Taha Akyol


Gelecek kaygısı

Tam iki sene 9 gün geçti, mülakat kaldırılmadığı gibi artık sözü bile edilmiyor. İdari yargı tam 9 defa “mülakat”ı bugünkü haliyle anayasaya aykırı bularak, başvuran kişiler açısından iptal etti ama kamu sınavına giren herkes için “mülakat” devam ediyor.


Gittikçe derinleşen bir kaygı bu; en çok da gençlerde; gelecek kaygısı.

Nasıl kaygılanmasınlar ki… Üniversite diplomasını aldıklarında iş bulma ihtimali nedir?

Hadi diyelim, çok çalıştılar, KPS sınavına çok iyi puan aldılar… “Mülakat”larda gördüler ki, elenmişler, düşük puanlı birileri kazanmış!

Cumhurbaşkanı genel seçimlerden önce “mülakat”ı kaldırma sözü vermişti. (11 Nisan 2023)

Tam iki sene 9 gün geçti, mülakat kaldırılmadığı gibi artık sözü bile edilmiyor.

İdari yargı tam 9 defa “mülakat”ı bugünkü haliyle anayasaya aykırı bularak, başvuran kişiler açısından iptal etti ama kamu sınavına giren herkes için “mülakat” devam ediyor.

Türkiye’nin ve gençlerin geleceğinden bahsederken “mülakat”ı ön plana çıkarmamın sebebi var. İktidarın davranışlarını yansıtan çok tipik bir örnektir.

BİR ÖRNEK: MÜLAKAT

İktidar “liyakat” ilkesini önemsemiyor, “bizden”leri ödüllendirerek sadakat yaratıyor!

“Kamu yararı” kavramı “liyakat”in öncelikli olmasını gerektirir. Sınavlarda da ihalelerde de… Ama bizde ve bizim gelişme düzeyimizdeki ülkelerde, öteden beri iktidara getirdiğimiz partiden “işimizi yapması” beklenir. “Mülakat” bunun en göze batan, en inkâr edilemez, en haksız örneğidir.

İktidarın kamu yararından önce seçim çıkarını düşündüğünün çok somut bir örneği var ki bir benzerini ben geçmişte hiç görmedim, hiçbir tarih kitabında veya gazete arşivinde tesadüf etmedim...

12 Mart 2024 tarihli Resmi Gazete’de 18 tane Cumhurbaşkanlığı Kararı yayınlanmıştı. Bunlardan biri, Muğla il sınırları dahilinde linyit araması amacıyla “acele kamulaştırma” yapılması kararıydı. (CB Kararı, No: 8247)

Demek ki kamu yararı burada “acele kamulaştırma” gerektirmiş imiş.

Fakat bir gün geçtikten sonra, 14 Mart 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 8259 no’lu CB Kararı ile, bu “acele kamulaştırma” kararı yürürlükten kaldırılıverdi!

Çünkü, belediye seçimlerinde AK Parti adayı, kamulaştırma kararının oy kaybettireceğini söylemiş, “kamu yararı” göz ardı edilmiş, “oy hesabı” öne alınmıştı…

KAMU YARARI

“Kamu yararı” deyip geçmeyin. Bu modern hukukun geliştirdiği en temel kamu hukuku kavramlarından biridir.

Modern hukuka göre “kamu yararı” olmadan kanun çıkarılamaz, kararname çıkarılamaz, karar alınamaz.

Mutlak krallık/padişahlık zamanlarında hükümdara sadakat ve hükümdara hizmet arzı esastı. O çağlarda şerefli bir işti. 17. Yüzyılda Batı’da Montesquieu, bizde Koçi Bey bu kültürü çok iyi anlatırlar.

Zira o çağlarda devlet batıda da doğuda da “mülk”tü. “Mülk-devlet” yani “patrimonyal devlet” çağlarıydı…

Koçi Bey, liyakat yerine kayırma davranışları öne geçince devletin nasıl bozulduğunu, yozlaştığını da anlatır.

Ama modernleşme sürecinde “teba”dan “vatandaş”a geçerken, devlet de “mülk” olmaktan çıktı “en yüksek hukuk kurumu” ya da “egemenlik yetkilerinin kurumu” haline geldi. Artık devlet işlemlerinde “kamu yararı”nda başka gaye, niyet, saik olamaz.

Biz bu evrim sürecini tamamlayamadık. Neden diyorum bunu? “Gelişmiş ülke” olamadığımızdan belli değil mi?

TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ

Dünyada popülizmin yükselmesiyle Amerika’da bile “neopatrimonyalizm” denilen iktidar tavırlarının ortaya çıkması tesadüf değil. Ama asla çıkar yol da değil.

Bu çağda, kamu yararı, hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, kamu idaresinde liyakat gibi temel değerler “gelişmiş ülke” olmanın ön şartıdır. Oysa iktidar özellikle CB sisteminde, bu ilkeleri aşındırarak gücünü koruma, tabanını tutma çabasında… “Mülakat”ı bu yüzden kaldırmıyor, Kamu İhale Kanunu’nu bu yüzden değiştirmiyor…

Bu yüzden ülkede geleceğe ilişkin kaygılar artıyor. En çok gençlerin kaygılanması da bu yüzden. Daha önce de yazdım, Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün araştırmasına göre, protestocu gençlerin temel saiki yüzde 61 oranında “gelecek kaygısı”, yüzde 53 oranında anti demokratik baskılar yani susturulma kaygısıdır.

Eğitimci Prof. Selçuk Şirin, Oksijen’de yazdı:

“Bu eylemler bir güvenlik sorunu değil, bir gelişim göstergesidir. Bu gerçeği görmeyen toplum, sadece gençlerini değil, kendi yarınını da kaybeder.”

Hepsi derhal tahliye edilmeli, sınavlarına girebilmelidir.

https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/gelecek-kaygisi-1603608