Yapısal politikalar ve reformların gerekliliğini her toplantıda tekrar eden Şimşek, yolsuzluk, usulsüzlük, kamu ihalelerindeki kayırmacılık, denetim sonuçlarını yerine getirmeme gibi konulara ısrarla değinmiyor. Türkiye’nin, yolsuzluk sorunu yokmuş gibi bir tutum sergiliyor
Kimlerin, hangi kesimleri kayırmak için, hangi yanlış talimatlarla yol açtığına hiç değinmeden, Türkiye’de ciddi bir enflasyon ve hayat pahalılığı sorunu olduğunu söylemek, inandırıcılığın baştan kaybı demektir.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kimin sorumlu olduğuna dair tek kelime etmeden, Türkiye’de ciddi bir enflasyon ve hayat pahalılığı sorunu olduğunu söyledi yine. “Çok net” diye de ekleyen Bakan Şimşek, bu önemli tespiti (!) Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi’nin düzenlediği konferanstaki konuşmasında yaptı. Türkiye’de ciddi bir enflasyon ve hayat pahalılığı sorunu olduğunu söyledikten sonra, şöyle dedi:
“Zaten bu programın temel hedeflerinden bir tanesi fiyat istikrarını sağlamaktır. Bunun için gerekli para politikası, maliye politikası çerçevesinde onu destekleyecek yapısal politika, gelirler politikası çerçevesi, yönetilen ve yönlendirilen politikalar 2025 yılında hepsi destekleyici olacak.”
Şimşek aynı konuşmada bir de zenginleşme fırsat penceresinden söz etti. Türkiye’nin hâlâ yakalama ihtimali olan bir fırsat olduğunu.
Yolsuzluğu hiç anmamak
Zenginleşme kavramına, teknokratlar, siyasetçiler ve vatandaşların farklı anlamlar yüklediği kesin.
Yapısal politikalar ve reformların gerekliliği, buna benzer her toplantıda tekrar eden Şimşek, yolsuzluk, usulsüzlük, kamu ihalelerindeki kayırmacılık, denetim sonuçlarını yerine getirmeme gibi konulara ısrarla değinmiyor. Türkiye’nin, yolsuzluk sorunu yokmuş gibi bir tutum sergiliyor.
Oysa Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından açıklanan Yolsuzluk Algı Endeksi’ndeki veriler, Türkiye’nin iç karartıcı konumunu bir kez daha gözler önüne seriyor. En son 2023 yılının değerlendirildiği Endeks’te 2024 yılı verilerinin gelecek ay açıklanması bekleniyor.
Türkiye, 2023 yılı Yolsuzluk Algı Endeksi raporuna göre, 180 ülke arasında 115. sırada yer almıştı. 2022’de 36, 2023’te ise 34 puan alan Türkiye, bu yıl iki puan daha kaybederek 14 sıra birden gerilemişti. Yolsuzluk Algı Endeksi’ne göre Türkiye halihazırda, Gambia ile Zambia’nın gerisinde.
Desen: Tan Oral
Yolsuzluk olağanlaştı
Kamu sektöründeki yolsuzlukla mücadele alanında kamuoyuna açık bir şekilde herhangi bir taahhütte bulunulduğunu, “Yolsuzlukla mücadele ediyoruz, edeceğiz” gibi bir iddia ileri sürüldüğünü görmüyoruz duymuyoruz.
Kamu kaynakları, iktidarın yanında hizalanan irili ufaklı şirketler, eş dost ahbap ve akrabalara pay edilirken; bu çürümüş tabloya itiraz etmeyen, susarak yolsuzluğu olağan hale getiren, herhangi bir taahhütte bulunmayanlar ile ücretler biraz artacak diye telaşlananların, ücretlerin enflasyonist etki yarattığını iddia edenlerin aynı kesişim kümesinde olduğunu da görmek gerekiyor.
Fabrikadaki patlama
Türkiye’de ne sağlık, ne çalışma hayatı, ne güvenlik ne adalet, ne de eğitim alanı vatandaşlara umutlu bir gelecek sunuyor. Birçok alanda temel kamu hizmetlerinin aksadığı, ağır problemlerin yaşandığı Türkiye’de, dün de Balıkesir’in Karesi’deki bir mühimmat fabrikasında meydana gelen patlamada 8’i kadın 11 kişi yaşamını kaybetti.
Bankacılık sektöründe uzun yıllar görev yapmış, TMSF’de de yöneticilik görevinde bulunmuş Gelecek Partisi’nin kurucularından Abdullah Güzeldülger’in konuyla ilgili açıklamaları dikkat çekiciydi.
TMSF ihalesiz satmış
Halk TV yayınına bağlandığında söz konusu fabrikanın, FETÖ bağlantısı dolayısıyla el konulmuş ve TMSF tarafından satılmış bir işletme olduğunu açıklayan Güzeldülger, bu fabrikanın ihale yapılmaksızın doğrudan satıldığına dikkat çekti.
Güzeldülger’i aradım. Bir fabrikanın ihaleye çıkılmadan doğrudan satışının hukuksuz olduğunu vurgulayarak, suç duyurusunda bulunduklarını ancak aradan iki yıldan fazla zaman geçmesine karşın henüz bir işlem yapılmadığını söyledi.
Meydana gelen patlamanın, bu fabrikanın ihalesiz satışıyla bir bağlantısı vardır demiyorum. Bununla ilgili bir kanıtımız yok. Ancak bu kadar can yakıcı bir olayın yaşandığı, hassas üretim yapan bir işletmenin, çok kapsamlı yetkilerle donatılmış bir kurum olan TMSF tarafından ihalesiz satışı, vahim bir durumdur.
Elindeki varlıkları rekabetçi bir ortam oluşturarak, kamu yararını gözeterek satmak durumunda olan TMSF’nin bu işlemiyle ilgili olarak, yetkililerin kamuoyuna bir açıklama yapması yerinde olacaktır.
https://t24.com.tr/yazarlar/cigdem-toker/hayat-pahaliligi-ciddi-bir-sorunmus,47802