Adalet Bakanı sık konuşan bir kişi… Siyasetçi, kameraları seviyor, uzun uzun konuşmaya bayılıyor. Çoğu zaman meselenin özüne girmiyor, yanından kıyısından dolaşıyor ama bunu iyi beceriyor. Çok şey söylemiş gibi yapıyor hiçbir şey söylemiyor…
Sözlerini çoğu zaman yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına vurgu yaparak noktayı koyuyor.
78 cana mal olan Kartalkaya yangınında da klasik sözler söyledi. Soruşturmanın büyük bir titizlikle çok yönlü sürdürüldüğünü yedi kişilik bilirkişi heyetinin incelemelerine devam ettiğini duyurdu…
Heyet incelemesini tamamladı… Raporunu verdi…
Aradan geçen sürede ne olduysa Adalet Bakanı aynı heyeti korsan ilan etti…
Beş gün önce inceleme yapıyor dediği heyet korsan oldu!
Düşündürücü…
Yargıyla ilgili düşündürücü daha da ötesi kaygı verici bir iddia var. İddia denmez çünkü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı belgeleriyle, mahkeme kayıtlarıyla tek tek açıkladı. İmamoğlu ve CHP’li belediyeler için açılan tüm soruşturmalarda hep aynı kişi bilirkişi olarak atanmış…
Danıştay kararına rağmen, başka bilirkişi raporlarına rağmen savcı ve hakimler sadece o kişinin raporuna itibar etmiş… O kişinin verdiği rapora göre dava açmışlar o kişinin raporuna göre tutuklama kararı vermişler…
İmamoğlu da haklı olarak soruyor neden hep aynı kişi…
Adalet Bakanı’nın yargı tarafsız ve bağımsızdır klişe cümlesinin ötesinde bir yanıtı olmalı… Çünkü İmamoğlu’nun ortaya koyduğu belgeler insanın aklına ısmarlama bilirkişi raporları mı yazılıyor sorusunu getiriyor…
Adalet Bakanı’nın sesini henüz duyamadık. Bu konuyu sessiz kalarak geçiştiremez herhalde…
Bunları duyunca, insan ister istemez Türkiye başka bir yere mi evriliyor veya evrilmesine çalışılıyor diye düşünmeden edemiyor…
13 yıl öncesi yapılan telefon görüşmesi suç delili…
12 yıl önce yapılan protesto eylemine katılmak suç sayılıyor
…
2/3 yıl önce atılan tweetlerle halkı kışkırtmak tutuklanma nedeni…
Şimdi de aynı bilirkişinin yazdığı raporlarla suçlanan belediye başkanları…
https://halktv.com.tr/makale/turkiye-nereye-kosuyor-909202