Işıner Güngör

Tarih: 12.08.2024 18:47

Hayattan Notlar: İnandırılmış İllüzyon

Facebook Twitter Linked-in

Paulo ve Mistır oturuyorlardı.

Mistır sessizliği sorusuyla böldü.

“Bana aşkın tanımını yapabilir misin?”

“Hay hay” dedi ve cevap verdi Paulo.

“Aşk, piyangodan büyük ikramiye beklemek gibidir. Beklersin beklersin ömrünü heba edersin. Aynı piyango biletleri için paranı çarçur ettiğin gibi…” 

“İmkânsız değil elbet… İnandırılmış illüzyon…” diye sürdürdü.

***

Bir keyifsiz ruh hâli her yerde mevcut.

Günümüzde mutluluk eşiği çok yükseldi.

Yıllar önce ünlü Amerikan hamburger şirketinin ülkelere yeni girişlerini hatırla…

Bir gece öncesinden on binlerce kişi sırada.

Hamburger ve meşrubat lükstü. 

Karton paketler bile hatıra amaçlı eve götürülüyordu.

Şimdi isimli restoranlarda dünya mutfaklarının değişik tatları aranıyor. 

İç mekân, sunum ve lezzet her şey kusursuz.

Mutlu olabiliyor muyuz? Görünüşe göre evet ama gerçekte…?

Kendi elimizle biz bu dünyayı sıradanlaştırdık.

Hep daha iyisi, daha güzeli dedik…

Sonuç ortada, küçük şeylerle mutlu olamama hastalığına yakalandık.

Tedavi basit. 

Kendi özümüze dönmek...

Yani kimseye kendimizi kanıtlama çabasına girmemek, ezbere yaşamamak ve tektipleşmiş yaşamdan sıyrılabilmek. 

***

Her gün hesabımıza 86.400 Lira yatsaydı ne güzel olurdu.

Durun bir dakika, karamsar olmayın.

Her yeni gün muazzam bir servet bizlere sunuluyor. 

86.400 saniye.

Instagram’a erişim engellenince bir şeyin farkına vardım. 

Sosyal medya bizi zaman fakiri yapıyor.

Olumlu özellikleri de vardır kesin.

Kredi kartı ekstresine bakar gibi sosyal medya ekstrenize bakmanızı tavsiye ediyorum.

Dediğime hak vereceksiniz.

***

Yan masada kız ve erkek yemek yiyorlar.

Birbirlerini yeni tanımaya başladıkları belli.

Kız, “Uzun cümleler kurmandan ve nasihat vermenden sıkıldım” diyor.

Erkek, “Olur, canım. Buna daha dikkat ederim” şeklinde karşılık veriyor.

Kız, erkeğin iç dünyasındaki derinliği tahmin edemiyor. 

Sosyal medya yüzeyselliğe çok alıştırdı bizi. 

Artık arka planı irdeleyemiyoruz. Olaylara ve durumlara bakıyoruz direkt yargımızı veriyoruz. Bir beğeni tuşuna basar gibi, bu iyi, şu kötü…

***

Aşklarına nokta koymaya kararlı çift, birbirlerini suçlamaya çalışıyor.

İkisinin de amacı kendilerini bu karara inandırıp vicdan azabını hafifletmek.

Belli belirsiz kelimeler dökülüyor.

Geriye dönüşün olmayacağını kabullenen erkek, kadına son sözünü söyler.

“Madem bu son sohbetimiz olacak, öyleyse seni en uzun yoldan evine bırakayım”.

Kırık bir kalp ama her şeye rağmen sevgi dolu…

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-DT9JLG88B3