Erdoğan 15 Temmuz darbe girişiminin finansörü ilan ettiği BAE emirinin altına turkuaz halı sererek Saray’ında ağırladı…
Erdoğan katil dediği Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ne kardeşim diye sarıldı.
Erdoğan darbeci dediği Sisi’yle barışmak için ayağına gitti.
Erdoğan katliam yapmakla suçladığı Esad ile bir araya gelmenin yolunu arıyor. Daha geçen gün umudunu yitirmediğini söyledi…
Ama aynı Erdoğan 5,5 yıldır İstanbul’u yöneten İmamoğlu’na randevu vermiyor. İstanbul’a geliyor ama 16 milyonluk şehrin başkanı ile görüşmüyor… İmamoğlu Belediyeler Birliği Başkanı seçildi, kutlamadı. Beştepe’ye davet etmedi…
Neden?
İmamoğlu’nu kendisi için tehlikeli buluyor, İmamoğlu’nu seçimde yenemeyeceğini biliyor, korkuyor!..
Bir başka nedeni daha var; psikolojik faktör…
Erdoğan’la İmamoğlu’nun siyaset biçimi birçok noktada benziyor.
Şöyle ki.. Erdoğan sözünü esirgemeyen biri… İmamoğlu da öyle…
Erdoğan kendine karşı politik hamle yapıldığında dik durmasını bilen bir siyasetçi. (27 Nisan muhtırası) İmamoğlu da öyle…
İmamoğlu yargı tacizi dediği soruşturma için dün vız gelir tırıs gider dedi. Dik durdu. Sözünü sakınmadı…
Erdoğan, İmamoğlu’nun yerinde olsaydı aynı tepkiyi gösterirdi. Benzer dille yanıt verirdi. 90’lı yılların ikinci yarısında belediye başkanıyken yaptı da…
Ankara’ya pabuç bırakmadı…
İmamoğlu da Ankara’ya pabuç bırakmıyor…
Bu sebeple Erdoğan İmamoğlu’ndan haz etmiyor. Yarışa girmek istemiyor. İmamoğlu’nu saf dışı etmek için her şeyi yapıyor. Yüzlerce müfettiş İBB’yi didik didik etti, bir şey bulamadı. Bulsalar çoktan kellesini almışlardı.
Baktılar olmuyor ‘ahmak’ diye uyduruk bir davayla siyaset yasağı koymaya kalktılar. Vicdanlara sığmadığı için istinaf mahkemesi onaylayamıyor!...
Bu da yetmedi, Esenyurt üzerinden Saraçhane’ye ulaşmaya çalıştılar Esenyurt’ta çukura gömüldüler…
Son hamle itibarsızlaştırma operasyonu…
Anlaşılan o ki; İçişleri Bakanlığı soruşturma açarsa siyasi bulunur diye Cumhuriyet Başsavcılığını devreye soktular… Savcının 29 Ekim cumhuriyet konserinde fazla para harcadınız diye resen soruşturma açtığı nerede görülmüş?
Var mı örneği?
Normali şudur: Müfettişler konuyu inceler, rapor hazırlar, yolsuzluk usulsüzlük gibi ciddi kanıtlar varsa suç duyurusunda bulunur. Bundan sonra savcılar devreye girer…
Burada tam tersi oldu. Başsavcılık devreye girdi, müfettiş istedi!...
Bir süre sonra İmamoğlu savcılığa ifade vermeye çağrılırsa kameralar şakır şakır çalışırsa, suçlu muamelesi yapılırsa şaşırmam…
Çünkü amaç itibar suikastı. Tutar mı?
Çok zor…
İmamoğlu’nu anladık da peki ya Ankara… Mansur Yavaş da güçlü karakter olduğunu kanıtladı. Bu sebeple o da hedef tahtasında…
Siyasette gergin günler bizi bekliyor. Hele şu dünkü Erdoğan/Bahçeli görüşmesinin kokusu çıksın; bakalım daha neler göreceğiz...
Erdoğan İmamoğlu’nu
tehlikeli görüyor. Çünkü…
Erdoğan 15 Temmuz darbe girişiminin finansörü ilan ettiği BAE emirinin altına turkuaz halı sererek Saray’ında ağırladı…
Erdoğan katil dediği Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ne kardeşim diye sarıldı.
Erdoğan darbeci dediği Sisi’yle barışmak için ayağına gitti.
Erdoğan katliam yapmakla suçladığı Esad ile bir araya gelmenin yolunu arıyor. Daha geçen gün umudunu yitirmediğini söyledi…
Ama aynı Erdoğan 5,5 yıldır İstanbul’u yöneten İmamoğlu’na randevu vermiyor. İstanbul’a geliyor ama 16 milyonluk şehrin başkanı ile görüşmüyor… İmamoğlu Belediyeler Birliği Başkanı seçildi, kutlamadı. Beştepe’ye davet etmedi…
Neden?
İmamoğlu’nu kendisi için tehlikeli buluyor, İmamoğlu’nu seçimde yenemeyeceğini biliyor, korkuyor!..
Bir başka nedeni daha var; psikolojik faktör…
Erdoğan’la İmamoğlu’nun siyaset biçimi birçok noktada benziyor.
Şöyle ki.. Erdoğan sözünü esirgemeyen biri… İmamoğlu da öyle…
Erdoğan kendine karşı politik hamle yapıldığında dik durmasını bilen bir siyasetçi. (27 Nisan muhtırası) İmamoğlu da öyle…
İmamoğlu yargı tacizi dediği soruşturma için dün vız gelir tırıs gider dedi. Dik durdu. Sözünü sakınmadı…
Erdoğan, İmamoğlu’nun yerinde olsaydı aynı tepkiyi gösterirdi. Benzer dille yanıt verirdi. 90’lı yılların ikinci yarısında belediye başkanıyken yaptı da…
Ankara’ya pabuç bırakmadı…
İmamoğlu da Ankara’ya pabuç bırakmıyor…
Bu sebeple Erdoğan İmamoğlu’ndan haz etmiyor. Yarışa girmek istemiyor. İmamoğlu’nu saf dışı etmek için her şeyi yapıyor. Yüzlerce müfettiş İBB’yi didik didik etti, bir şey bulamadı. Bulsalar çoktan kellesini almışlardı.
Baktılar olmuyor ‘ahmak’ diye uyduruk bir davayla siyaset yasağı koymaya kalktılar. Vicdanlara sığmadığı için istinaf mahkemesi onaylayamıyor!...
Bu da yetmedi, Esenyurt üzerinden Saraçhane’ye ulaşmaya çalıştılar Esenyurt’ta çukura gömüldüler…
Son hamle itibarsızlaştırma operasyonu…
Anlaşılan o ki; İçişleri Bakanlığı soruşturma açarsa siyasi bulunur diye Cumhuriyet Başsavcılığını devreye soktular… Savcının 29 Ekim cumhuriyet konserinde fazla para harcadınız diye resen soruşturma açtığı nerede görülmüş?
Var mı örneği?
Normali şudur: Müfettişler konuyu inceler, rapor hazırlar, yolsuzluk usulsüzlük gibi ciddi kanıtlar varsa suç duyurusunda bulunur. Bundan sonra savcılar devreye girer…
Burada tam tersi oldu. Başsavcılık devreye girdi, müfettiş istedi!...
Bir süre sonra İmamoğlu savcılığa ifade vermeye çağrılırsa kameralar şakır şakır çalışırsa, suçlu muamelesi yapılırsa şaşırmam…
Çünkü amaç itibar suikastı. Tutar mı?
Çok zor…
İmamoğlu’nu anladık da peki ya Ankara… Mansur Yavaş da güçlü karakter olduğunu kanıtladı. Bu sebeple o da hedef tahtasında…
Siyasette gergin günler bizi bekliyor. Hele şu dünkü Erdoğan/Bahçeli görüşmesinin kokusu çıksın; bakalım daha neler göreceğiz...
https://halktv.com.tr/makale/erdogan-imamoglunu-tehlikeli-goruyor-cunku-888407