Yeni bir yıla yaklaştığımız şu günlerde yavaş yavaş gelecek senenin tahminleri yapılıyor. Şirketler iş planlarını güncelliyor. Dönem sonu kapanış işlemlerine hazırlıklar yaklaşıyor. Ticarette korumacılığın başlama riski, global ve bölgesel siyasi türbülanslar dünya ekonomisinde 2025’de belirsizliklerin yönelik argümanların dile getirilmesine neden olmaktadır.
Önümüzdeki yılda şirketler reçetelerindeki konu başlıklarını tamamlamaya çalışacaklardır. Reçetede genel itibarıyla benzer konular bulunmaktadır. Firmalar zinde bir yapıda kalmak için reçetelerinde yazılanların altını bir kez daha kalın bir şekilde çizmelerinde yarar vardır.
Nerede olursak olalım her sektörde birinci öncelik çarkların dönmesidir. Firmalarda işlerin devamlılığı sağlanırken, üretimden satışa giden sürecin optimum verimle yönetilmesi esastır. Ayrıca, firmaların krizlere karşı dirençli duruma getirilmesine önem gösterilmektedir.
Bunun yanında, küresel ticarete yön veren devletler kendi firmalarının çıkarlarını korumak amacıyla bazı kararlar alabilmekte ve bu kararlara riayet etmediklerini gözlemledikleri firmalara ambargolar ve cezalar uygulayabilmektedirler. Son yıllarda ABD tarafından Rus bankalarının kara listeye alınması ve Rus bankaları ile ticaret yapacak olan işletmelerin yaptırımlarla tehdit edilmesi buna örnek gösterilebilir.
İklim konusu var ki sadece ekonomiyle bağlantılı olmayan tüm yeryüzünü ilgilendiren bir meseledir. Yükselen sıcaklıklarla birlikte çevre zarar görmekte, üretim düşmekte, gıda ve su azalmakta, doğal afetler yaşanmaktadır. İklim krizi, sıcaklık değerlerinin artışıyla dünyanın kaynaklarının tükenmesi sürecidir. Ekonomik ve sosyal sonuçlar türeten çevre sorunları günlük hayatta olumsuz dönüşümlere sebep olmaktadır.
Bulunduğumuz zaman diliminde, doğal afetler geçmişe göre daha sık yaşanmaktadır. Eğer dünyanın genelini kapsayacak önlemler alınmazsa doğal afetlerin şiddeti artacaktır. Doğal afetlere neden olan faktörleri ortadan kaldırmaya çalışırken, şirketlerin doğal afet durumunda kendilerini ne sürede toparlayacakları da mühimdir.
Teknolojinin yoğun olarak yaşandığı sektörlerde yapay zekanın gelişmesiyle ürün gruplarının daha sıklıkla özelliklerinin güncellendiğine şahit oluyoruz. Günün koşullarına ve müşterinin beklentilerine göre kendini güncelleştiremeyen firmaların ürünlerine talep düşmektedir. Pazara güncel ürün sunamayan firmalar iflasa doğru gitmektedir. Teknolojik rekabet firmalar üzerinde büyük baskı kurmaktadır. Her şekilde yüksek teknolojinin ve yeniliğin harmanlandığı pazardan farklı ürünler sunma çabası firmaların bitmeyen bir mücadele örneğidir.
Bunlara ek olarak, devletler tarafından piyasaların işlerliğini sağlamak ve rekabet koşullarını desteklemek için kurallar ve mevzuatlar değiştirilmektedir. Ülkelerde hâlihazırda net sıfır emisyon enerji projelerine hazırlıklar yapılırken mevzuatlar da eşgüdümlü şekilde dönüştürülmektedir. İlerleyen dönemde ekonomide alternatif moda kavramlar çıktıkça yeni dönüşümleri de görmemiz muhtemeldir.
Günümüzde bilgiye sahip olmak ve onu yönetmenin en stratejik güç olduğunu biliyoruz. Bilgiye sahip olmanın yanı sıra onu korumak da kilit noktadır. Zaman zaman şirketlerin fidye yazılımlara maruz kaldıklarını işitmekteyiz. Dosyalar şifrelenerek dosyalara tekrar erişim için firma sahiplerinden fidye talep edilmektedir. Firmaların elektronik bilgi güvenliği işlerinin sürekliliği için önemlidir.
Birçok ülkede işsizlik oranlarının yükselmesi ve milliyetçilik akımlarının hız kazanması başka ülkelere olan iş göçlerini zorlaştırmaktadır. Devletler olabildiğince kendi yetişmiş iş gücünden faydalanmaya çalışmaktadır. Firmalar yabancı iş güçleri için istekli davransalar da resmî makamlar izin süreçlerini ağırdan alabilmektedirler. Resmî makamların engelleyici tutumları firmaların eksik iş gücüyle çalışmasına bile sebep olmaktadır.
Devlet ve firmalar ekonomide birbiriyle koordineli biçimde artı güç ortaya koymaktadır. Devletlerin uygulamaya koyduğu kuralların yansımasını firmaların işlerinde görebiliriz. Firmalar da başarılı yönetim anlayışlarıyla devletlerin makro ekonomisine etki etmektedir. Tüm bu gelişmelerden hareketle, firmalar kârlarını artırmak, ait oldukları ülkelerin refahını yükseltmek için yukarıda bahsedilen genel hususları yeni yıl perspektiflerine katmaları yararlı olacaktır.