802-508-7352

Taha Akyol


Kim bu gençler?

Aileleriyle bayram görüşmesi yapmalarına bile izin verilmedi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın 27 Mart’taki açıklamasına göre, 1879 kişi gözaltına alınmış, 260’ı tutuklanmıştı. Sonra tutuklu sayısı 268’e çıktı.


Niye bu kadar çoklar? Niye sokaklara çıktılar? Protestocu gençlerden bahsediyorum. Tutuklananların bazıları avukatlarına sınav günlerini söyleyip o güne kadar çıkıp çıkamayacaklarını sordular. Bazıları ders kitaplarını istediler.

Aileleriyle bayram görüşmesi yapmalarına bile izin verilmedi.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın 27 Mart’taki açıklamasına göre, 1879 kişi gözaltına alınmış, 260’ı tutuklanmıştı. Sonra tutuklu sayısı 268’e çıktı.

Ali Yerlikaya bunlardan 12’sinin terör örgütleriyle “iltisaklı” olduğunu söyledi. Bu “iltisaklı” kelimesi hayli yıpranmış, sakız gibi sündürülebilen bir kelime… Şu belli ki, haklarında terör soruşturmaşı yokmuş, olsaydı önceden tutuklanmış olurlardı.

Dahası “iltisaklı” bu 12 kişinin böylesine büyük kalabalıkları örgütlediğini, yönlendirdiğini düşünmek mümkün değildir.

155 polisimiz yaralanmış, çok şükür ki yaraları ciddi değil.

BUNLAR TERÖRİST DEĞİL

Bugünkü yargının bile bu gençler hakkında beraat kararı vereceği veya adli kontrolle tahliye edeceği kanaatindeyim. Bu kadar gözaltı ve tutuklama yapılmasındaki siyasi amacın “caydırmak” olduğunu düşünüyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu gençler hakkında “Yüzü maskeli teröristleri tek tek tespit edip yargıya teslim edeceğiz” demesindeki amaç da gençlerin tespit edilmekten korkup protesto gösterilerini bırakmalarını sağlamak olsa gerek... Polis, Vali ve İçişleri Bakanı “terörist” demedi. “Terörist” suçlaması bu kadar kolay olmamalı.

Doğrusu, toplumda neden bu kadar tepki birikimi, gençlerde neden bu kadar infial meydana geldiğini anlamaya çalışmaktır.

İktidarlara yakışan kutuplaştırmadan sakınmak, gerilim sebeplerini gidermek, adalete güven sağlamaya çalışmak olmalıydı.

KİM BU GENÇLER?

Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nden Yağmur Uzunırmak, Ankara’daki gösterici gençler hakkında “Kim Bu Gençler” konulu bir araştırma yaptı. 208 öğrenciyle yüz yüze görüşerek yapılan araştırmaya göre, 18-24 yaşları arasında bulunanlar Türkiye ortalamasında yüzde 10.3 olduğu halde protesto eylemi yapanların yüzde 70.2’si 18-24 yaş arasındaydı.

Bu yaştaki gencecik insanlara, şiddete başvurmuyorlarsa anlayışla bakmak gerekmez mi?

Protestocuların yüzde 76.5’i üniversite öğrencisi veya üniversite mezunu… Bu gencecik insanların geleceğine gölge düşürmekten sakınmak gerekmez mi? İşlemlerini hızla yapıp tutukluluklarına son vermek gerekmez mi? Adli kontrol kaydı ile de olsa.

Bu gençlere terörist demek mümkün değil. Araştırmaya göre protestocuların yüzde 46.9’u CHP’ye oy vermiş, önümüzdeki seçimlerde CHP’ye oy vereceklerini söyleyenlerin oranı yüzde 52.9…

Zafer Partisi’ne oy verenlerin oranı yüzde 15.9. İYİ Partili gençlerin oranı yüzde 5.3… Gelecek seçimde Zafer Partisi’ne oy vereceklerini söyleyenlerin oranı yüzde 23.8’e çıkıyor.

Ümit Özdağ kesinlikle haksız olarak tutuklandı. Yarattığı tepkiyi bu rakamlarda da görüyoruz.

DEM Partili gençler protestolara katılmadı.

NEDEN BU TEPKİ?

En önemli soru: Çeyrek asırlık iktidarın neden büyük şehirleri üniversite gençliğini kaybetmiştir?

İktidar, OHAL şartlarından istifadeyle 29 Ekim 2016’da 676 Sayılı KHK ile üniversitelerdeki rektör ön seçimlerini kaldırmıştır. Rektör atamalarında tek yetkili cumhurbaşkanı… Üniversiteler üzerindeki siyasi ağırlık belli. Ama protestocu gençlerin yüzde 76’sı üniversiteli…

Kayyım rektör istemiyoruz” sözünün yansıttığı ruhu zamanında takdir edip üniversite özerkliğine saygı göstermek gerekmez miydi?

KONDA’nın 2024 araştırmasına göre, gençlerin birinci derecede benimsediği iki değer; biri “eşitlik”, öbürü “insan hakları.” Böyle bir gençliğe, yüksek puanla yazılı sınavı kazandıktan sonra “mülakat”ta kaybettiren sistemi, kaybettiren siyaseti benimsetebilir misiniz?

Bu, buzdağının görünen tarafı. “Mülakat” bütün haksızlıkları temsil eden bir simge...

Bir günde 15 milyon seçmenin, parti farkı gözetmeden, İmamoğlu’na oy vermek için CHP’nin koyduğu sandığa gitmesi de iktidarın yanlışlarına ve haksızlıklarına tepkiydi.

Korku sürdürülebilir değildir. Kuvvetler ayrılığına, yargı bağımsızlığına, liyakate, temel hak ve hürriyetlere dönmekten başka çare yok, kimsenin çaresi yok.

https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/kim-bu-gencler-1603385