Merhaba. Yine ben. Bir kaç gün yazmadım. Her gün her gün İstinye Üniversitesi Liv Hospital Bahçeşehir Hastanesini yazmak beni yorar hale geldi. Olanları birilerinden dinlemek onları delillendirmek, yanlış yönlendirmelere karşı uyanık olmak bazen beni yavaş hareket etmeye itiyor. Acele etmek istemedim. Yalan ve iftira niteliğinde bir yazı yazmak bana yakışmaz. Sonuçta bu hastane ile bildiğiniz gibi hukuki mücadelem de var. Ve onlara karşı da takıntılı biriymiş gibi görünmek istemiyorum. Çünkü öyle bir takıntım yok. Aralarda başka konularda da yazıyorum. Ancak sağlık sektörü hem dünyada hem de ülkemizde önemli bir sektör. İnsan sağlığını hiçe sayanları yazmak da bir gazetecinin görevi.
Şunu bilmenizi isterim ben ilk günden hep aynı şeyi söylüyorum. Grip vakasıyla gelen bir insana aşır doz kortizon verdiniz ve onun sağlığıyla oynadınız ve kortizon kullanmayan birini kortizon kullanmaya mahkum ettiniz. Ve o hastanın tüm ümitleriyle oynadınız. Vaka ortada olduğu için hukuki süreç içerisinde illa devletimizin kurumları hastayı görmek isteyecek o dönem yapılan tedavilere bakacak ve kimin haklı kimin haksız olduğu da ortaya çıkacak. Benim söylemlerim bir iddia niteliğinde şu anda değerlendiriliyor. Devletimizin resmi kurumları da bu iddiamızı ve delillerimizi inceliyor. Bunlarıda yazıya girmeden önce belirtmek istedim.
Bakın bu tür büyük yapılar birileri istedi diye kendi yöneticilerini işten atmaz. Ne zaman bunları görevden uzaklaştırır, olaylar soğur ve zarar gördüğü yöneticiyi oradan alır. Ya başka bir birime verir ya da kurumla yollarını ayırırlar. Şimdi yazacağım yazıdan sonra şikayetçi olduğumuz kişiler yine atılmayacak. Onlar yine bina içinde bakın bize kimse bir şey yapamıyorlar edasıyla gezecekler. Ben şu an bu yazılarla onların oradan gönderilmesine engel oluyorum. Bununda bilincindeyim.
Şimdi gelelim bugünkü konumuza. Son yazımdan sonra bahse konu hastanede bir panik yaşandığını duydum. Hatta öyle bir panik hale gelmişlerki, olası bir sağlık il müdürlüğü incelemesine karşı gruplara kadın doğuma gelen kişilere akşam polikliniğimiz olmadığını söyleyin, takipli hasta ise doktoruna haber verin gibisinden mesajlar sıkça atıldı.
Neden mi? Hemen söyleyeyim. Ben o yazımda akşam kadın doğum polikliniği yazmıştım. Doğal olarak da gelebilecek bir denetimde akşam yapılır. Çünkü akşam saatlerinde bu yaşandığı için. Hastane ne yaptı. Hemen akşam kadın doğum polikliniğini kapattı. Geçmişe yönelik incelemede de hasta kayıtları göründüğünde doktorlarımız baktı diyecekler ve en az ceza ile bu süreci atlatmaya çalışacaklar.
Şimdi yazacağım bölümde de aynısının yaşanacağını biliyorum. Hastanenin gündüz ultrason çeken kadrolu bir ekibi var. Akşamları da sabaha da kadar kadro eksikliğinden olsa gerek ultrasonları da kadrosuz doktorlar çekiyor. Bu kadrosuz doktorlar akşam polikliniğe gelen hastaların ve acilden gelen hastaların çekimlerini yapıyorlar. Ancak bir önceki konu gibi yazdıkları raporlara kadrolu doktorların kaşesini basıyorlar. İşte hukuksuz olan kısımda bu. Bir doktorun başka bir doktora kendi kaşesini kullandırması sağlık bakanlığına göre suç. Şimdi bu suça ortak olanları tek tek yazıyorum. Kararı siz verin.
Ultrasonografik incelmeye isteyen doktor hastanenin genel cerrahi Dr. Öğretim Üyesi Tansu Altıntaş. 22 Mayıs saat 11:18’de talebi oluşturuyor. Hastasının ultrasonu 25 Mayıs saat 19.00’da çekilmeye başlanıyor 19.02’de çekim tamamlanıyor. 19.15’te kadrosuz doktor raporunu yazıyor. Ve rapor evrakına hastanenin kadrolu doktoru Yıldıray Tutpınar’ın kaşesi basılıyor.
Ultrasonografik incelemeyi isteyen doktor Genel Cerrah Prof. Dr. Mehmet Abdussamet Bozkurt. 21 Mayıs saat 08:42’de hastası için talebi oluşturuyor. Hastasının Ultrasonu 25 Mayıs saat 20:50’de çekilmeye başlıyor ve çekim saat 20:50’de sonlanıyor. 21:02’de kadrosuz doktor raporunu yazıyor. Rapor evrakına hastanenin kadrolu doktoru Yıldıray Tutpınar’ın kaşesi basılıyor.
Ultrasonografik incelemeyi isteyen hastanenin genel cerrahı Prof Dr Ümit Koç. 16 Mayıs saat 11.17’de hastası için ultrason talebini oluşturuyor. Hastasının çekimi 24 Mayıs günü saat 18.54’te çekilmeye başlanıyor ve çekim 18:55’te tamamlanıyor. Hastanın raporu çekimi yapan kadrosuz doktor tarafından saat 19.03’te yazılıyor ve evraka hastanın kadrolu doktoru Yıldıray Tutpınar’ın kaşesi basılıyor.
Tarih 23 Mayıs. Saat 16.14. Hastanenin Genel Cerrahı Prof. Dr. Ümit Koç bir hastası için ultrason istiyor. Bu hastasına 23 Mayıs günü saat 20.19’da ultrason çekiliyor. Çekim bir dakika sürmüyor. 22.21’de de raporu yazılıyor kadrosuz doktor tarafından. Ve evraka hastanenin kadrolu doktoru Yıldıray Tutpınar’ın kaesi basılıyor.
Hastanenin Nöroloj doktoru Prof. Dr. Belma Doğan Güngen 17 Mayıs saat 11:39’da bir hastası için Bilateral karotis ve vertebral arter ordus incelemesi istiyor. Hastasına 21 Mayıs akşamı saat 21.36’da çekim yapılıyor. Çekim 7 dakika sürüyor. 21.43’te hastanın çekimi tamamlanıyor. Saat 21.47’de de raporu kadrosuz doktor tarafından yazılıyor. Yazılan rapora hastanenin kadrolu doktoru Yıldıray Tutpınar’ın kaşesi basılıyor.
Yine hastanenin Nöroloji doktoru Prof. Dr. Belma Doğan Güngen başka bir hastası için 21 Mayıs saat 15:16’da tüm batın çekimi istiyor. Hastasına 27 Mayıs tarihinde çekim yapılıyor. 28 dakika süren çekim saat 20:05’te tamamlanıyor. Hastanın çekim raporu 20:11’de yazılıyor kadrosuz doktor tarafından ve rapora yine hastanenin kadrolu doktoru Yıldıray Tutpınar’ın kaşesi basılıyor.
Hastanenin dahiliye doktoru Şekip Şimşek 1 Mart tarihinde saat 21.36’da sağ alt ekstremize derin ve yüzeysel venöz sistem renkli Doppler us inceleme istiyor. Hastaya aynı gün 21.38’de çekim yapılıyor ve 22.03’te çekim tamamlanıyor. Hasta için kadrosuz doktor hastanenin kadrolu doktoru Yıldıray Tutpınar adın kaşesi basılarak raporu saat 22:05’te yazılıyor.
Şimdi hastaneye gelen kadrosuz radyoloji doktorlarının isimlerini yazmıyorum. Benim sormak istediğim şu hastanenin kadrolu radyoloji doktoru Yıldıray Tutpınar’ın bu saatlerde hastane olmadığı belli. Gün içi ekibinde çalışıyor. Ve belirtilen saatlerde hastane yok. Bu hastaneye kadrosuz radyoloji doktorlarının yazacağı en küçük hata hastalara için nelere mal olabilir, tahmin edebilen var mı? Benim bir fikrim yok. Ama bu yapılan kanunlara aykırı olduğunu biliyorum. Yazım da ihbar niteliğindedir. Benden istenmesi halinde tüm delillerimi de resmi makamlarla paylaşacağımı buradan ilan ediyorum. Bu arada hastaları için tetkik isteyen hastane hekimlerinin konuyla hiçbir alakası yok. Onlar tedavi için gerekli tetkiki tabiki isteyecek. Onlar bu çekimleri kimin yapacağını bilmez…. Bu yaşanan kadrosuz doktor olayıyla da ilgileri yok… belirtmek istedim. Aralarında tanıdığım hekimlerde var….