Bak sen şu Allah’ın işine! Tesadüflerin böylesi ancak filmlerinde olur sanırdım. Meğer bizim ekonomi yönetiminde de oluyormuş.
Takvim yaprakları 21 Kasım 2025’i gösteriyor. IMF (Uluslararası Para Fonu) heyeti, Türkiye’deki o meşhur 4. Madde konsültasyonlarını bitirip raporunu yayımlıyor.
Hani şu “rutin kontrol” dedikleri, aslında “Niyet mektubu değerlendirmesi” teftişi...
***
Raporun mürekkebi kurumadan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar müjdeyi patlatıyor; “Dünya Bankası ile 6 milyar dolarlık enerji finansmanı için mutabakat sağladık!” Dedim ya, inanacaksın şansa!
Yıllardır meydanlarda ne anlatıldı bize? “IMF bizden borç istedi”, “IMF’nin kapısına kilit vurduk!”, “Bizim kitabımızda IMF yazmaz!”
***
Eee hal böyleyken, şimdi gidip “Güzel abicim bize bir stand-by anlaşması yapın, paraya sıkıştık” dersen ne olur? Karizma çizilir! O “Dünya 5’ten büyüktür” hikayesi, “Faiz lobisiyle savaşıyoruz” hamaseti yerle yeksan olur.
O zaman “Bizim IMF ile ne işimiz var, parayı Dünya Bankası veriyor” diyenlere gelsin bu şarkı…
***
IMF ile Dünya Bankası, “Bretton Woods İkizleri” olarak bilinir. Bunlar ikiz kardeştir. Washington
D.C.’de, 19. Cadde üzerinde binaları karşı karşıyadır. Hatta rivayet odur ki, altlarında birbirine bağlanan tüneller vardır.
Çalışanları aynı tornadan çıkmıştır. Bugün IMF masasında oturan kravatlı abiyi, yarın Dünya Bankası koridorunda görebilirsiniz.
***
Sistem tıkır tıkır şöyle işler; bir ülke ekonomik krize mi girdi? Önce “Kötü Polis IMF” gelir. Reçeteyi yazar; “Maaşları dondur, vergiyi artır, kemeri sık, vatandaşı canından bezdir.”
Bu reçete uygulanmadan, yani IMF “Tamam, bu arkadaşlar bizim dediklerimizi yapıyor” diye o meşhur “Yeşil Işık”ı yakmadan, “İyi Polis” Dünya Bankası kasayı açmaz. Yani ortamlarda soran olursa “IMF ile anlaşmadık” dersiniz, kim bilecek?
Arkadaş Öcalan’ı ziyarete gidip salmayı düşünüyorsunuz yine alkışlayan çıkıyor! Bu saatten sonra IMF ile anlaştığını söyleseler kim ne diyecek?
***
Rapor ortada. IMF diyor ki; “Enflasyonla mücadele için daha sıkı durun.”
Tercümesi: “Vatandaşa nefes aldırmayın.”
IMF diyor ki; “Asgari ücreti geçmiş enflasyona göre değil, hedeflenen enflasyona göre yapın.” Tercümesi: “Siz yüzde 25 – yüzde 30 zam yapın, gerisini çalışan düşünsün.”
IMF, “Enerji sübvansiyonlarını kesin” diyor, hop diye elektriğe “maliyet bazlı tarife” geliyor. Yüzde 160 tesadüf mü? Hadi canım sen de!
Haaa IMF ile “Stand-by” anlaşması yapmışsın, ha “Mehmet Şimşek Modeli” demişsin. Uygulanan reçete IMF reçetesi olduktan sonra, parayı getiren kuryenin sırtında “Dünya Bankası” ya da “IMF” yazsa ne fark eder?
***
Bence… 2001’de Carlo Cottarelli nasıl IMF’nin Türkiye misyon şefiyse bugün de Mehmet Şimşek devraldı onun görevini…
IMF’de hangi ülke kaç oy hakkına sahipse, Dünya Bankası’nda da aynı ağırlığa sahiptir. ABD en büyük paya sahip olduğu için iki kurumda da fiili veto hakkı ABD’dedir.
Yani borç alan emir alır. Türk halkı emri kimden aldığımızı bilmelidir!
https://www.nefes.com.tr/yazarlar/murat-muratoglu/mehmet-simsek-sefin-sunumuyla-imfsiz-imf-82729
