802-508-7352

Fehmi Koru


Sevinmemizi istiyorlar, oysa…

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, boykotun alış-verişi azaltmak yerine yüzde 100 artırdığını söyledi ve ardından şu vurucu cümleleri kullandı: “Hükümet-millet dayanışmasıyla milli ekonomi kazandı, boykotçular kaybetti.” Doğru olabilir mi bu bilgi?


Dünyada sarsıntılar büyüyerek devam ediyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkesini daha büyük yapma iddalı politikalarının yeni biçimi, bütün ülkelere gümrük vergisi olarak kendini belli etti.

Verginin silah olarak kullanılmasına her ülkeden kendi vergi oranına göre tepkiler yükseldi.

Farklı tepki veren herhalde tek ülke bizimki.

Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek ülkemizin görece düşük tarife oranına -%10- muhatap edilmesinin ‘bazı sektörlerde mukayeseli avantaj sağlayacağını’ duyurdu.

Herhalde sevinmemiz gerekiyor.

Oysa, Türkiye’nin 2024 yılında 16.3 milyar dolar olarak gerçekleşmiş ABD’ye ihracatı bu yeni vergiden hiç kuşkusuz olumsuz etkilenecektir.

Ama yine de avantajlı çıkacağız bakana göre…

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın beklentisinin ‘0 vergi’ olduğunu düşünmemiz için hayli sebep var.

Birkaç gün önce Trump’la epey uzun bir telefon görüşmesi gerçekleştirmişti Cumhurbaşkanı Erdoğan…

Trump’ın ülkemiz ve lideri için “İyi” sıfatı kullanmasının üzerinden de bir hafta bile geçmedi.

Acaba Bakan Şimşek’in ‘mukayeseli avantaj’ açıklamasının muhatabı bizler değil de, doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan olmasın?

Bana bu soruyu sorduran 2 Nisan günü için gençlerin ilan ettiği ‘bir günlük boykot’ sonrasında yapılan açıklamalar.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, boykotun alış-verişi azaltmak yerine yüzde 100 artırdığını söyledi ve ardından şu vurucu cümleleri kullandı:

“Hükümet-millet dayanışmasıyla milli ekonomi kazandı, boykotçular kaybetti.”

Doğru olabilir mi bu bilgi?

İki günlük alış-veriş hacmi olarak verilen rakamlar -2 Nisan için 14 milyar TL, 3 Nisan için 28 milyar TL- Türkiye’de kredi kartıyla yapılan günlük harcama ortalamasından hayli az olsa bile, koskoca bakanlar herhalde yalan söylemiyordur…

[Boykota muhatap bir işyerinin kalabalık bir ortamda bomboş haline bizzat tanık olduğum için hiç değilse biraz kuşkuluyum.]

Sanıyorum, söylediklerinin doğruluğuna inandırılmış bakanlar…

Ancak yine de anlamadığım bir boyutu var bu açıklamanın: Boykotun başarısız olması tamam da, o başarısızlık neden ‘milli ekonomi için kazanç’ sayılabiliyor? Bir kazanç söz konusuysa, bu ancak AK Parti’nin kâr hanesine yazılmalı değil midir?

Sorumun sebebi belli: Boykot ‘milli ekonomi’ye karşı yapılmadı; bütün bir haftayı CHP’nin düzenlediği gösteriler ile öğrencisi oldukları üniversitelerde protestolarla geçiren gençler, o gösterilere neden katılmışlarsa bir günlük alış-veriş boykotunu da onun için ilan etmiş olmalı.

Olayın milli ekonomi ile ilgisi nereden çıktı, hayret…

Siyasi iktidarlar açısından, sona yaklaşıldığının pek çok belirtisi vardır; bunların en başında da, güçsüz bilinen rakiplerinin birden bire toplumsal bir güç sergilemeye başlaması gelir. Şimdi düzenlediği gösteriler ve diğer eylemlerde CHP’nin sergilediği güç bizde de öyle bir gelişmenin yaşandığına işaret ediyor.

Eminim, kendine güven, CHP’nin bugün yapılacak olağanüstü kurultayına da yansıyacaktır.

CHP mi güçleniyor?

Olan şu: 23 yıllık AK Parti iktidarı tarihinin en sorunlu dönemini yaşıyor. Ekonominin hali ortada; ücretli ve maaşlı kesimlerden kendini şanslı hisseden yok gibi bir şey. İşsizlik oranı, işsizlerin bazısı iş bulamayacaklarını anlayıp iş aramaktan vazgeçtikleri için düşüyor.

Yalnızca ekonomik sıkıntılarla sınırlı değil sorunlar. 23 yılın iktidar üzerinde bıraktığı olumsuzluklar da kümeleşmiş durumda ve yakın bir süre öncesine kadar iktidar destekçilerine hakim olan “Bunu hallederse yine liderimiz halleder” görüşü de giderek yerini derin bir hayal kırıklığına bırakıyor…

Gençler ise, geleceklerinden umutsuz, gözlerini yurtdışına dikmiş durumda.

Gözle görünür yanlışlıkların tevillerle küçümsenmesi de hayal kırıklığını artırmakta.

Zora başvurarak karşı çıkışlara mukabele etme çabaları adalete güveni sarsmaya, sarsılan güven yaygınlaştıkça daha önceleri edinilmiş kabuller kuşkularla karşılanmaya başlandı.

Maliye Bakanı Şimşek’in ve Ticaret Bakanı Bolat’ın açıklamaları türden çıkışların fazla etki yaratmaması bu yüzden…

Ülkemizin en kıdemli politikacısı ve defalarca zorlukların üstesinden geldiği bilinen Cumhurbaşkanı Erdoğan da, son açıklamaları doğru kabul edip tekrarlamakla, gerçeklerle bağının kopuk olduğu görüntüsü vermeye başladı.

Bir test sorum olacak: Trump vergisinin avantaj sağladığı ve boykotların başarısız olduğu iddialarına inanılıyorsa, bunların üzerine bir erken seçim ilanı gerekmez mi?

https://www.karar.com/yazarlar/fehmi-koru/sevinmemizi-istiyorlar-oysa-1603442