Semt pazarlarında tüm pazarcı esnafına POS cihazı bulundurma zorunluluğu getirildi. Böylece vatandaşlar pazar alışverişini kredi veya banka kartıyla yapabilecek.
Bakın ne güzel hizmet! Tomarla para götürsen bile pazar alışverişine yetmeyince, kartla ödeme acıyı biraz hafifletecek bu sayede…
Düşünsene ülkenin bastığı para biriminin en büyük banknotunun 20 tanesi bile 100 dolar alamayacak halde!
***
Ama bu karar o kadar da masum değil… Çok daha büyük bir dönüşümün habercisi aslında… Fiziksel paranın olmadığı, her kuruşun dijital ayak izi bıraktığı yeni bir düzen...
İlk olarak şu yanılgıyı düzeltelim; merkez bankalarının üzerinde çalıştığı “dijital lira”, “dijital Euro” gibi projeler; Bitcoin veya Ethereum gibi kripto paralarla aynı şey değil…
İkisi de dijital, evet… Ama ruhları gece ile gündüz kadar farklı…
***
Öyle bir dünya düşün ki… Artık fiziki para yok. Dijital para var. Trip atmak için kimsenin suratına nakit çarpamayacaksın!
Gerçi Türkiye’de onu da pek kimse yapamıyordu ama… Yine de sinir boşaltmak için birebirdi!
Peki ya düğünler? Takı yerine gelinliğe QR kod mu iliştirilecek? Telefonu uzatacaksın, “dıııt!” sesi mi gelecek… Ardından “hayırlı olsun!” Vallahi kötü senaryo ama çok da uzak değil!
***
Şimdi diyeceksiniz ki; “Ee ne var bunda? Kredi kartı yerine cep telefonuyla ödüyoruz. Daha mı kolay?”
Maalesef işin adı sadece dijitalleşme değil… Esas adı: Kontrol Mekanizması… Devletler için cazip tabii…
İşlem maliyetleri düşer, banka hesabı olmayan milyonlarca insan sisteme dahil olur. Üstelik kara para aklama, vergi kaçırma, yasa dışı finansman gibi sorunlar da ortadan kalkar.
***
Kağıt üzerinde harika bir plan gibi duruyor değil mi?
Peki, fiziksel paranın en büyük gücü nedir? Anonimlik! Cebinizdeki 200 TL ile kitap mı aldınız, çocuğa harçlık mı verdiniz, yoksa bir derneğe mi bağış yaptınız? Kimse bilemez… Devlet bile!
İşte bu, bireysel özgürlüğün temelidir… Finansal mahremiyet sadece paranızı değil, özel hayatınızı da korur.
***
Dijital parada ne oluyor? Her harcama, merkez bankasının veri sunucularında bir satıra dönüşüyor.
Nereye gittin, ne yedin, ne aldın, hangi yayını okudun, ne kadar ilaç tükettin… Tüm bu bilgiler bir araya gelince senin davranış haritan ortaya çıkıyor.
Ve artık sadece ne yaptığını değil, neye meyilli olduğunu da biliyorlar.
***
Mesela Saraçhane’de bir protestoya katıldığın tespit edilirse… Dijital cüzdanın tek tuşla dondurulabilir. Öğrencileri tutuklayan zihniyete nasıl güvenilebilir?
Bakın bunlar komplo teorisi değil… Teknolojinin doğasında var olan potansiyellerdir.
Hele ki… Resmi evrakları bile koruyamayan, vatandaşlarının tüm kimlik bilgilerini çaldıran, sahte resmi diplomaların rahatça basıldığı bir ülkede bu sistem ile neler yapılabileceğini düşün… Yaa… Dedim sana, çok fena!
https://www.nefes.com.tr/yazarlar/murat-muratoglu/kartla-patlican-takibe-devam-53663