Taha Akyol


PKK’nın silah bırakması

Elbette PKK bütün Kürtlerin değil, bir kısmının desteğine sahiptir. Aynı siyasi çizgideki DEM’in aldığı oylar bellidir. Fakat “sorun” denilince ifade edilen de bu kesimin siyasi talepleri ve PKK’nın kırk yıl devam eden terörüdür.


Türkiye bütün tarihi bakamından çok önemli bir döneme giriyor. Bunu Kürt hareketinin “silahlı mücadele”den “siyasi mücadele”ye geçmesi olarak özetleyebiliriz.

Elbette PKK bütün Kürtlerin değil, bir kısmının desteğine sahiptir. Aynı siyasi çizgideki DEM’in aldığı oylar bellidir. Fakat “sorun” denilince ifade edilen de bu kesimin siyasi talepleri ve PKK’nın kırk yıl devam eden terörüdür.

PKK’nın kongre açıklamasında, “silah bırakma” ve “kendini fesih” kavramlarına yer verilmeden, “Önder Apo’nun çağrısı temelinde” karar aldıkları belirtiliyor.

Daha öce “kongreyi Öcalan’ın yönetmesi”ni istemişlerdi…

5-7 Mayıs: PKK’nın söz konusu kongresi toplandı. Kimseye, yerli ve dış basına da sızdırılmadan yapılan bir kongre. Ya tartışmaların yayınlanması istenmedi veya Öcalan’la iletişiminin nasıl sağlandığının ve neler söylediğinin bu aşamada gizli tutulması tercih edildi.

8 Mayıs: Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bütün engelleri aştık, bugün yarın PKK silahları bırakacak, örgütü feshedecek” diye konuştu.

9 Mayıs: PKK açıklamasını yaptı. Açıklamada “silah bırakma” ve “fesih” kavramlarına yer verilmemesi, birkaç pratik konuda MİT’le müzakerelerin sürdüğü izlenimini veriyor. Ayrıntılı kararlar ve belgeler ‘çok yakında’ PKK tarafından açıklanacağına göre bu kavramları orada görebiliriz.

ZOR SİYASİ SORUNLAR

PKK’nın açıklamasında “iki farklı alanda birbirine paralel kararlar” aldığı belirtiliyor. Bunlar devletle uzlaşılan konular mıdır, PKK’nın kendi yol haritası mıdır bilmiyoruz.

Şu iki gerçeğe önemle dikkat çekmeliyim:

  • Bahçeli’nin 22 Ekim konuşmasıyla başlayan süreç devam ediyor. PKK bundan sonra tekrar terör kararı alamaz. Bu, Türkiye’nin kesinlikle lehinedir. İstikamet doğrudur.
  • Ancak bundan sonrası ‘siyasi’dir ve hiç kolay değildir. Bırakılan silahlar ne olacak? Silah bırakanlar hakkında ne işlem yapılacakt? Öteden beri Öcalan’ın, PKK’nın, DEM’in talep ettiği siyasi, hukuki, hatta anayasal düzenlemeler hakkında hükümetin tavrı nedir? Anayasa’daki vatandaş tanımı değişecek mi, değişecekse nasıl? Eğitim, ve yerel yönetimlerde adem-i merkeziyet yönünde düzenlemeler yapılacak mı?..

Silah bırakmış bir Kürt hareketinin ve kendisinin siyasi ivme kazanacağını Abdullah Öcalan elbette biliyor. Aşırıyla makul arasında çok tartışmalar yaşayacağız.

Erdoğan da şu sözleriyle bunu kastediyor olsa gerek:

Siyasete büyük iş düşecek. Siyaseten bundan nemalanmak isteyenler olabilir buna da hazırlıklı olmamız lazım. Bizi kolay bir süreç beklemiyor!”

SEÇİM HESABI

İngiltere ve İspanya’da yaşanmış benzer süreçlere ve bizdeki eski süreçlere bakarak, MİT’in bütün bu konuları uzun zamandan beri Öcalan’a görüşerek genel bir yol haritası çizdiğini sanıyorum.

Bahçeli’ye bu konularda ayrıntılı brifing verildiğini, ülke yararına görerek eski sert tavrından U dönüşü ile öncülüğü üstlendiğini düşünüyorum.

Elbette Cumhurbaşkanı’nın onayıyla ve Hakan Fidan’ın hem istihbarat tecrübesiyle hem Dışişleri Bakanı olarak geliştirdiği diplomatik ilişkilerle… Mesela işin Suriye ayağı ve ABD ile ilişkiler…

Elbette Erdoğan’ın gündemindeki en önemli konulardan biri seçimlerdir… Yol haritasının oy kaybettirmeyecek kısımlarını seçim sürecinde, büyük tartışmalar çıkaracak kısımlarının seçimlerden sonra gündeme getirileceğini sanıyorum. Seçimlerin, Erdoğan’ın adaylığına DEM’in desteğiyle 2027 ilk baharına alınması sürpriz olmaz...

KUCAKLAŞMA ÇAĞRISI

Böyle sorunların mümkün olan en geniş mutabakat ve rasyonellikle çözülmesinde iktidar-muhalefet ilişkilerinin sağlıklı olması zorunludur.

Erdoğan da önceki gün MÜSİAD’daki konuşmasında “kutuplaşma değil, kucaklaşma” çağrısı yaptı. Çok doğru…

Fakat devlet gücünü kullanarak muhalefeti “silkeleme” ve “telef etme” politikası izleyip muhalefetten kucaklama beklemek mümkün mü?! Bu politikaların ne büyük kayıplara yol açtığının kanıtı, Merkez’in rezervlerindeki vahim erimedir.

Tarihimizin en karmaşık, en zorlu ve en kanlı bu sorununu çözmek için zor ama umut veren bir sürece giriyoruz. Ülkenin geleceğinde bir kamusal kimlikler kutuplaşmasına meydan vermemek bakımından benim çerçevem üniter devlet ilkesidir.

Çözmek istiyorsak, sağduyu ve gelecek perspektifi siyasi hırsların gerisinde kalmamalıdır.

https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/pkknin-silah-birakmasi-1603845