Arslan Bulut

Tarih: 03.02.2025 13:19

Memura, hâkim savcı yetkisi!

Facebook Twitter Linked-in

Cumhur İttifakı partileri, yine bir torba yasayla, Cumhurbaşkanlığına bağlı Devlet Denetleme Kurulu’na, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında görev yapanlar ile bakanlıklar ve belediyelerin her kademe ve rütbesindeki kamu görevlisini görevden alma yetkisi tanıdı!

Yasa, Meclis’te AKP, MHP ve BBP oylarıyla geçti.

***

Gündem her gün büyük bir olayla sarsılırken, medya DDK’ya tanınan yetkiyi yeterince inceleyemedi. Muhalif medya, özellikle Halk TV, kendisini savunmak zorunda bırakıldığı için, bu önemli konuda yayın yapamadı...

Hani Tayyip Erdoğan’ın seçim sloganlarından biri, “ver yetkiyi, gör etkiyi” şeklindeydi ya, kendi emrindeki memurlara hakim-savcı yetkisi yani yargı yetkisi de tanıdı!

DDK’ya görevden alma yetkisi tanınması, Demokrat Parti’nin son döneminde kurduğu Tahkikat Komisyonu’na benzetiliyor. Aradaki fark, birincisinde yetkinin Demokrat Partili milletvekillerine ikincisinin ise Cumhurbaşkanı’nın emrindeki memurlara verilmiş olması...

Tabii Tahkikat Komisyonu’na bizim nesil bile yetişemedi, bizden sonraki nesillerin de bu konuda pek bir bilgisi yoktur. Vikipedi’de Tahkikat Komisyonu şöyle özetleniyor:

“Tahkikat Komisyonu, Demokrat Parti tarafından 18 Nisan 1960'ta kurulan 15 üyeli Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonuydu. 7 Nisan'da Demokrat Parti Meclis Grubunun bir bildiri yayımlamasından sonra kurulan muhalefet ve basının faaliyetlerinin tahkik edilmesi için kurulmuş bir komisyondur. Komisyon sadece Demokrat Partili milletvekillerinden oluşmaktadır. Bildiride ‘CHP'nin ülkedeki bütün yıkıcı grupları çevresinde topladığı, halkı, orduyu iktidara karşı ayaklanmaya kışkırttığı’ öne sürüldü. Bu bildirinin ardından DP Meclis Grubu TBMM Başkanlığına muhalefetin eylemlerinin soruşturulması için bir önerge verdi.

Önerge 27 Nisan 1960 tarihinde Mecliste büyük çoğunlukla kabul edildi ve ertesi gün ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi Tahkikat Encümenlerinin Vazife ve Salahiyetleri Hakkında Kanun’ adıyla T.C. Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konuldu. Kanunun ilk maddesinde TBMM tarafından görevlendirilerek tahkikat encümeni olan milletvekilleri ile onların görevlendireceği naip encümenlere, Ceza Muhakeme Usulü Kanunu, Askeri Ceza Kanunu, Basın Kanunu ve diğer Kanunlarca Cumhuriyet Başsavcılarına tanınan yetkiler ve sorgu hakimlerine, sulh hakimlerine ve askeri adli amirlere verilen yetkilerin bütünü verilmiştir. Tahkikat encümenlerinin emir ve talimatlarına uymayan ya da muhalefet eden kamu görevlileri ile diğer kişilere dönük bir ila üç yıl arasında değişen hapis cezaları da bu Kanunla konulmuştur. Kanunun yayımından sadece bir ay sonra gerçekleşen 27 Mayıs 1960 Darbesi de Türk Siyasi Hayatındaki darbelerin ilki olarak kabul edilir.”

***

Asya Kalkan’ın yüksek lisans tezinin geliştirilmiş hali olan “Demokrat Parti’nin Son Hamlesi: Tahkikat Komisyonu” adlı kitabın önsözünde ise Prof. Dr. Hakkı Uyar’ın önemli tespitleri var:

“Toplumun tüm kesimlerinin desteğini kazanarak iktidara gelen DP, sonraki yıllarda giderek otoriterleşmiş ve kendi içerisindeki farklı seslere bile tahammül edemez noktaya gelmişti. CHP de bu süreçte kendi küllerinden yeniden doğabilmiş ve İnönü’nün liderliği sayesinde yeniden iktidar alternatifi olabilmişti. Çoğunluk sistemine dayanan seçim sistemi, yürütmenin yasama organı üzerindeki baskısı ve gücü, 1924 Anayasasının yarattığı boşluklar ve ama en önemlisi de demokrasi kültürünün zayıflığı, 1950 Mayısında başlayan demokrasi rüyasının 1960 Mayısında darbeyle sonuçlanmasını beraberinde getirdi. Bu süreçte Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın hakemlik yapmak yerine siyasal ortamı germesinin sonuçlarının çok yıkıcı olduğunu hatırlatmak isterim.

İşte Tahkikat Komisyonu, darbeye giden sürecin son halkasıdır. Sadece DP’lilerden oluşan, muhalefetten bir temsilci bile alınmayan bu komisyon, İstiklal Mahkemeleri gibi olağanüstü yetkilerle donatılan bir yargı organı niteliğindedir. Ancak bir farkla, neredeyse o mahkemelerden 40 yıl sonra ve demokrasi döneminde kurulmuşlardır. Yürütme organının emrindeki yasama organı olan Meclis’te DP Meclis Grubu üyelerinden oluşan bu yargı organı, kuvvetler birliğinin yürütme organının elinde nasıl bir faciaya dönüşebileceğinin tipik örneğidir. Yargının siyasetin emrine girmesinin yol açtığı facia, 27 Mayıs 1960 darbesi sonrasında Yassıada mahkemelerinde de varlığını ne yazık ki sürdürecektir.”

***

Türkiye’de askeri darbeler dönemi kapanmıştır. Zaten darbeler, Türkiye’yi kuruluş felsefesinden adım adım uzaklaştırmıştır. Sonuçları ortada...

Bu sebeple şimdiki baskı yönetiminden çıkış sürecinin çok daha sancılı olacağı anlaşılıyor...

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/memura-hakim-savci-yetkisi-883379h.htm


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-DT9JLG88B3