ilk dokuz ayında TL üzerinden reel olarak yüzde 15,2 büyüme gösterdik.
İşin bir de dolar bazında değişimi var. 2021 yılı ilk 9 ayında GSYH 606 milyar 776 milyon dolardı. 2024 yılı ilk dokuz ayında GSYH’mız 952 milyar 147 milyon dolara ulaştı. TL bazında reel olarak yüzde 15,2 artan GSYH dolar bazında yüzde 56,9 artış göstermiş oldu.
2024 yılının son iki çeyreğinde ise Türkiye aslında reel olarak küçüldü. Hem 2. çeyrekte hem de 3. çeyrekte bir önceki çeyreklere göre yüzde 0,2 küçülmeler yaşadık. Oysa aynı dönemde çeyreklik bazda dolar ölçüsüne göre büyüme devam etti.
Öyle ki, son 2 çeyrekte yüzde 0,42 reel küçülme yaşarken dolar bazında yüzde 5,06 zenginleşmiş olduk. Özellikle 2022-II çeyrekten bu yana TL bazında sadece yüzde 7,58 reel büyüme yaşarken dolar bazında büyüme oranımız yüzde 46,08’e ulaşmıştır.
Grafikte görüleceği üzere, gerçekte TL üzerinden fazla büyümüyor ama dolar bazında adeta uçuyoruz. Kısaca sanal bir büyüme yaşıyoruz.
Ekonomide sorun olarak çok fazla enflasyonu konuşuyoruz. Oysa ekonomide temel dengelerimiz de bir o kadar bozuldu. Bir bakıma enflasyon bile bu bozulmanın sonucu olarak karşımıza çıkıyor diyebiliriz.
2016-2020-I. çeyrekler itibari ile;
GSYH %15,1 büyürken
Tüketim %12,6 büyüdü.
Ve üretim ise %16,0 büyüme ile en üstte yer aldı. Sadece yatırım sorunu vardı ve yatırımlar yüzde 3,0 azaldı.
2020-2024-III. çeyrekler itibari ile;
GSYH %21,9 büyürken
Tüketim %51,2 ile adeta çılgınlaştı.
Ve Üretim ise %12,3 ila çok gerilerde kaldı. Bir bakıma burada da yatırımlar yine yüzde 7,8 büyüme ile en geride kalan sektör oldu.
Grafikte bozulan dengemiz net olarak görülüyor.
GSYH bileşenleri içerisinde tüketim almış başını gitmiş….
Burada sorun şu: Evet, tüke
tüketim eğilimi yavaşlıyor ama hala tüketim seviyesi aşırı yüksek. Bu tüketim düzeyinde enflasyonda istenen başarı da tabii ki çok zor.
2016 ilk çeyreğini 100 kabul edersek şu anda tüketim artışı 181,9’a ulaşmış oldu. Oysa üretim artışı sadece 137,2’ye ulaştı. Kısaca ek olarak ürettiğimizin iki katından fazla tüketim yapıyoruz.
Burada sorunu tekrar edelim: Halen tüketim eğilimi yavaşlıyor olsa da tüketim seviyesi çok ama çok yüksekte. Demek ki, sadece tüketimin hız kesmesi değil, miktarının da gerilemesi gerekiyor.
İyi ama bir yol daha var: Üretimi de tüketim seviyelerine yaklaştırmak.
İşte orada yatırımlara bakıyoruz. Maalesef yatırım endeksi ne tüketimin ne GSYH’nın ne de üretimini yanına yaklaşabiliyor.
Grafite görüldüğü gibi yatırım endeksi 2016 ilk çeyreğinden bugüne sadece ve sadece yüzde 24,2 artış yaşayabilmiş. Hatta son bir yılda üretimle beraber yatırımın da duraksadığını görüyoruz.
Bir zamanlar (2021-IV. çeyreğe kadar) tüketim oranımız GSYH’nın yüzde 60’ları ve altında seyrediyordu. Oysa şimdi tüketim oranı yüzde 75,0’lere ulaşmış durumda. Hatta tüketim oranı yüzde 75,1 ila hala rekor seviyede.
Sizce bu derece genel dengesi bozulmuş bir yapıda istenen sonuçlar elde edilebilir mi?
https://www.dunya.com/kose-yazisi/dolarda-zenginlestik-ama-tlde-fakirlestik/755399