Arslan Bulut


Pastırmacıyan’dan Öcalan’a aynı çizgi!

Ekonomi, nas politikası denilerek bilinçli olarak çökertildi. ABD, Trump ile birlikte altın toplamaya başladığı için dünya altın fiyatları yükseldi. Türkiye’de ise iktidar, yastık altı altınlarına da göz dikti...


Türkiye hukuk devleti olmaktan çıktı... Hukuka göre değil, siyasi hedeflere göre tutuklamalar yapılıyor. Ülke toprakları, suları yerli yabancı şirketler tarafından zehirleniyor. İngiltere, kimyasal atıklarla dolu çöpünü, Çukurova’ya gönderiyor. Montrö’yü devreden çıkarmak amacıyla, Kanal İstanbul projesine hız verildi. Bunun için kanala karşı olan Ekrem İmamoğlu tutuklandı. Daha önce açılım projesini engellemesin diye Ümit Özdağ tutuklanmıştı.

Okullar, darmadağın edildi... Hatay’da “rezerv alan” adı altında vatandaşın tapulu evlerine, zeytinliklerine el konuluyor...

Dış politika, hem ABD hem Rusya hem de AB gölgesinde kaldı.

ABD, Türkiye’yi de kullanarak Suriye’yi parçaladı ve İsrail’e yem etti. Türkiye’nin Suriye’de kuracağı hava savunma üssünü daha kurulmadan İsrail bombaladı. PKK’nın Suriye kolu, Suriye devletine şimdiden ortak oldu! Türk Cumhuriyetleri, AB kredisi karşılığında, Rum yönetimini Kıbrıs devleti olarak tanıdı. KKTC yok sayıldı!

Ekonomi, nas politikası denilerek bilinçli olarak çökertildi. ABD, Trump ile birlikte altın toplamaya başladığı için dünya altın fiyatları yükseldi. Türkiye’de ise iktidar, yastık altı altınlarına da göz dikti...

***

Böyle bir ortamda Türk Yurdu dergisi, “1915 Ermeni Tehciri ve Ermeni Meselesi- Diaspora, Propaganda ve Kimlik İnşası” üzerine bir özel sayı çıkardı. Dergide birbirinden değerli makaleler var. İki alıntı yapacağım...

Prof. Dr. Kemal Çiçek, “2. Abdülhamit’in Ermeni Sorununa Bakışı” başlıklı makalesinde, “Sultan Abdülhamit, Ermeni olayları hakkında samimi düşüncelerini 18 Mart 1897 tarihinde Amerikan elçisi A.W. Terrell’e anlattı. Terrell, Abdülhamit’e görüşlerini Amerikan basınına aktaracağına dair söz verdi ve uzun bir makale yazarak The Century Magazin’de yayınlattı.” bilgisini veriyor ve ekiyor:

Abdülhamit, sorunu uzun uzun sorunları anlattıktan sonra büyükelçinin de tanıdığı bir Ermeni cilt ustasıyla ilgili anısını aktardı. Bu adam, geçen yıl, 26-27 Ağustos’taki karışıklardan sonra korkup Amerika’ya kaçmış. İngilizce konuşamadığı ve iş bulamadığı için geri dönmek istediğini söyleyerek Saray’a mektup yazdı ve sağ salim dönmesine izin verilmesi için Sultan’ın talimat vermesini istedi. Daha sonra doğrudan Padişah’a mektup yazarak parasının olmadığını bildirdi. Elçi Terrel’in naklettiğine göre burada Sultan gülmeye başladı ve şunları söyledi:

-Şimdi Amerika’nın Hıristiyan halkı buna pek inanmayacak ama ben onun iyi bir adam olduğundan emin olarak adama evine dönmesi için 1000 frank gönderdim.

***

Prof. Dr. Ömer Turan ise “Bir Ermeni İhtilalcinin Kaleminden Birinci Dünya Savaşı’nda Ermenilerin Ruslara Hizmetleri” başlıklı makalesinde de Garokin Pastırmacıyan’ın kitabından özetler verdi.

Pastırmacıyan, kitabında, Ermenilerin İtilaf Devletleri yanında değil de Bulgarlar gibi Türk-Alman ittifakının yanında yar alması durumunda, Orta Doğu’da ne gibi gelişmelerin yaşanabileceğinin düşünülmesini istedi.

Böyle olsaydı, Ermenilerin canlarını kaybetmeyeceğini, savaşın başında Gürcüler ve diğer Türk ve Müslüman topluluklar gibi Rus demiryollarını bozmaları halinde Rusların Kafkasya’da kalamayacağını, Türklerin ve Almanların Bakü’ye ulaşacağını, Ermeni, Alman, Gürcü, Türk ve Müslüman toplulukların oluşturabileceği 700 bin kişilik büyük bir ordunun Kafkas dağlarını Rus ordusuna karşı savunabileceğini, böyle bir durumda Türk ordusunun Orta Asya’ya geçerek buradaki 18 milyon Müslümanla birleşebileceğini, İran ve Afganistan’ın da böyle bir gelişmeye bigâne kalamayacağını, Rusya’nın kuvvetlerinin büyük kısmını doğuya kaydırıp batıda zayıf düşeceğini, Avrupa’da kuvvet dengesinin bu şekilde değişmesi halinde de savaşın 1915 veya 1916 yılında bir Alman zaferiyle sonuçlanabileceğini iddia etti.

Pastırmacıyan, Osmanlı’ya ihanetlerini bu şekilde anlatmaktadır. İstanbul’da Osmanlı Bankası’nı basarak saatlerce personeli rehin alan bu Taşnak lideri, daha sonra hiçbir pişmanlık göstermediği halde Osmanlı Parlamentosu’nda milletvekili olabilmiş, Kafkasya’da Türklere karı savaşacak gönüllü Ermeni taburlarının kurulmasını organize etmiştir. Doğu Anadolu’da Türk ordusuyla ve Kürt alayları ile savaşmıştır. Kitabında bu ihanetlerini anlatıyor.”

***

KISSADAN HİSSE: Bugün de 40 yıldır Türk ordusunu meşgul eden, 50 bin insan kaybına ve yüz milyarlarca dolar zarara sebep olan terörist Abdullah Öcalan, Meclis’te konuşma yapmaya davet edilebilmiştir! Yarın Suriye’nin başına geçer de Türkiye’ye karşı savaşırsa, bir kitap yazıp, “Türkiye’nin, Irak, Suriye ve İran ile işbirliği yapmasını ve Türk Cumhuriyetleriyle bütünleşmesini biz önledik” derse şaşırmayın!

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/pastirmaciyandan-ocalana-ayni-cizgi-908294h.htm