802-508-7352

Murat Muratoğlu


Hop dedik portakal orada kal!

Bu, yalnızca bir karnaval değil, aynı zamanda bir dayanışmaydı… Kalabalığın içinde yürürken, yalnız olmadığını, bir topluluğun parçası olduğunu hissediyorsun. Sana “Biz buradayız ve bu anı birlikte yaşıyoruz” diyorlar.


Boğucu gündemin ağırlığı altında ezilirken, sıyrılıp nefes alabileceğim bir alan arıyordum. Ve buldum; Adana Portakal Çiçeği Karnavalı!

Griye bürünen Türkiye’ye renk katma cesareti gösteren insanların olağanüstü çabaları, gerçekten harikalar yaratmıştı.

***

Karnavalın ilk adımı 2013 yılında atıldı. O yıllar festival çoktu ama karnaval yoktu. Şimdiyse, doğru dürüst festival neredeyse kalmadı.

Hele büyükleri... One Love Festivali, Rock’n Coke Festivali, H2000 Festivali, Zeytinli Rock Festivali, Anadolu Fest... Onlarcası iptal edildi. Sebebi de malum değil mi?

Pandemide virüs ile mücadele için müzik çalınmasını yasaklayan bir zihniyetten bahsediyoruz ama bu yazıda konuşmayacağım siyaseti...

***

Festivaller izlenir; karnavallar yaşanır. Biri kültür ve sanat odaklıyken, diğeri sokakların neşesini, hayatın coşkusunu yansıtır. Enerjisi bir günde yüreğimi doldurdu.

Ne tek kelime bir siyaset lafı ne de parti propagandası... Hiç kimse o işlere bulaşmadı. Sponsor olarak destekleyen firmalar vardı ama hiçbiri öne çıkmadı.

***

Sokaklarda yüz binlerce insan... Tek bir tatsızlık yaşanmaz mı? Yaşanmadı! İşin en enteresan yanı, karnavalın 13 yıllık tarihinde de yaşanmamış olması...

Ne var derseniz, “aklınıza ne gelirse”nin üzerine Refik Anadol’un Dijital Sergisi’nde Picasso’yu ekle... O derece…

***

Adana’nın sıcakkanlı halkına baktıkça gülmeyi, gülümsemeyi ve gülen insanlar görmeyi özlemişim gerçekten... Ellerinde çiçekler taşıyan gençler, birbirine sarılanlar... Türkiye’nin dört bir yanından gelen ziyaretçiler...

Rengarenk kostümlerle süslenmiş on binlerce kişinin kortej yürüyüşüne katıldığı, binlerce kişinin güzel vakit geçirdiği, eğlendiği bir ortamı hayal edebiliyor musunuz? Kıskanmayın ama ben oradaydım.

***

En etkileyici an neydi biliyor musunuz? Bir çocuk, yüzünde kelebek maskesiyle koşarken, yanında yürüyen babası ona “Yavaş ol, kanatların kırılmasın, ben de takacağım!” diyerek gülümsedi... O anda saklıydı tüm hikayenin sırrı; içindeki çocuğun ta kendisi…

Gençlerin gözlerindeki parıltıya baktım, tüm baskı ve çabalarının ne kadar boşuna olduğunu işte o anda anladım. Geri sayım başlamış, uğraşları nafile... Artık hiçbir şey dönmez eskiye...

***

Yaşanan tüm zorluklarına rağmen, umudun ve sevincin nasıl filizlendiği gözlerimin önündeydi... Adana Portakal Çiçeği Karnavalı, yalnızca bir eğlence değildi... İç dünyanın derinliklerine işleyen, insanı yeniden hayata bağlayan bir dirilişti...

Çok acayip kıyafetler, 80’li yaşlarında zeybek oynayan teyze... Kimse kimseyi yadırgamadı. Çünkü tek düşünce vardı; Özgürlük, kısıtlanmışlığa inat ayağa kalk...

***

Bu, yalnızca bir karnaval değil, aynı zamanda bir dayanışmaydı… Kalabalığın içinde yürürken, yalnız olmadığını, bir topluluğun parçası olduğunu hissediyorsun. Sana “Biz buradayız ve bu anı birlikte yaşıyoruz” diyorlar.

Hop dedik portakal, orada kal... Sesimizi kıstın diye öldük mü? Ekonomik açıdan en karamsar, siyaseten en sıkıntılı dönemde olsak bile gençlik diye bir şey var. Sen hiç açmayan güneş gördün mü?

https://www.nefes.com.tr/yazarlar/murat-muratoglu/hop-dedik-portakal-orada-kal-26464