Her şey, yeni dönemde "esneklik" adı altındaki daha güvencesiz çalışma hayatı için. Yeni nesil çalışma biçimleri, sektörel dönüşümler, esnek ve verimli yapı ifadelerinin zaten dipte olan güvencesizliğin daha da derinleşeceği anlamına geliyor
Kamu ile özel sektör önünü görebilsin diye hazırlanan ve üç yıllık dönemi kapsayan OVP'nin (Orta Vadeli Program) sonuncusu, yani 2025-2027 dönemine ilişkin olanı açıklandı.
OVP'nin açıklanması, bir sonraki yıl bütçesi hazırlıklarında mesafe alındığını da gösterir. Zira Anayasa'daki takvim gereği, 17 Ekim'de TBMM'ye sunulmak zorunda olan bütçe kanun teklifindeki temel büyüklükler ve hedefler, kaynağını OVP'de bulur.
Buraya kadarı bilgi hatırlatması. Açıklanan hedef, veri ve yaklaşımlara ilişkin değerlendirmeler de başladı zaten. İş dünyası temsilcilerinin çoğu; alışıldığı üzere, ne şiş yansın ne kebap kabilinden suya sabuna dokunmayan dolambaçlı değerlendirmelerini tekrarlayadursun, makro çerçevede yer alan ve ülkemizi biraz daha ucuz emek cennetine dönüştüreceği belirtilen hedefler eleştiriliyor.
Dünkü uzun toplantıyı, daha önceki OVP toplantılarından ayıran bir özellik dikkat çekti. İzleyen okurlar biliyor ki "rasyonel" ekonomi programı, 14 aydır programın teslim edildiği Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından, bariz bir şekilde dış piyasaları, yabancı yatırımcıları muhatap alan bir retorikle sunulup tanıtılıyor.
Dünkü OVP toplantısında verilen fotoğrafın "zenginliği", bu yaklaşımın devamı gibi görmek yanlış olmaz.
Yan yana altı bakan iki bürokrat
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda rakamlar ve grafikler eşliğinde açıkladığı OVP toplantısında altı bakan, iki bürokrat yan yana bir masada oturarak hazır bulundu.
Sol başta Cumhurbaşkanı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel, yanında İbrahim Yumaklı (Tarım ve Orman Bakanı), Alpaslan Bayraktar (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı), Mehmet Şimşek (Hazine ve Maliye Bakanı), ortada Cevdet Yılmaz, (Cumhurbaşkanı Yardımcısı), Vedat Işıkhan (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı), Mehmet Fatih Kacır (Sanayi ve Teknoloji Bakanı), Ömer Bolat'tan (Ticaret Bakanı) sonra da sağ başta Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan'ı gördük. (Trilyonluk projeleri yöneten Ulaştırma Bakanı bu fotoğrafta yoktu.)
Ara ara söz de alan söz konusu bakan ve teknokrat isimlerle (pek mutlu görünmüyorlardı) yoğunlaştırılmış OVP fotoğrafı, yabancı yatırımcılara yönelik olarak "Bakın programda kararlıyız, yan yanayız, aramızda anlaşmazlık yok, herkes ödevini yapıyor, yabancı yatırımcılar da bundan emin olabilir" mesajı taşıyor. Öte yandan da altı yıldır sanki partili Cumhurbaşkanlığı'na geçilmemiş, her bir bakanın özgül ağırlığı parlamenter sistemdekiymiş gibi sözde demokratik bir rüzgar da estiriliyor.
Her şey, yeni dönemde "esneklik" adı altındaki daha güvencesiz çalışma hayatı için. Yeni nesil çalışma biçimleri, sektörel dönüşümler, esnek ve verimli yapı ifadelerinin zaten dipte olan güvencesizliğin daha da derinleşeceği anlamına geliyor. Öte yandan ücret artışlarında da kemerin biraz daha sıkılacağı herkesin bildiği sır. Bu koşullar altında, kalıcı refahın nasıl sağlanacağı ise büyük muamma. Ama çok da önemli değil. Yabancı yatırımcı ve IMF o fotoğraftan alması gereken mesajı alsın yeter!
İhale reformu (!)
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, vergi politikası ve doğrudan vergilerdeki artışlar konusunda vatandaştan biraz sabırlı olmasını, uygulanan önlemlerin bir sonraki dönemden itibaren sonuç vereceğini söyledi. Kamu İhale Kanunu reformu da önümüzdeki dönemde TBMM gündemine gelecekmiş.
Dezenflasyon süreci bir yana da, kamu ihale sisteminde nasıl reform yapılacağı, en netameli konuların başında geliyor. Daha doğrusu en az enflasyonu düşürmek kadar inandırıcılığı zayıf bir hedef.
Aynı zihniyet, aynı kadrolar yönetimde olduğu müddetçe, reformu kimin için yapacaksınız? Nasıl sonuç alacaksınız? Normalde taahhüt sektörünün kamudan alacağını ifade eden bir kavram olan "hakediş"in zaman içinde bürokrasideki bazı unsurların taahhüt sektöründen talebini yansıtan bir kavrama dönüştüğü "olağanlaşmış" usulsüzlüklerle nasıl başa çıkacaksınız?
Zihniyet aynı olduğu müddetçe, liyakatsiz kadroların pozisyonla ödüllendirildiği bir sistemde yolsuzluk algı endeksi liginin en üst sıralarındaki İskandinav ülkelerinin kamu ihale kanunlarını tercüme ettirip aynen getirseniz kaç yazar.
Adına "reform" diyeceğiniz o yeni ihale yasasını yürürlüğe koyduğunuzun haftasında, muhtelif çıkar gruplarının "istisnalar" için sıraya gireceğini bilmiyor musunuz? Bilmiyor muyuz?
Bu konu, hep altı çizilen bütçe disipliniyle doğrudan bağlantılı bir konudur. Halkı inandırmayacak bir "reform"un yabancı yatırımcıyı nasıl inandıracağı sorusu ise cevap beklesin.
https://t24.com.tr/yazarlar/cigdem-toker/ovp-fotografi-kimin-icin,46261