Fehmi Koru


Etrafımızdaki ateş çemberi giderek genişliyor

Varlığını resmen kabul etmemesine rağmen en az 100 nükleer silahı olduğu bilinen İsrail, İran’ın da nükleer silahlara sahip olma hırsı bulunduğu ve son zamanlarda bu alandaki çalışmalarını hızlandırdığı kanaatinde. İran’ın ‘atom bombası’ da denilen silahları olmasını istemiyor İsrail.


Kendi dertlerimize yoğunlaştığımız için olacak, çevremizdeki gelişmelerle pek ilgili değiliz; ancak sonunda Türkiye’ye de fatura çıkabileceği için bu aldırmazlıktan vazgeçmemiz gerekiyor.

En önemli konu şu: Gazze’yi Filistinlilerden boşaltma hamlesini ileri düzeye taşıyan İsrail’in, bir sonraki hamle olarak komşumuz İran’a her an saldırabileceğine işaret ediyor bütün göstergeler...

Hayır, yanlış okumadınız, anladığınız doğru; sınırlarımızda yeni bir savaş çıkabilir…

Dünyamızın ve bölgemizin yeni bir sıcak çatışmaya sahne olmasının ne yeri ne de zamanı halbuki…

ABD’de Donald Trump’ın ipleri elinde tuttuğu, İsrail’in Netanyahu eliyle bir tür ‘kıyamet savaşı aracı’ haline dönüştürüldüğü günümüzde, böyle bir gelişme pekala yaşanabilir görünüyor.

Trump, birkaç gündür Irak’taki bütün diplomatlarını oradan çektiği gibi, bölgedeki askeri varlığının sivil unsurlarını -askerlerin aile bireylerini- bölgeden uzaklaştırdı.

Herhalde durduk yere alınmadı bu tedbirler…

Amerika’nın öndegelen gazeteleri Washington Post ile New York Times ile CNN International haber kanalı, günlerdir, konuya, ‘‘Ha bugün, ha yarın’’ aculluğu ile yaklaşıyor…

"İsrail İran’a mutlaka saldıracak, hem de çok yakında" havası ABD medyasına hakim...

Birkaç ay öncesine kadar, ne zaman böyle bir ihtimal ortaya atılsa Trump karşı çıkıyor ve ülkesinin tercihinin aradaki sorunu İran’la müzakere ederek çözmek olduğunu söylüyordu.

Zaten bu amaçla Oman’da ABD ve İran diplomatik temsilcileri sık sık buluşuyor ve sorunu daha fazla derinleşmeden çözmenin yollarını arıyorlardı.

Nisan ayından bu yana tam beş kez tekrarlandı Oman görüşmeleri; altıncı buluşma bu hafta sonu yapılacaktı ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Aragjchi, Trump’ın müzakereci olarak atadığı Steve Witkoff’la randevusuna hazırlanıyordu.

Önceki gün -Çarşamba- toplantının yapılmayabileceği duyuruldu.

ABD Başkanı Trump, New York Post gazetesine, ‘‘Birkaç ay öncesine kadar o kadar ihtimal vermiyordum ama şimdi görüşüm değişti; uzlaşabileceğimizi sanmıyorum’’ açıklamasıyla çatışma tahminlerini pekiştirdi.

Çözümü beklenen sorun ve İsrail’in İran’a saldırı hazırlığının gerekçesi ne?

Varlığını resmen kabul etmemesine rağmen en az 100 nükleer silahı olduğu bilinen İsrail, İran’ın da nükleer silahlara sahip olma hırsı bulunduğu ve son zamanlarda bu alandaki çalışmalarını hızlandırdığı kanaatinde. İran’ın ‘atom bombası’ da denilen silahları olmasını istemiyor İsrail.

2010-2020 yılları arasında İran’ın bu alanda çalıştığı bilinen bilim insanlarına yönelik saldırılar gerçekleşti ve o saldırılarda aralarında Mohsen Fakhrizadeh’nin de bulunduğu beş bilim insanı hayatını kaybetti; bir o kadarı da saldırılardan ağır yaralı olarak kurtulabildi.

Saldırıların İsrail istihbaratı Mossad’ın eylemi olduğuna inanılıyor.

İsrail bölgede kendisine yeni bir savaş cephesi açar mı gerçekten? Yoksa, saldırı hazırlığı haberleriyle Tahran rejimini asla yanaşmayacağı bilinen tavizleri vermeye razı etmek için böyle bir ihtimal var izlenimi verilmeye mi çalışılıyor?

Trump-Netanyahu ikilisinin ülkelerinde söz sahibi oldukları, İran’ın Suriye ve Lübnan’da ciddi hayal kırıklıkları yaşadığı bir dünyada her şey mümkün.

Sonuncusu 1 Nisan 2024 tarihinde Şam’daki İran Büyükelçiliği’ne hava saldırısında İslam Devrim Muhafızları mensubu sekiz subayın ölümüne yol açan eylem olmak üzere, 2019’dan bu yana sayısız İran askeri hedefi İsrail tarafından vuruldu.

Lübnan ve Irak’ta da, kimi İsrail’den kimi de ABD’den gelen saldırılarda, doğrudan veya dolaylı İran’la irtibatlı önemli isimler hayatlarını kaybettiler…

Genellikle İran saldırılara beklendiği şiddetle cevap vermekten kaçındı; karşı-saldırılarını sınırlı tuttu.

Şimdi de, her geçen gün daha da artan şiddetle medyaya yansıyan İsrail’in İran’ın nükleer tesislerini yok etme amaçlı bir saldırı hazırlığında bulunduğu ve ABD’nin de saldırıya karşı çıkmayacağının anlaşıldığı bir ortamda, Tahran yönetimi, serinkanlılığını korumaya çalışıyor.

Anlaşmalarla düşmanlıklarını sıfırladığı Mısır ve Ürdün ile ‘İbrahim Mutabakatı’ yoluyla ittifakına dahil ettiği Körfez ülkeleri yanında, Libya, Irak, Yemen ve Suriye gibi vaktiyle kendisine savaşlar açmış ülkelerin güçsüzleşmelerinin ardından, İsrail’in tek hedefi haline geldiğinin farkında İran.

O da kendince savaşa hazırlanıyor…

Peki ya ülkemiz?

Etrafında meydana gelen ateş çemberinin giderek genişlediğini görüyor olmalı Türkiye…

Herhalde görüyordur.

https://www.karar.com/yazarlar/fehmi-koru/etrafimizdaki-ates-cemberi-giderek-genisliyor-1604211