Kışın kapımıza dayandığı şu günlerde, beyaz örtü yavaş yavaş dağları süslemeye başlarken içimde o tanıdık heyecan yeniden uyanıyor. Soğuk havayı ciğerlerime çekerken aklıma ilk gelen şey, kış sporlarının en etkileyicilerinden biri olan snowboard oluyor.
Bir spor olmanın ötesinde, benim için bu bir özgürlük hali, dağın sessizliğinde rüzgârla yarışmak gibi.
Snowboard ya da kayak, her ne kadar “pahalı sporlar” arasında sayılsa da, aslında doğru planlamayla herkesin deneyimleyebileceği bir keyif. Evet, ekipmanlar ciddi bir yatırım gerektiriyor; ancak sezon boyunca yalnızca birkaç kez gidecekseniz, kiralama en cazip seçenek.
Tur şirketlerinin sunduğu günlük turlar ya da konaklamalı paketler, hem ulaşımı hem de ekipman kiralamayı kolaylaştırıyor. Üstelik “her şey dahil” sistemde, zirveye çıkmadan önce anlaşmalı noktalarda tüm malzemeleri temin edebiliyorsunuz.
Tabii ki her şeyin başında eğitim geliyor. Snowboard öğrenmek sabır, denge ve konsantrasyon isteyen bir süreç. Eğitim ücretleri biraz yüksek olsa da, emin olun her dakikasına değiyor. Ortalama 2 ila 4 saatlik derslerde hem denge hem yön kontrolünü öğreniyorsunuz.
Benim tavsiyem, ilk kez deneyecek olanların mutlaka profesyonel bir eğitmenle başlaması. Zira snowboard, dışarıdan kolay görünse de vücut hakimiyeti gerektiren bir spor.
Arkadaşlarımla gittiğim zaman, genelde onlara elimden geldiğince destek oluyorum. Özellikle ilk kez deneyenler için küçük teknik tüyolar fark yaratıyor. Fakat bu sporda ilerledikçe fark ediyorsunuz ki, eğitmenlik kısmı hem sabır hem bilgi istiyor.
Snowboard pahalı bir spor olduğu için, eğitmenlik yapmak hem tecrübe paylaşımı açısından hem de maddi olarak cazip hale gelebiliyor.
Tabii dağ şartları her zaman kolay değil. Zirveye çıkmak bazen ciddi bir mücadeleye dönüşebiliyor. Hava bir anda değişebiliyor; görüş mesafesi neredeyse sıfıra kadar düşebiliyor. Teleferik ya da telesiyejlerle kayak noktasına ulaşıyorsunuz, ama bazen kar fırtınası başladığında sadece doğanın sesini duyuyorsunuz.
Eğer o gün hava açıksa ve güneş yüzünü gösterdiyse, bilin ki şans sizden yana. Çünkü snowboardda en iyi deneyim, doğanın size izin verdiği anlarda yaşanıyor.
Teknik olarak snowboard’da hangi ayağınızın önde olacağı büyük önem taşıyor.
Yüzünüzün baktığı yöne göre sol ayağınız öndeyse “regular”, sağ ayağınız öndeyse “goofy” stilde kayıyorsunuz.

Dönüşleri yaparken de, parmak uçlarınızı tahtanın ön kısmına bastırdığınızda board öne doğru manevra alır; topuklarınızı bastırdığınızda ise arka yöne, yani duruş pozisyonuna geçersiniz.
Bu hareketler snowboard’un temelini oluşturur. Denge, yön ve kontrol tamamen sizin vücut farkındalığınıza bağlıdır.
Snowboard’un kayağa göre daha zor olmasının en temel nedeni, elinizde sizi dengeleyen bir bastonun olmamasıdır.
Kayakta iki ayağınız ayrı tahtalarda olduğu için dengeyi bastonla destekleyebilirsiniz.
Fakat snowboard’da tüm beden tek bir tahtanın üzerinde birleşir; bu da sporu daha fiziksel, daha teknik ama aynı zamanda çok daha özgür hale getirir.
Benim için snowboard, düşmekten korkmamak demek. Her düşüş, biraz daha öğrenmek anlamına geliyor. Her kalkış ise biraz daha güçlenmek.
Karın sessizliğiyle bütünleştiğiniz, rüzgârın yüzünüze çarptığı o an… işte gerçek huzur tam da orada başlıyor.
Snowboard’a Yeni Başlayacaklara 5 Altın Tavsiye (Benim Dilimden)
1. Düşmekten korkmayın.
İlk günlerde defalarca düşeceksiniz, ama her düşüş bir öğretmen gibidir. Yere her düştüğünüzde biraz daha öğrenirsiniz, biraz daha güçlenirsiniz.
2. Havanın dostu olduğuna güvenmeyin.
Dağda hava bir anda değişebilir. Görüş sıfıra iner, kar bastırır, rüzgâr sizi savurur. Bu yüzden her zaman hazırlıklı olun, ekipmanlarınızı eksiksiz alın.
3. Ayağınızın yönünü iyi belirleyin.
Sol mu önde, sağ mı önde? Bu tamamen sizin rahatlığınıza bağlı. İlk denemelerde hangisinde kendinizi daha dengede hissediyorsanız, o sizin stilinizdir.
4. Vücudunuzu değil, bakışınızı yönlendirin.
Snowboard’da nereye bakarsanız oraya gidersiniz. Başınızı çevirdiğiniz yön, tahtanın yönüdür. Yani gözleriniz aslında direksiyonunuzdur.
5. Eğlenmeyi unutmayın.
Tekniğe, düşmeye, soğuğa fazla takılmayın. Board’unuzun altında kayan karın sesini dinleyin. Çünkü snowboard’un özü, doğanın içinde özgürce kaymaktır.
Ben Ufuk…
Snowboard eğitmeni olarak,
karın üstünde kayarken aslında kendimi arıyorum.
Her düşüşüm yeni bir başlangıç, her kalkışım biraz daha güçlü bir ben.

