Sözcü Gazetesi muhabiri Başak Kaya’nın, “Erdoğan-DEM Parti görüşmesinde, İmralı heyeti süreç adına 13 istekte bulundu” diye özetlenebilecek haberinde 13 madde şöyle sıralandı:
1-Öcalan'ın tecridi kaldırılsın. İletişim özgürlüğü güvence altına alınsın.
2-PKK'nın silahsızlandırma süreci için özel bir yasa çıkarılsın.
3-Eşit ve özgür yurttaşlık ilkesi yasalarla güvence altına alınsın.
4-Demokratik Dönüşüm ve Barış Kanun Teklifi hazırlansın.
5-Hasta tutuklular salıverilsin.
6-Barış süreci için Meclis'te özel yetkili bir komisyon kurulsun.
7-TBMM Başkanı tüm partilerle görüşerek uzlaşı metni hazırlasın.
8-Belediyelerdeki kayyum uygulaması son bulsun.
9-Cezaevindeki belediye başkanları serbest bırakılsın, tutuksuz yargılansın ve göreve iade edilsin.
10-Umut hakkı yasa teklifleri gündeme alınsın.
11-Örgütlenme özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılsın.
12-Yürürlükteki Terörle Mücadele Kanunu değişsin.
13-AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararları mutlaka uygulamaya alınsın.
Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Bazı haberlerde '13 Maddelik Talepler Listesi' olarak sunulan maddeler, DEM Parti’nin çeşitli mecralarda kamuoyuyla paylaştığı talepleridir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir talepler listesi sunulmuş değildir.” dedi.
Buna karşılık haberin doğruluğunu teyit eden açıklama Roma’dan geldi!
DEM Parti Van Milletvekili ve İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan, İtalya'nın başkenti Roma'da, farklı ülkelerden 300'ün üzerinde katılımcının destek verdiği “Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm Uluslararası Konferansı”nda konuştu.
Buldan, “Bu sürecin birkaç ay içinde tamamlanması öngörülüyor, yani Haziran sonuna kadar sürecin tamamıyla başarıya ulaşması bekleniyor. Çünkü biz biliyoruz ki atılacak olan her adım, Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne giden yoldur aynı zamanda...” dedi.
Bu ifadeler, Başak Kaya’nın haberini doğrulamış oluyor. Buldan’ın açıklamasından, “Öcalan’ın fiziki özgürlüğü” konusunda da söz almış oldukları anlaşılıyor.
***
Peki bu maddelerin kabul edilmesi ne anlama geliyor?
DEM Parti’nin 13 maddelik talep listesi, Anayasa değişikliğini değil Yeni Anayasa’yı gerektirir. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu da, “Bunlar Anayasa’nın ilk dört maddesini değiştirmek istiyor.” dedi.
Çözüm sürecinde hedeflenen sonuca ulaşmak için önce Ümit Özdağ’ı tutukladılar... Ardından Cumhuriyetle özdeş bir kurum olan CHP’ye kayyım atamaya kalkıştılar ve Erdoğan’ın iktidarını sarsan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibini tutukladılar. CHP Ankara milletvekili Umut Akdoğan, İmamoğlu’nun cezaevinde, Necati Özkan, Murat Ongun ve diğer arkadaşlarıyla nasıl haberleştiğini açıklayınca, her biri çevre illerdeki cezaevlerine dağıtıldı...
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Samsun mitinginde "Biz sırtımızı Amerika'ya değil, millete dayıyoruz. Biz gücümüzü Trump'tan değil, milletten alıyoruz. Dün işgale gelenlere kırmızı halı serenler vardı, bugün darbe yapmak için yurtdışından icazet alanlar var. Dün ihanet ettiği halktan kopuk İngiliz zırhlısı ile kaçanlar vardı, bugün millet iradesinden korkup sandıktan kaçanlar var.” diye konuştu.
Çözüm sürecini ABD dayattığına ve Trump da tutuklamaları sessiz kalarak desteklediğine göre “DEM’in taleplerini yerine getirecek Yeni Anayasa’yı da ABD ve Trump dayatıyor” demektir.
Tıpkı İkinci Dünya Savaşı’nda yenilen Japonya’ya, Amerikan işgal kuvvetleri komutanı Douglas MacArthur tarafından yazdırılmış anayasanın kabul ettirilmesi gibi...
***
Yeni Anayasa hazırlıklarına alet olan Japonya’nın eski başbakanlarından Kanoe, ülkesine ihanet ettiğini anlayarak sürecin sonunda intihar etti. Japonya’ya kabul ettirilen Anayasa’nın en önemli maddesi, 9’uncu maddeydi. Bu madde “Japonya’da, kara, deniz ve hava kuvvetleri ve diğer savaş potansiyeli asla sürdürülmeyecektir. Devletin savaş hakkı tanınmayacaktır.” hükmünü içeriyordu.
Japonya, sonradan bu maddeyi değiştirebildiği ölçüde silahlı kuvvetlerini geliştirmeye çalıştı ama güçlü bir ordu kurmasına hiçbir zaman izin verilmedi.
Bu arada DEM Parti taleplerinde üçüncü sırada yer alan “eşit vatandaşlık” kavramını sadece AKP, MHP değil, Özgür Özel’in de desteklediğini unutmamak gerekir! PKK ve DEM, “eşit vatandaşlık”la etnik kökenlerin Anayasa’da belirtilmesini kastediyor.
Bu, Türk egemenliğine son vermek demektir!
Özetle bugün Türkiye’ye dayatılan anayasa da Japonya’ya dayatılan McArthur anayasası gibi milli egemenlikten vazgeçme anayasasıdır ve adına Trump Anayasası demek yanlış olmaz...
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/turkiyeye-dayatilan-trump-anayasasi-904945h.htm