802-508-7352

Yavuz Gezer


Korku

"Eğer koca bir ulus delicesine korkuyorsa ve devleti dönüştürecek güce sahip sadece bin kişi kaldıysa 'Ulus' dediğiniz aslında o bin kişiden ibarettir."  Joseph GOEBBELS


"Eğer koca bir ulus delicesine korkuyorsa ve devleti dönüştürecek güce sahip sadece bin kişi kaldıysa 'Ulus' dediğiniz aslında o bin kişiden ibarettir."                                                                                                                 

                                                                                                                                                      Joseph GOEBBELS

Propagandanın sadece bir kurum tarafından planlanıp uygulanması gerektiğine inanılmaktadır. Bu kurumun tüm propaganda direktiflerini yayınlamalı, propaganda emirlerini önemli yetkililere açıklamalı, morallerini korumalı ve propaganda sonuçları olan diğer kurumların faaliyetlerini denetlemelidir.

Politik bir hareketin devleti ele geçirecek kadar başarılı olması durumunda, devleti şekillendirme hakkını da elde ettiğini ifade etmektedir GOEBBELS (2019, s. 57)

"Küçük bir azınlık olarak, çoğunluk üzerinde nasıl bir baskı kurabilirsiniz?" sorusuna en güzel cevaptır yukarıda söylediğimiz.

Propaganda kitlelerin duygu, tutum ve davranışlarının istenilen bir konu etrafında manipüle edilmesi olarak ifade edilebilir. Kavramın negatif bir çağrışım olmasına, Nazi Almanya'sındaki siyasiler ve basın tarafından yapılan uygulamaların neden olduğu söylenebilir.

Propaganda siyasilerin kitleyi belli bir amaç için yönlendirmek maksadıyla kullandıkları bir iletişim biçimidir.

STK'ları, sendikaları ve demokratik kurumları eş zamanlı etkisizleştirmek için bunların, toplumu yanlışa sevk eden kötü maksatlı kuruluşlar olduğuna inandırmak gerekmektedir.

Bunun için "Propaganda ve İletişim Başkanlığına" ihtiyaç duyulmaktadır. İletişim yoluyla ve binlerce tekrarla, çeşitli algı yöntemleri kullanılarak kitlelerin ikna edilmesinde başarı sağlanarak yaratılan korku ikliminin de etkisiyle; Bir ya da birçok belirsizlik karşısında çeşitli tehdit algılarıyla tetiklenen, rahatsız edici ve olumsuz işlerle karşı karşıya bırakılan insanlar.

Başarısız olma,

Başarıyı devam ettirememe,

Yargılanma ve eleştirilme,

Kontrolü kaybetme,

Kimlik arayışı ve yetersizlik korkuları,

Nedeniyle geleceklerini nasıl şekillendirebilecekleri ve Adalet Kurumunun işleyişinde kendilerince "haksızlık yapıldığı endişesinin" yaygınlığı karşısında umutsuzluğa kapılanlar...

Bu taktiği en iyi kullanan ve sürekli suçlamalarla ve devlet gücünü de tehdit unsuru olarak kullananların çoğunlukla uyguladığı "bir yalan ne kadar büyük olursa o kadar inandırıcı olur." ya da "bir yalanı ne kadar çok tekrarlarsanız insanların ona inanma ihtimalleri artar." prensibine karşı, sadece savunmada kalınarak yapılanları kabullenmiş olanlar...

Oysa bu yöntemlere karşı;

Sorumluluk hissetmek

Korkularımızı ve karşı tarafın yöntemlerini tam olarak tanımlama

Korkumuzun nedenlerini tekrar tekrar gözden geçirerek bu sıkıntıyı azaltacak önlemleri belirlemek

Bunları aşamalı olarak bertaraf etmenin mümkün olacağını bilmek gerekir.

Çünkü korkmak insani bir duygudur. Korkmuyorum! Diyen en basitinden kendini kandırıyor, içindeki fırtınalara rağmen karşısındakine güçlü olduğunu ispata çalışıyordur. Bu konuyu Bestami ÇİFTÇİ Bey’in "İlham Veren Hikayelerinden" alıntıladığım bir Meselle anlatmaya çalışayım.

"Mesel"; Anadolu'da güzel hakikatlerin temsillerle ya da örnek olaylarla anlatılarak anlaşılması kolaylaştırılan hikayelerdir. Bu hikayelerin gerçek hikayeler olup olmadıkları önemli değildir. Çünkü birçoğu çok eski yıllara dayanan efsaneler o kadar güçlü ve ilham vericidirler ki, birçoğu bizleri düşündürürken, sözün bittiği yerde olduğumuzu fark ederiz.

TEK KOLLU ÇOCUK

Japonya'da bir çocuk 10 yaşlarındayken bir trafik kazası geçirmiş ve sol kolunu kaybetmiş. Oysa çocuğun büyük bir ideali varmış. Büyüyünce iyi bir judo ustası olmak istiyormuş. Sol kolunu kaybetmekle bu hayali de yıkılmış.

Oğlunun bu haline üzülen babası ünlü bir judo ustası ile konuşmuş. Usta, yarın oğlunu getir çalışmalara başlayalım demiş. Ertesi gün çocuk geldiğinde hocası ona bir hareket göstermiş ve "bu hareketi çalış" demiş. Çocuk bir hafta boyunca aynı hareketi çalışmış.

Sonra hocasının yanına gitmiş. "Bu hareketi öğrendim başka hareket göstermeyecek misiniz?" diye sormuş.

Hocanın cevabı "çalışmaya devam et" olmuş. 2 ay, 3 ay, 6 ay derken çocuk okuldaki bir yılını doldurmuş.  Çocuk bir yıl boyunca hep o aynı hareketi tekrarlamış.

Hocanın yanına tekrar gitmiş. "Hocam bir yıldır aynı hareketi yapıyorum bana başka hareket göstermeyecek misiniz?"

- “Sen aynı hareketi çalış oğlum. Zamanı gelince yeni harekete geçeriz."

2 yıl, 3 yıl, 5 yıl, derken çocuk judodaki 10 yılını da doldurmuş.

Bir gün hocası yanına gelip... "Hazır ol!" demiş. "Seni büyük turnuvaya yazdırdım. Yarın maça çıkacaksın!.."

Delikanlı şok olmuş. Hem sol kolu yok hem de judo da bildiği tek hareket var.

Ünlü judocuların katıldığı turnuva da şansının olmayacağını düşünmüş; ama hocasına saygısından ses çıkarmamış.  Turnuvanın ilk günü delikanlı ilk müsabakasına çıkmış. Rakibine bildiği tek hareketi yapmış ve kazanmış. İkinci, üçüncü maç, çeyrek, yarı final derken finale çıkmış.

Finalde delikanlının karşısına ülkenin son 10 yılın yenilmeyen şampiyonu çıkmış.

Rakip tam bir üstat... Delikanlı dayanamayıp hocasının yanına koşmuş, "hocam hasbelkader buraya kadar geldik ama rakibime bakın hele... Bende ise bir kol eksik ve bildiğim tek bir hareket var.

“Bu kadarı bana yeter. Bari çıkıp da rezil olmayayım. İzin verin turnuvadan çekileyim." - Olmaz demiş hocası. Kendine güven, çık dövüş, yenilirsen de namusunla yenil. Delikanlı çaresiz müsabakaya çıkmış. Maç başlamış.

Delikanlı yine bildiği o tek hareketi yapmış ve tak... Yenmiş rakibini şampiyon olmuş. Kupayı aldıktan sonra hocasının yanına koşmuş." Hocam nasıl oldu bu iş?  Benim bir kolum yok ve bildiğim tek bir hareket var. Nasıl oldu da ben kazandım?"

“Bak oğlum 10 yıldır o hareketi çalışıyordun. O kadar çok çalıştın ki, artık yeryüzünde o hareketi senden daha iyi yapan hiç kimse yoktu. BU BİR... İKİNCİSİ DE o hareketin tek bir karşı hareketi vardır. O hareketi yapması için de rakibinin de senin sol kolundan tutması gerekir."

Yani rakibini yenmek İstiyorsan, onun yöntemlerini iyi tetkik edip ondan bir adım önde olacak tedbirler almalısın.

Yoksa oyun kurulur ve sen figüran olmaktan öteye gidemezsin!

ANLAYANA

Bazı alıntılar için Esra BOZKANAT hanımefendiye teşekkürler.