İbrahim Kahveci

Kriz yalancıları…!

Hatta şu örneğimi de vereyim: Bugün kurdan 1 sıfır attığımızda dolar/TL’de 2016 yılını görüyoruz. Ama ürün fiyatlarında bir sıfır attığımızda 2020-21 yılını görüyoruz. Bunun anlamı şu: Türkiye’de genel fiyat seviyesi sanki dolar/TL 50-55 liradaymış gibi fiyatlanmış durumda.


İbrahim Kahveci


Kriz yalancıları…!

Hatta şu örneğimi de vereyim: Bugün kurdan 1 sıfır attığımızda dolar/TL’de 2016 yılını görüyoruz. Ama ürün fiyatlarında bir sıfır attığımızda 2020-21 yılını görüyoruz. Bunun anlamı şu: Türkiye’de genel fiyat seviyesi sanki dolar/TL 50-55 liradaymış gibi fiyatlanmış durumda.


TÜİK 2024-I çeyrek dönemsel GSYH verilerini açıkladı. Buna göre ülkemiz %5,7 büyümüş oldu.

2021-I çeyrekten 2024-I çeyreğe yıllıklandırılmış GSYH’ya göre toplam büyüme %22,4… Bu büyüme oranı aslında yakın dönem büyüme oranlarının bile üzerinde.

Yani Türkiye’nin büyüme tarafında sorun yok!

Düşünsenize sadece 3 yılda gelirimiz %22,4 artmış. Ama bizler dahil çoğu iktisatçı krizden bahsediyoruz.

***

Olayın alt detaylarına bakıyoruz.

Büyüme %22,4 ama üretim büyümesi %18,4’de kalmış. Adeta deli gibi, çılgın gibi tüketmişiz. Çünkü tüketim büyümesi %54,4.

Üretmeden büyümüşüz; borçlanarak büyümüşüz…

Eşit-dengeli büyüme olmadığı için ülke zenginlemiş ama geniş halk kitlesi fakirleşmiş.

2020-2022 gelirine bakıyoruz mesela… En zengin yüzde 5’lik kesimin geliri %155,5 artarken en alt yüzde 35’lik kesimin gelir artışı %88,3’de kalmış.

Yani en zengin kesim bu Nass büyümesinden aşırı faydalanıp gelirini katlarken, en fakir kesim bırakın gelir artışını daha da fakirleşmiş oldu.

Sorun tam da burada…

Çünkü ülkede genel fiyat seviyesi zenginleşen kesimin büyük talep artışı ile şekillenirken, geliri artmayan fakir kesim daha da ezildi.

Şöyle bir örnek vereyim: Eskiden esnaf lokantasında 10 liraya lahmacun yenilirken lüks semtlerde o lahmacun 40-50 liraydı. Şimdi lahmacun 300-400 liraya çıkarken gelirler sadece 4-5 kat arttı.

Fiyatı 10 kata yakın artışla zengin şişirdi ama fakirin geliri 4-5 kat artışla fiyat artışının çok gerisinde kaldı.

Hatta şu örneğimi de vereyim: Bugün kurdan 1 sıfır attığımızda dolar/TL’de 2016 yılını görüyoruz. Ama ürün fiyatlarında bir sıfır attığımızda 2020-21 yılını görüyoruz. Bunun anlamı şu: Türkiye’de genel fiyat seviyesi sanki dolar/TL 50-55 liradaymış gibi fiyatlanmış durumda.

***

Peki, şimdi değişen bir şey var mı?

Yani Mehmet Şimşek geldikten sonra ne oldu?

Bu yılın ilk çeyreğinde %5,7 büyük ama bu büyümenin yanında tüketim büyümesi yine %7,3 ila daha yüksek. Kısaca yine tüketim ağırlıklı büyüyoruz. Hatta yıllık tüketim malı ithalatının da 50,8 milyar dolara ulaşarak rekor kırdığını belirtelim.

Fakat bazı detaylar var.

Yine yıllıklandırılmış GSYH üzerinden söyleyelim: Mesela 2023-IV çeyrekte GSYH büyümesi %1,05 iken tüketim büyümesi 2,42 oranındaydı. Şimdi GSYH büyümesi %1,26 ama tüketim büyümesi %1,61’e geldi. Kısacası fark kapanıyor.

Şunu not edin: Tüketim büyümesi zayıflamak ve net tasarrufa geçmek zorunda. İşte asıl faturayı o zaman göreceğiz.

Muhtemelen 2024 yılı 2. Çeyreğinde de hızlı büyüme gelecek. Hatta bu yılın 3. Çeyreğinde de büyüme pozitif olacak gibi. Ama mutlaka negatif tüketim ve muhtemelen de negatif büyüme serisine döneceğiz. Aksi halde enflasyonun baz etkisi dışında düşüşü imkansız olacaktır.

Bakınız TÜRK-İŞ açlık sınırı bu ay %7,02 arttı. Oysa bu ay

-ne kur arttı

-ne de gıda da ekstra artışı sergileyecek bir durum vardı.

Sebze meyvenin yeni sezon ürünleri ile pazara geldiği bir ayda gıda fiyatları nasıl olur da yüzde 7 gibi bir artış gösterir?

Bu demektir ki kemer sıkmaya henüz hiç başlamadık.

Sadece hazırlanıyoruz.

Umut verici rakamlar vara ama tatmin edici sonuçlar henüz gelmedi. Ya yeni faiz artışı ya da daha uzun süreli sıkıntı dönemine hazırlanalım.

Görülen ışık karşıdan gelen araba olmasın!

grafik.jpg

https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/kriz-yalancilari-1600067