Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 10 Kasım dolayısıyla yaptığı konuşmada, "Son dönemde milli günlerimizle ilgili yıkıcı, yıpratıcı ve toplumsal fay hatlarını kaşıyan tartışmaların gündeme taşınmak istendiğini görüyoruz. Güya cumhuriyetimizi yüceltmek adına şanlı tarihimizi yok sayanlar ile 102 yıllık cumhuriyet tecrübesini önemsizleştirmeye çalışanlar, zahirde tezat içinde görünmekle birlikte, esasında aynı amaca hizmet etmektedir.
Medyanın köpürttüğü toplumsal gerilimden beslenen siyasetçilerin de büyüttüğü bu cepheleşmenin en büyük mağduru ise, bizatihi Gazi Mustafa Kemal olmakta; Atatürk’ün hatırası ve eserleri olmaktadır.
Burada şu gerçeğin altını kalın çizgilerle çizmek durumundayım: Medya, sosyal medya ve siyasette Atatürk maskesi takarak bu millete ve milletin değerlerine düşmanlık edenlere nasıl karşıysak, istiklal harbimizi zafere ulaştırarak milletimizin önünde yeni bir yol açan Gazi Mustafa Kemal’e yönelik hakaretamiz ifadelere de aynı şekilde karşıyız.
Şunun da bilinmesinde fayda görüyorum. Bu milletin en büyük gücü, birliği, beraberliği, kardeşliği ve ortak geçmiş ile gelecek tasavvuru olmaktadır. Milli, manevi ve kültürel değerlerimiz aynı zamanda milletçe en değerli hazinemizdir. Bizi bir arada tutan çimentomuzdur. Bunların örselenmesine hiçbir şekilde tolerans gösteremeyiz. Bu konuda herkesin, özellikle toplumun önünde olan kanaat önderlerinin gereken hassasiyeti sergileyeceklerine inanıyorum." dedi.
***
Erdoğan'ın veya iktidarın, geçmişte, Atatürk, milli bayramlar veya milli günlerle ilgili olumsuz söz ve davranışlarını bir kenara bırakacak olsak bile sürdürülen açılım politikalarının, Atatürk'ün en büyük eseri olan Türk devletinin kuruluş felsefesini ortadan kaldırmaya dönüştürülmek istenmesi karşısında, bu konuşmanın olumlu yönlerine kapılmamak gerekiyor!
Atatürk'ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı, Erdoğan döneminde uzun yıllar, milli günlerde Atatürk'ün camilerde anılmasını engellemiş hatta bizzat Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ayasofya'nın ibadete aşılışı sırasında “Fatih Sultan Mehmet Ayasofya’yı cami olması için vakfetti. Bizim inancımızda vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar! Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar” diyebilmiştir. Oysa Ayasofya'nın müze haline getirilmesi, Boğazların Türk egemenliğine alınabilmesini sağlamak içindi...
Yeni gelen Diyanet İşleri Başkanı Safi Arpaguş ise makam odasına Atatürk fotoğrafı asmakla birlikte, 10 Kasım öncesi Cuma hutbesinde Atatürk’e yer vermedi. Yine de Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 10 Kasım dolayısıyla yayınladığı mesajda, "Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının 87'nci yılında saygı ve minnetle yâd ediyoruz. Bu vesileyle aziz milletimizin varoluş çabasını temsil eden ve dünyanın pek çok yerindeki mazlumlara ilham kaynağı olan milli mücadelemizin tüm kahramanlarına Cenab-ı Hak'tan rahmet diliyoruz." denilmiş olması önemlidir.
Yalnız, Cumhuriyetin bütün değerleri ayaklar altına alınırken, nihayet Atatürk’ün hatırlanmış olması, kimseyi teselli etmez hatta "Açılım politikaları yüzünden kaybedilen halk desteğini almaya mı çalışıyorlar?" sorusunu sordurur!
***
Şunu da belirtmeliyim ki milli günlerimizle ilgili tartışmalar, örnek olarak, cumhuriyet dönemini “100 yıllık reklam arası” olarak göstermek, toplumsal fay hatlarını kaşımaktan öte doğrudan, milli varlığımıza saldırıdır.
Ayrıca milli kimliğimizin yerine üçlü millet kimliği yerleştirmeye çalışmak nedir?
Yoksa milli günlerimizi coşkuyla yaşamak, fay hattı yaratmaz; bizi millet yapan değerlerin ve tarihin hatırlanmasını sağlar. En büyük milli gün ise Cumhuriyetin ilan edildiği 29 Ekim günüdür. Biz, yakın zamanda 15 Temmuz'un milli gün ilan edildiğine da tanık olduk! Gerçekte 15 Temmuz, Türk tarihine, bir utanç günü olarak geçmiştir, çünkü 15 Temmuz'da Türkiye, kendi ordusunun içinden vurulmuştur!
Henüz iç yüzü aydınlatılamamış 15 Temmuz ihanetinin aynı gün def edilmiş olması, Türk ordusunun, yargısının, emniyetinin ve üniversitelerinin, bizzat ülkeyi yöneten iktidar tarafından, uzun yıllar ABD'nin istihbarat servisi CIA'nın kontrolündeki bir cemaat-tarikat yapılanmasına teslim edilmiş olduğu gerçeğini unutturamaz!
***
Atatürk’ün dediği gibi asıl olan, iç cephedir... İç cepheyi sağlam tutmanın bir yolu da yolu milli günlerimizi, 7’den 70’e coşkuyla yaşamak ve yaşatmaktır...
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/milli-gunler-ve-fay-hatlari-979209h.htm

