Işıner Güngör

Tayvan’da Yeni Dönem Beklentileri

Bilindiği üzere Çin’in büyük teknoloji firmalarına ABD tarafından çip konusunda bazı yaptırımlar uygulanmaktadır.


Işıner Güngör


Tayvan’da Yeni Dönem Beklentileri

Bilindiği üzere Çin’in büyük teknoloji firmalarına ABD tarafından çip konusunda bazı yaptırımlar uygulanmaktadır.


Uzak Doğu’da bir ada devleti olan Tayvan geçtiğimiz günlerde gerçekleşen seçimlerin ardından tekrar uluslararası bir gündem maddesi hâlini almıştır. Tayvan’daki seçim sonuçları Çin ve ABD destekli dış politik denklemleri hareketlendirmiştir.

Ülke, Pasifik Okyanusu’nun batısında yer alan ve konum olarak Çin, Hong Kong, Japonya, Filipinler, Güney Kore ve Japonya devletlerinin yakınında bulunan bir adadır. The Economist dergisinin verilerine göre nüfusu 23 milyonu aşan ülkenin kişi başına GSYİH miktarı 32.775 dolardır. Yıllık GSYİH büyüme oranı ise % 3,2’dir.

Bu arada, Taiwan Today’in verdiği bilgilere göre Ada’nın altında bol miktarda petrol rezervi bulunmaktadır. Petrol rezervinin miktarına ilişkin raporlar farklılık gösterse de yaklaşık yarım milyar varil düzeyinde kaynaktan bahsedilmektedir. Bunun yanında, deniz ticareti açısından işlek bir güzergahta bulunması ülkenin stratejik önemini artıran diğer bir faktördür.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında Tayvan’da 1895’ten beri süregelen Japonya hakimiyeti ortadan kalkmış ve 1945 yılında Çin egemenliği başlamıştır. 1949 yılında Mao Zedung önderliğindeki Komünistlere karşı Çin'de kontrolü kaybeden Milliyetçiler, Çan Kay Şek liderliğinde Tayvan'a göç etmişlerdir. Daha sonra Çin ana karasında Mao tarafından Çin Halk Cumhuriyeti ilan edilmiş, Tayvan’da ise 1912 yılında kurulan Çin Cumhuriyeti ismi ile devam edilmesi kararlaştırılmıştı. 

Kuzey ve Güney Kore arasında 1950 yılında başlayan ve üç yıl süren savaş o tarihlerde uluslararası politikaya dünya ölçeğinde şekil vermiştir. Çin Halk Cumhuriyeti’nin ABD’nin karşı blokunda yer alan Kuzey Kore’ye destek vermesi, ABD’nin Tayvan’a yönelik askeri ve siyasi destek sağlamasına neden olmuştur. Hatta ABD Başkanı Dwight Eisenhower ülkesinin Tayvan’a yönelik koruyucu tavrını ilan ederek, Tayvan ile karşılıklı antlaşmalar imzalamıştır. 

Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Tayvan Cumhurbaşkanlığı seçim yarışı genel itibarıyla iki siyasi parti arasında geçti diyebiliriz. Bu partilerden birisi iktidarda yer alan Demokratik İlerleme Partisi (DPP), diğeri ise Tayvan’ı uzun yıllar yönetmiş olan Çan Kay Şek’in Kuomintag (KMT) partisidir. DPP kökenli Tsai Ing-wen, 2016 yılından günümüze Tayvan’ı yönetmektedir.

Ada’nın Çin ana karasından siyasi kopuş hareketini başlatan Çan Kay Şek’in aksine partisi KMT vizyon olarak Çin ile var olan kimlik bağını savunmaktadır. Batılı devletlerin desteğini alan DPP ise Çin ile farklılıkları olduğunu belirterek Tayvan kimliğini savunmaktadır.

Tayvan milliyetçiliği ve anti-komünist politika Japon hakimiyetinin sonrasında devletin her alanında hissedilmiştir. Bu durum siyasi, sosyal ve kültürel hayatı etkilemiştir. Nüfus içerisinde Çin ana karasından göçenlerin ağırlıkta olduğu Ada’da Japon kültürünün yerini Çin kültürü almıştır. Demokratik gelişmelerle eşgüdümlü bilim ve eğitim alanında da ana karanın yansımaları görülmüştür. Hem ana kara ve hem de ada üzerindeki yöneticiler Çin’i kendileri karakterize ettiklerini iddia etmişlerdir. Bu noktadan hareketle ulusçuluk akımı ve Çin milliyetçiliğini özümsemiş Büyük Çin Mitolojisi Çan Kay Şayek zamanında ve sonraki dönemlerde KMT’nin gücünü pekiştirmek amacıyla kullanılmıştır. 

Ocak ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde iktidardaki DPP partisi mevcut Cumhurbaşkanı Yardımcısı Lai Ching-te’yi aday olarak göstermiştir. Seçim DPP’nin zaferi ile sonuçlanmıştır. Önümüzdeki dönemde başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin desteğini alan DPP yönetimi ülkenin ekonomik durumunu iyileştirebilmesi muhtemeldir. Seçilen yeni Cumhurbaşkanı’nın bağımsızlık yanlısı tutumu her ne kadar Çin ile ilişkilerin gerginleşme beklentisini yaratsa da karşılıklı askeri tehditlerin çözüm olmadığını anlayacak iki devletin farklı kanallardan bir diyalog başlatması ilişkilerde yumuşamayı beraberinde getirecektir.

Bilindiği üzere Çin’in büyük teknoloji firmalarına ABD tarafından çip konusunda bazı yaptırımlar uygulanmaktadır. ABD tarafından siyasi ve askeri destek sağlanan Tayvan’da dünyadaki en büyük çip üretici firmaları bulunmaktadır. Hatta özel bir çip olan A14, Tayvanlı firmalar tarafından üretilmektedir. Eğer çip üzerinden başlatılacak üçlü bir mutabakat diğer ekonomik iş birlikleri ile devamı getirilebilirse bölgedeki gerginlikler son bulabilir.