Işıner Güngör

Dünya’da Göç Realitesi

Sahip oldukları kültürel değerleri yeni gidilen ülkeden öğrenilenlerle harmanlayan göçmenler bulundukları yerlerde değişime neden olabilirler.


Işıner Güngör


Dünya’da Göç Realitesi

Sahip oldukları kültürel değerleri yeni gidilen ülkeden öğrenilenlerle harmanlayan göçmenler bulundukları yerlerde değişime neden olabilirler.


Göç, insanların kalıcı veya geçici olarak bir yerden başka bir yere taşınmasıdır. Bulundukları yere karşı duygusal derinliğe sahip olan insanların yeni bir yere göç etmeleri kolay olmayan bir karardır. Göçü güdüleyen en önemli unsur ise kişilerin maddi veya manevi daha iyi fırsatlar elde edebilme idealidir. Ekseriyetle ülke içerisinde kırsal kesimden metropollere ve gelişmemiş ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru bir hareket söz konusudur.

Günümüzde dünya genelindeki ekonomik krizler, siyasi çatışmalar, insan hakları ihlalleri ve çevre sorunları insanları yer değişikliğine zorlamaktadır. Ulaşım, haberleşme ve iletişim araçlarındaki gelişmeler kişilerin geleceğe yönelik yaşam planlarını kendi ülkelerinin farklı yerlerinde veya başka bir ülkede kurmalarında kolaylaştırıcı bir rol izlemektedir. Küreselleşme ile birlikte her ülkenin az ya da çok yaşadığı bu durum güncel bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır.

İnsanların yeni yerlerde yaşamını sürdürme eğilimi sadece olumsuz sebeplerden kaynaklı oluşmaz. Yeni yerlerdeki eğitim, sağlık ve iş koşullarındaki üstünlükler, kişileri gelecekleri için bu adımı atmaya motive edebilir. Sosyal hakların toplumun tabanına yayıldığı, istihdam oranlarının yüksek ve kazançların üst düzey olduğu ülkeler, göçmen adaylarını kendisine çekmektedir. Eğlencenin yoğun ve çeşitli olduğu ülkeler de yeni bir yaşam arzulayan kişilere tercih edecekleri çekici koşullar sunmaktadır.

Dünyada bölgesel ve ülkeler arası çatışmaların arttığı bir çağda yaşıyoruz. Siyasi karışıklıklar ve savaşların yaşandığı bir dönemdeyiz. İnsan hakları ihlallerinden kaçınmak isteyen kişiler can güvenliklerini sağlamak ve sonrasında daha iyi bir hayat standardı elde etmek amacıyla farklı ülkelere yerleşmektedir. Yeni bir ülkeye yerleşimler ev sahibi ülkenin izniyle olabildiği gibi göçmenler tarafından yasal olmayan yollarla da olabilmektedir.

Göçün ülkeleri ekonomik, sosyal ve siyasi açıdan etkilediği bilinmektedir. Yeni bir yere göç eden kişiler, memleketlerine ve geride bıraktığı kişilere kazançlarını göndererek oradaki ekonomilerin kalkınmasına yardımcı olmaktadır. Bunun yanında, göçmenler anavatanlarına yatırım yapmaktadırlar. Yatırımlar yoluyla üretim ve gayrimenkul sektörlerinde gelişmeleri tetiklemektedirler. Gelişmiş ve öncü bir ülkede öğrenilen yeni teknikler göçmenler tarafından anavatanlarına götürülerek piyasaya sunulabilmektedir.

Sahip oldukları kültürel değerleri yeni gidilen ülkeden öğrenilenlerle harmanlayan göçmenler bulundukları yerlerde değişime neden olabilirler. Göç edilen yerlerdeki yerel vatandaşlarla uyum içerisinde kültürel çeşitliliğin hâkim olduğu bir yaşam şekli oluşmaktadır. Kısacası göçler yeni ülkelerde ve geride bırakılan yerlerde zihniyet değişimine etki etmektedir. 

Yapılan göçler her ne kadar olumlu sonuçlar barındırsa da olumsuzluklara da sebep olabilmektedir. Göç edilen ülkelerde kişiler iş ve eğitim hayatlarında zorlu bir rekabet baskısını üstlerinde hissedebilirler. Göçmenler maddi ve tecrübe kazanımları yaparken ailelerinden ve ülkelerinden ayrı yaşamak onları yalnızlığa ve can sıkıntısına sürükleyebilir.

Yüzyıllardır yapılan göçlerin aynı motivasyon ve sonuçlara sahip olduğu görülmektedir. Bugün birçok insan doğduğu ülkelerin sınırlarının dışında yaşamaktadır. Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı Nüfus Bölümü’nün verilerine göre dünyada uluslararası göçmen sayısı 280 milyondan fazladır. Uluslararası göçmenlerin toplam dünya nüfusuna oranı ise gün geçtikçe artmaktadır. 1980 yılında % 2,8 olan bu oran 2020 yılında % 3,5 seviyesine çıkmıştır. Bazı ülkelerde geleceğe yönelik belirsizliklerin artması hareket kabiliyeti ile birleşince bu oranın ilerleyen zamanlarda daha da artması öngörülebilir. Birçok gelişmiş ülkede iş gücü yaşlanmaktadır. Ülke kaynakları ile karşılanamayan genç çalışan iş gücü, göçmenlerle karşılanmaya çalışılmaktadır. 

Gelişmiş ülkeler ve göçmen iş gücü günümüz dünyasında birbirinden ayrılmayan kavramlardır. Bu sebeple, gelişmekte olan ülkeler geleceğe yönelik gelişmiş ülke olma projeksiyonlarını kurarlarken rasyonel göçmen politikalarını gözden kaçırmamaları gerekmektedir. Gelecekte göçmen iş gücünden optimal ölçüde nasıl yararlanabileceklerine yönelik hazırlıkları şimdiden yapmaları onların lehine olacak türdendir.