Murat Muratoğlu


Kötü değil, “çirkin” yönetim!

Sadece 12 yılda 40 puanlık mutluluk kaybı, sıradan bir düşüş değil, sistematik bir çöküşün göstergesi olduğu çok açık değil mi? Hükümetin “büyüme” naralarıyla övündüğü yıllar, aslında reel ekonomide alım gücünün eridiği, sosyal devletin çöpe atıldığı, yoksulluğun kronikleştiği yıllar olduğunun en çıplak kanıtı…


“Ülkeyi kötü yönetiyorlar” demek artık yetmiyor. Bu tanım, yaşadığımız tabloyu açıklamakta yetersiz kalıyor. Asıl gerçek; “Ülkeyi çirkin yönetiyorlar!” Çünkü mesele sadece yanlış kararlar değil, aynı zamanda kibirli, umursamaz ve yozlaşmış bir zihniyetin ürünü olan çarpık bir düzenle karşı karşıyayız.

Buyurun size Ipsos’un son araştırması… Türkiye’nin içine saplandığı ekonomik bataklığın toplumsal yansımalarını tokat gibi yüzümüze çarpması!

***

Araştırma sonuçlarına göre… Hanelerin yüzde 68’i artık en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyor. Et zaten lüks, temizlik ürünleri bile dar gelirli için bir mücadeleye dönüşmüş durumda… Hayat memnuniyetinin yüzde 33’e çakıldığı, nüfusun yarısının “yorgun” hissettiği, halkın yüzde 85’inin borçlarını ödeyemez hale geldiği bu tablo, iktidarın yıllardır ısrarla sahiplendiği yanlış politikalarının sonucu...

***

Sadece 12 yılda 40 puanlık mutluluk kaybı, sıradan bir düşüş değil, sistematik bir çöküşün göstergesi olduğu çok açık değil mi?

Hükümetin “büyüme” naralarıyla övündüğü yıllar, aslında reel ekonomide alım gücünün eridiği, sosyal devletin çöpe atıldığı, yoksulluğun kronikleştiği yıllar olduğunun en çıplak kanıtı…

***

Hızlı tüketim harcamalarının yüzde 46’sının kredi kartıyla yapılması ve nüfusun yüzde 85’inin borcunu kapatamaması, ekonomik çöküşün selfisi…

Nitekim iktidar vatandaşı “borçlanma tuzağına” sürükleyerek, geçici bir nefes aldırdığını zannettirdi. Oysa bu, bir kumar stratejisiydi… Tüketiciyi borçlandır, bugünü kurtar, yarını görmezden gel!

***

Hele halkın indirim marketlerine yönelmesini “tasarruf bilinci” diye pazarlamak, işin aslı gerçeği çarpıtmaktı. Bu, alım gücünün dibe vurduğunun, kaliteden feragat edildiğinin bariz itirafı...

2024 yılında hanelerin 33 kez daha az alışverişe çıkması, “kemikleşen yoksulluğun” vücut bulmuş hali… Hani enflasyonu düşürmek için tüketimi azaltacağız diyorlardı ya, amaçları insanları fakirleştirerek bu hedefe ulaşmaktı.

***

Toplumun büyük kısmı, geleceğe dair umut beslemiyor. Bu duygu, sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasi çöküşün sonucudur.

Hükümet, yıllardır aynı kırılgan modele mahkum ettiği ekonomiyi düzeltmek yerine, sorumluluğu dış güçlere, faiz lobilerine yıkmaya devam ediyor.

Oysa gerçek sorun, ekonomiyi yönetemeyen, enflasyonu dizginleyemeyen, üretimi teşvik etmeyen, adaletsiz vergi politikalarıyla yoksulu ezen bir anlayışta yatıyor.

***

Yorgunluk, borç, umutsuzluk… Bunlar, “yönetilemeyen” bir ekonominin bedelidir. Halk, liyakatsizlikle örülü yönetim anlayışının faturasını öderken, iktidarın “her şey yolunda” propagandasına devam etmektedir.

Daha ne olsun? Nasıl yönetildiğimiz anlamak için bu tablo bile yeterli…

Hayır bence değil! Her seçimde, takım tutar gibi oy veren bir seçmen kitlesi varken belli ki bu millet daha fazla acı çekmelidir. Bu günler akıllarından hiç silinmemelidir.

https://www.nefes.com.tr/yazarlar/murat-muratoglu/kotu-degil-cirkin-yonetim-34252