Arslan Bulut


İsrail’den Suriye’ye Sevr dayatması!

Bilindiği gibi, ordu, bir devletin vazgeçilmez gücüdür. Ordu, ülkenin her köşesine hâkim değilse, o devlet artık egemen bir devlet değildir. Hele hele bir devletin ordusunun olup olmayacağını başka devletler tartışıyorsa, egemenlik tamamen kaybedilmiş demektir.


İsrail, Suriye’nin yeni bir ordu kurmasına karşı çıkarak sadece güçlü bir polis teşkilatına izin vereceğini bildirdi!

odatv’de yayınlanan habere göre, İsrail’in İbranice yayın yapan İ24 kanalına açıklama yapan İsrailli yedek Albay Moşe Elad, devam eden müzakerelerde Şam yönetimine, Suriye ordusunun kurulmasına izin verilmeyeceği, bunun yerine güçlü bir polis örgütü kurulmasının teklif edildiğini söyledi.

Elad, Tel Aviv'in, Suriye'de ordu kurulmasının gelecekte kendisine ve ülkesine "büyük tehdit oluşturacağına” inanması nedeniyle buna kesinlikle izin vermeyeceğini de ifade etti.

İsrail, daha önce, sadece Dürzilerin bulunduğu bölgede Suriye ordusunun bulunmasını istemediğini açıklamıştı...

İsrail devlet televizyonu, KAN’ın 1 Ağustos 2025 tarihli haberine göre, İsrail yönetimi, Suriye ordusunun ülkenin güneyinde konuşlanmasına karşı çıkmış ve sadece Suriye İçişleri Bakanlığına bağlı ve Dürzi unsurlardan oluşan güvenlik güçlerinin bölgede bulunmasını talep etmişti.

***

Bilindiği gibi, ordu, bir devletin vazgeçilmez gücüdür. Ordu, ülkenin her köşesine hâkim değilse, o devlet artık egemen bir devlet değildir. Hele hele bir devletin ordusunun olup olmayacağını başka devletler tartışıyorsa, egemenlik tamamen kaybedilmiş demektir.

Böyle durumlar ancak büyük bir yenilgi sonrasında ülkenin bir kısmının veya tamamının işgal edilmesiyle ortaya çıkar. Galipler, işgal ettikleri ülkeye, ülkenin nasıl yönetileceğini, ordusunun olup olmayacağını, olacaksa ne kadar asker bulunduracağını dikte eder... Tıpkı Sevr Antlaşması’nda galip devletlerin Osmanlı devletine dayattığı gibi...

Sevr Antlaşması’nda askeri konular, 152 ve 207’inci maddeler arasında düzenlenmişti. Sevr’e göre Osmanlı devletinin askeri kuvveti, 35 bini jandarma, 15 bini özel birlik, 700'ü padişahın yanındaki güvenlik birliği olmak üzere 50 bin 700 kişiyle sınırlı olacak ve ağır silahları bulunmayacaktı. Her subayın veya askerin silahında kaç merminin bulunabileceği bile belirlenmişti.

Türk donanması tasfiye edilecek, Marmara Bölgesi'nde askeri tesis bulundurulmayacak, askerlik gönüllü ve paralı olacak, azınlıklar orduya katılabilecek, ordu ve jandarma Müttefik Kontrol Komisyonu tarafından denetlenecekti. 168’inci maddeye göre bütün askeri okullar kapatılacaktı.

***

Şimdi, Suriye geçici devlet başkanı ilan edilen, Colani kod adlı Ahmet Şara adlı terörist, ABD Başkanı Trump tarafından kabul edilecek. Gazeteci Hüsnü Mahalli, Tele1’de CHP kurultayını yorumlarken Trump’ın aynı gün İsrail Başbakanı Netanyahu’yu da kabul edeceğini, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ise bir gün sonrasına randevu verdiğini hatırlatarak, bu toplantılarda Gazze’nin ve Suriye’nin görüşüleceğini, ancak Türkiye’de kimsenin konunun bu yönüyle ilgilenmediğini söyledi...

***

Bilindiği gibi Trump, Şam’ın düşmesinden sonra Netanyahu’yu kastederek, “Bibi’ye ‘Eğer Türkiye’yle bir sorunun varsa, bunu çözerim’ dedim. Geçenlerde Erdoğan’a dedim ki; ‘Tebrikler. 2000 yıldır kimsenin başaramadığını yaptın, Suriye’yi aldın’ dedim. Farklı adlarla olsa da, aynı şey... O da ‘yok yok, ben yapmadım’ dedi. ‘Sen yaptın ama bu sorun değil’ dedim. ‘Evet, belki bir yönüyle biz yaptık’ dedi.” diye konuşmuştu.

İşte şimdi Trump, o sorunu da çözecek...

Trump, aslında “iki bin yıl sonra” derken, M.Ö. 586’de Babil Kralı Nabukadnazer’in Kudüs’ü yakıp yıkması ve sağ kalan Yahudileri sürgüne tabi tutmasını kastediyordu!

Babil sürgününden 2 bin değil ama tam olarak 2 bin 611 yıl sonra, bugünkü İsrail, Suriye’ye hâkim oldu ve Trump, “Türkiye, Suriye’de oynanan oyunu bozmasın” diye çalışıyor...

2611 yıl sonra, İsrail, Suriye’ye ordusuyla girmiştir ve bunda Türkiye’deki siyasi iktidarın, Suriye’yi iç savaşa sürüklemesi ve rejimi yıkması, birinci derecede rol oynamıştır...

Biz başından beri ABD ve İsrail’in Suriye operasyonuna destek vermenin, Büyük Orta Doğu Projesi’ne, dolayısıyla Büyük İsrail Projesi’ne hizmet demek olduğunu söyledik.

İşte sonuçlar ortadadır. Esat kaçtığı günden itibaren üç gün içinde, Suriye ordusunun bütün askeri alt yapısını, hava saldırılarıyla yok eden İsrail, “galip devlet olarak” şimdi de Suriye’nin orduya sahip olamayacağını dayatıyor.

Buna rağmen, hâlâ Türkiye’nin Suriye’de zafer kazandığını söyleyen ve gerçekleri yazdığımız için bize çamur atmaya yeltenenler, AKP ve MHP seçmenini artık bu yalanlarla kandıramaz.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/israilden-suriyeye-sevr-dayatmasi-956187h.htm

YAZARLAR