Ukrayna-Rusya arasındaki savaş sürecine baktığımızda tesadüfi olarak döngüsel hareketler göze çarpmaktadır. Artan çatışmalar, hafifleyen baskı, barış üzerine fikirler ve tekrardan ortaya çıkan saldırılar… Son aylarda Ukrayna-Rusya arasında barış müzakerelerine yönelik olumlu açıklamalar geliyordu. Hatta ABD seçimleri sonrası belirsizliklerin ufukta asılı olması, bir barış müzakeresi doğabilir mi tarzından düşüncelere kapı aralıyordu.
Şaşırtıcı bir şekilde 6 Ağustos tarihinde başlayan Ukrayna’nın sınır ötesi operasyonu dünyada büyük sürpriz yarattı. Savunmada bulunmasına alışılmış olan Ukrayna, sınırları ötesinde taarruza geçmiştir. Rusya’nın Kursk bölgesinde bazı toprak parçaları kontrol altına alınmıştır. Hatta Litvanya Savunma Bakanı Laurynas Kasciunas, Rusya tarafının Kaliningrad’dan Kursk’a asker nakli yaptığını iddia ederek olayın ciddiyetini vurgulamıştır.
Bu arada, birçok insan tarafından bu zamana kadar ilk defa duyulan Kursk, stratejik bir toprak parçası olmaktan uzak bir yer olduğuna yönelik görüşler vardır. Ukrayna ordusu diğer bölgelere nazaran buraya kolay giriş yapabileceğine kanaat getirdiği için bu bölgenin seçildiğiyle alakalı fikirler aktarılmaktadır.
Batı medyası ve Rus karşıtı olan çevrelerde büyük başarı olarak lanse edilen bu harekât, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’de memnuniyetsizlik yarattığı gibi birçok iddia dile getirildi. Rus haber ajanslarında ise tam tersi, saldırının kontrol altına alındığı söylendi. Sonuç itibariyle İkinci Dünya Savaşı’ndan günümüze kadar topraklarına yönelik böyle bir askeri saldırı görmeyen Rusya’nın sınıra yakın bölgelerinde panik durumuna sebep olduğunu her haliyle tahmin etmek mümkündür.
Ukrayna’nın başlattığı hamle birçok soruyu da beraberinde getirdi. Öncelikle bu hamlenin zaman ve yer kısıtının ne olacağı, gelecekte olası barış görüşmelerinde Ukrayna’nın pozisyonuna nasıl etki edebileceği gibi sorulara cevaplar aranmaktadır. Barış müzakerelerinde Ukrayna, hâkimiyet elde ettiği irili ufaklı Rus yerleşim yerlerine karşılık ülkesinin 5’te birini tekrardan topraklarına katabilecek midir? Bunu tabi ki de zaman gösterecektir.
Bir yere asker yığdım. Burası benim oldu mantığı yoğun çatışmaların yaşandığı bir atmosferde pek mümkün görünmemektedir. Herkesin hak vereceği üzere sınır ötesi operasyonların kendine has bazı zorlukları vardır. Lojistik, asker ve ekipman sevkiyatı titiz planlamayı gerektirmektedir. Sınır ötesine asker sevk ederken başka bölgelerden asker çekilmesi de söz konusu olabilmektedir. Asker çekilen bölgelerin planlaması iyi yapılmazsa tehlikeye açık hale gelmesi içten bile değildir.
Asker rezervinin yönetilmesi burada en önemli unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü sınır ötesinde ilerlemek isterken farklı yerlerde rakibe alan açılması sorunu gündeme gelebilir. Ekipman konusunu bir şekilde çözen ordular, nitelikli asker rezervini artırabilmesi kolay olmamaktadır.
Dinamiklere farklı yön verecek bu operasyon, savaşı derinleştirme potansiyelini de barındırmaktadır. Ukrayna’nın ilerleyişi Batılı müttefiklere ve iç politikaya psikolojik olumlama kattığı açıktır. Burada, asıl önemli nokta bu operasyonun ne kadar sürdürülebilir olacağı ve ne kadarlık alanı kapsayacağıdır. Ve operasyonun sonunda kâr / zarar dengesinin ne olacağıdır. Operasyon her şeye rağmen Ukrayna halkının moralini yükselttiğini ve zafere yönelik bir kıvılcım, bir ümit aşıladığını söyleyebiliriz.
Öncesinde Ukrayna’da yaşanan şimdi de Rusya’da karşılaştığımız bir manzara olan insanların yaşadıkları yerlerden tahliye edilmesi üzüntü verici bir olaydır. Kayıplar birer birer ailelerden eksilirken, geriye kalanlar da kaygı içerisinde hayata tutunma çabası göstermektedir. Savaşta hangi taraf kazanırsa kazansın değişmeyecek bir sonuç var ki o da insanlık çoktan kaybetti.