Yavuz Gezer


Efferim Oğlum Ehmet Saha da Prafo

Belki Vanlı birçok fanatiğin alkışını almış olabilir bu davranışıyla (ki bunun örneğini Van'da yayımlanan bir haber kaynağının sosyal medya paylaşımında gördük) ama aklıselim Vanlı kardeşlerimizin, büyüklerimizin bunu onaylamadığı kanaatindeyim.


"Bir toplum yalnız spor ile rengini ve kuvvetini değiştiremez. Orada hâkim olan sıhhi, sosyal, medeni birçok gerek ve şartların teminine yönelen teşebbüs ve tedbirlerin uygulanması lazımdır."

                                                                                                                                  Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

"Spor zeki ve uygar toplumların eğlencesidir." (Av. Cem BAYINDIR)

Sevgili Cem kardeşimin bu ifadesine" holiganizm tedavisi en zor bağımlılıktır." diye cevap verdim. Bunun üzerine Cem kardeşim; "Ağabeyim kuşkusuz birey olarak bir takımı seversin, sevebilirsin, tanıdığımız birçok önemli kişilik var takım tutan, takımına delice bağlı ama, dediğiniz gibi iş fiziksel saldırıya, ana avrat küfre, nefrete, ruhsal hastalık derecesinde bağlılığa dönüştü mü (insan holiganlaştığında) değişir." ifadesiyle gerçekliğe vurgu yaptı.

Bunun üzerine "üstat uzun süre futbol oynamama rağmen, küfür nedeniyle seyirci olarak maç seyretmişliğim iki elin parmakları kadardır (futbolu bıraktıktan sonra). Futbol taraftarı olarak tartışmaya girmem. Çünkü onlar kadar futbolu! Bilmem. Çünkü ikna edemem. İyi seyirci edepli akşamcı gibidir, had bilir! “Sevgilerimle” diyerek kardeşimle yazışmamı sonlandırdım.

Fakat, had bilir sözü bana geçen hafta sosyal medyada dolaşıma (her ne sebeple sokulduysa) sokulan Vanlı iş insanının Elazığlı hemşehrimize "had" bildiren paylaşımını hatırlattı.

Hemşehrimizin sözlerinin tekrar edilemeyecek kadar argo olduğu açık fakat, Vanlı arkadaşın ifadesi ve sözleri ondan aşağı kalır tarzda değil...

Küfür yok! fakat, tehdit ve özre davet...

Arkadaşın üzerindeki (bir önceki konuşmasını yaptığı esnada) elbisenin rengi, lacivert cevabına siyah ifadesi ...

Van'ın plaka numarasının akabinde Kars'ın plaka numarasının sorulması.

Yani! tehdit. Hem de evladıyla sınanacağı kastedilerek...

Elbise renginin siyah olması ise cenaze ya da yas esnasında giyildiğinin iması...

Belki Vanlı birçok fanatiğin alkışını almış olabilir bu davranışıyla (ki bunun örneğini Van'da yayımlanan bir haber kaynağının sosyal medya paylaşımında gördük) ama aklıselim Vanlı kardeşlerimizin, büyüklerimizin bunu onaylamadığı kanaatindeyim.

Bu konu gerginliğin tavan yaptığı maç gününün ateşlenen fitiliydi.

Onun için Vahi ÖZ'ün dillere pelesenk olmuş söylemiyle; Elazığlı hemşehrimize "Efferim oğlum Ehmet!" Vanlı vatandaşımıza da "Sana da prafo!" diyor ve pazartesi akşam sahaya yansıyan futbol maçı olmaktan çıkan seyir zevksizliğiyle ilgili birkaç satır yazmak istiyorum.

Elazığ Valisi ve milletvekilinin seyirciye yaptığı konuşmanın detaylarına girmeden...

Maçın bir gece öncesi arkadaşım Cemal (Celal) Dilbaz'a ve akabinde maç günü Mustafa Doğan (Elazığ basınından) kardeşime, "bu maç hükmen Elazığ sporun mağlubiyetiyle biter. Belki de maç başlamadan bu karar alınır" dedim. Müneccim değilim, müneccim b... da yemedim. Ama, görünen bir köy vardı kılavuz istemeyen...

Televizyonda açılım güzellemeleri ve yükselen tansiyonun bu sürece zarar vereceği söylemleri. Oysa süreçten önce hayalleri vardı yine Öksüz ve Sahipsiz Elazığ’lımın.

Sıkıntı, yokluk, haksızlıkla karşı karşıya kalmasına rağmen milliyetçi, muhafazakâr duygularla vatanına bağlı CANLAR. Aldatılan ve aldatılmasına sessiz kalınan...

Şapkayı önüne koymasının zamanı gelmedi mi? Sekiz köşesinin törpülenen, kısmen kaybolan değerlerine iç çekerek bakmasının.

-Cömertlik: Varsa gücün,

-Mertlik: Özdedir

-Dürüstlük: Önce kendine

-Yiğitlik: itibar gösterene

-Çalışkanlık: varsa torpilin

-Misafirperverlik: Çok azaldı

-Alçak gönüllülük: Kibrin gölgesinde kaldı.

-Vatanperverlik: Hamasetin gölgesinde

Maçı televizyon kanalından izlemeye başladım.

Futbolcuların sahaya yayılması ve başlangıç vuruşuyla birlikte sahaya yağan yabancı maddeler... çoğunlukla küçük su poşetleri. Bir kenarı sivri ve vücudunuza isabet ettiğinde kesici özellikte ... yabancı maddelerin toplatılması ve maçın tekrar başlaması 21 dakikada en az 4 defa duran oyun ve 23. dakikada Mehmet'in gelen golü.

Elazığspor 1-0 Vanspor.

Dikkatimi çeken, olaylar süresince hakemin seyirci anonsu yaptırmayıp maçı devam ettirmesiydi.

Vanspor kalecisi Abdülsamed'in seyirciyi tahrik eden oyundan dakika çalma gayreti (Malatyalı kardeşim).

Biraz geç başlayan ikinci yarı ve daha sakin bir ortam. Ta ki 55-56’ncı dakikaya gelinceye kadar. Halil'in attığı ikinci gol ve iptal kararı. Akabinde, kapalı tribün önündeki çizgi hakeminin orta hakemi yanına çağırıp başına yabancı bir cismin isabet ettiğini bildirmesi ve 4’üncü hakemin de olay yerine giderek, üçü yanlarına diğer çizgi hakemini de alarak hakem odasına gidişi...

Beklenen karar. Maçın tatili...

İnanın ikinci yarıya iyi başlayan ve olay cereyan etmeseydi 2’nci hatta 3’üncü golü de bulabilecek Elazığspor... Ama, buna müsaade edileceği konusunda ciddi kuşkularımın olduğunu ifade etmekten çekinmeyeceğim.

Futbolda ince işçilikler vardır. Hakemler bunu çok iyi bilir ve uygularlar.

BAŞKA BİR BAHARA diyerek

HAYAL ETMEKTEN ASLA VAZGEÇMEDEN

ÖZE DÖNEREK

SEVGİYLE

Not: Emniyet güçlerinin bu kadar titizlikle tedbir aldığı maçta, sahaya atılan o kadar patlayıcı ve su şişeleri stada kim tarafından, nasıl sokuldu?