İzmir’de zeminin her yıl 1,5 cm oturma yaptığı tespit edilmiş..!
Bu rakam çok büyük ve hızlı bir oturma..! Birde buna küresel ısınma nedeniyle Dünyadaki her yıl artan deniz seviyesinin 2-3 milimetre yükselmesi eklenince, aslında durum korkunç..!
Bakınız, “bu şekilde giderse İzmir’i 50-60 sene içinde Alsancak Kordon başta olmak üzere Basmane’ye kadar su basacağı bilim insanlarınca ifade edilmektedir..!”
Peki bugüne kadar ne yapılmalıydı? Ve bundan sonra ne yapılmalı?
“Ülkemizin İmar Planları”; bir çok il, ilçe ve köylerde hala Atatürk Cumhuriyeti zamanında yapılmış planlardır..!
Örneğin büyük metropol İstanbul’un bir çok yerinde hala 1923 yılında ve 1926-1928 yılları arası ile 1930 ve 1933 yıllarında hazırlanan Nazım İmar Planları kullanılmaktadır.
Bu örnek tüm Türkiye’de de benzer şekildedir.
Ülkemizde imar planlarının çoğunluğu; o günün şartlarına göre hazırlanmış eski tarihli planlardır..!
Çağımızın şartlarına göre gelişen teknolojiye uygun zemin etütleri, Jeolojik incelemeleri, mikro bölgeleme çalışmaları yapılmadan hazırlanmıştır..!
Dolayısıyla kat yükseklikleri, inşaat alanları, kısacası yapılaşma şartları buna göre belirlenmiştir.
Ülkemizin tamamına yakını fay hatları üzerindedir!
Ülke insanımızın yıllardır canına, malına mâl olan bu konunun sürekli takibi ve güncellenmesi bu nedenle çok önemlidir..!
Tam olarak incelenmeyen zeminlerde yapılan imar planları bugün efektif olmayan ve hatalı yapılanmalar olarak İzmir örneğinde olduğu gibi ortaya çıkmaktadır. Bunun daha değişik örnekleriyle de ileride karşılaşacağımız açıktır.
Daha fazla olumsuz sonuç doğuracak örneklerin oluşmaması için; Bu konuyla ilgili organlarca hızlı bir şekilde değerlendirilerek, imar planları, gelişen teknolojiler göz önünde bulundurularak “tüm ülke çapında”; zemin etüdleri, mikro bölgeleme çalışmaları ve gerekli jeolojik zemin çalışmarı yapılarak “İmar planlarının tamamı revize edilmelidir”!..
“Eğer yapılmaz ve bu şekilde devam ederse; İzmir’de olduğu gibi bina yüklerine dayanamayarak oluşan toptan oturmalar, göçmeler devam edecek, bilinmeyen zemin değerlerine göre yapılmış imar planlarıyla ve bunlara verilen kat yükseklikleriyle ülkemizin her yerinde kurallara uygun ama can güvenliği taşımayan yapıların yapılmasına devam edilecektir.”