802-508-7352

Murat Tüzel


Meşhur Kaşıkçı Elması ve Hikayesi

Tarih, 1699. İstanbul Eğrikapı çöplüğünde dolanan bir berduş yuvarlak, parlak bir taş buluyor. Taşı alıp bir kaşıkçıya götürüyor ve üç adet tahta kaşık karşılığında satıyor.


Tarihi elmaslar içerisinde en büyüklerinden ve en meşhurlarından biri olan Kaşıkçı Elması, çevresini saran iki sıra 49 adet pırlanta ile gökyüzünde yıldızların ortasında parlayan dolunayı andırır. Osmanlı Sarayına nasıl girdiği muamma olsa da bununla ilgili çeşitli söylentiler vardır. Bunlardan en enteresan olanlarından birini gelin, hep birlikte öğrenelim.

Tarih, 1699. İstanbul Eğrikapı çöplüğünde dolanan bir berduş yuvarlak, parlak bir taş buluyor. Taşı alıp bir kaşıkçıya götürüyor ve üç adet tahta kaşık karşılığında satıyor. Kaşıkçı taşın değerli olup olmadığını merak ediyor ve bir kuyumcuya götürüp karşılığında 10 akçe alıyor. Kuyumcu da taşı, bu işten anlayan bir arkadaşına gösterince taşın değerli olduğu ortaya çıkıyor. Ama kuyumcunun arkadaşı sus payı isteyince tartışmaya başlıyorlar ve olay büyüyor. Kavgaları ta Kuyumcubaşı’na kadar ulaşınca Kuyumcubaşı, kavga eden kuyumcuya ve arkadaşına birer kese akçe vererek taşı satın alıyor. 

Olay kulaktan kulağa yayılarak Sadrazam Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa’ya kadar ulaşıyor. Sadrazam tam taşı satın almaya niyetlenmişken Padişah Dördüncü (IV) Mehmet devreye giriyor ve taş, hattı hümayun ile saraya getirilerek sarayın elmas traşçısına veriliyor. Elmas traşçısı taşı işliyor ve Eğrikapı çöplüğünde bulunan taş, 86 karatlık nadide bir elmas olarak gün yüzüne çıkıyor. Kuyumcubaşı’na, Kapıcıbaşılık rütbesiyle birlikte bir kese altın da bahşiş veriliyor. 

 https://istanbultarihi.ist/assets/uploads/files/cilt-1/7-dunya-olceginde-osmanli-istanbulu/4-sultanahmet-camii-ve-meydani-amsterdam-rijks-muzesi.jpg     

Bir başka rivayete göre ise 1774 yılında Pigot adında bir Fransız subayı, taşı Hindistan’ın Madaras Mihracesi’nden satın alarak Fransa’ya götürüyor. Pigot Elması olarak tanınan taş bir süre sonra satılığa çıkıyor ve elması Napolyon’un annesi satın alıyor. Elması uzun süre saklayan kadın, sürgüne gönderilen Napolyon’u kurtarmak için taşı satılığa çıkardığı sırada Fransa’da bulunan Tepedelenli Ali Paşa’nın bir adamı, paşa adına 150 bin altın ödeyerek elması satın alıyor. Sultan II. Mahmud zamanında çıkan bir ayaklanmada Tepedelenli Ali Paşa ayaklandığı gerekçesiyle öldürülünce tüm mal varlığına el konuluyor. Böylece, Napolyon‘un annesinden satın alınan elmas Osmanlı Sarayı’na girmiş oluyor.

Elmasın kesim şeklinin oval olması ve bir kaşığı andırması ya da bir berduşun çöplükte bulup üç tahta kaşık karşılığında kaşıkçıya satması, bu elmasa neden Kaşıkçı Elması denildiği hakkındaki rivayetlerden yalnızca ikisi. Hakkındaki sayısız rivayete rağmen Kaşıkçı Elması gizemini korumaya devam ediyor. 

                                                                                                                                            

YAZARLAR