Allah’ımıza şükürler olsun ki, ocak ayında enflasyon geriledi… Nasıl mı gerçekleşti?
Geçen yıl ocak ayında yüzde 6.7 olan enflasyon, bu yılın aynı ayında yüzde 5.03 açıklandı. Geçen yıldan daha az olunca “düşüş” olarak geçiyor kayıtlara…
Bu tıpkı “Geçen yıl apartmanın 8’inci katından düşmüştüm, bu yıl 6’ıncı katından düştüm!” demek gibi… Sevinelim mi?
***
Maşallah, düşmeye de devam edecek yıl boyunca…. Zira enflasyon düştü diye fiyatlar düşmüyor. Sadece fiyatların artış hızı yavaşlıyor. Artık daha yavaş zamlanıyoruz.
Olsun varsın… Bunu anlayacak insan sayısı çok fazla olmadığından meydanlar “enflasyonu düşürdük” diye nutuk atacak. Muzaffer komutan edası ile poz verecek. Biraz daha havaya girerse “Benim alanım ekonomi!” diyecek.
***
Geçen ay maaşlar belirlenirken, utanmasalar eksi enflasyon açıklayacaklardı. Ama yine de arsızlığı elden bırakmadan, yüzde 1.03 artığını açıklayıp maaş zamlarını düşük tuttular.
Genci, yaşlısı, yandaşı, muhalifi herkes bu açıklananların gerçek olmadığını biliyor. Kim ne söylerse söylesin fayda etmiyor. Dava açan çıktı. Kimse umursamadı.
***
İstatistik Kurumu’nun önceliği, kendisini koltuğa oturtan sistemin devamı. Keşke bu durum onunla sınırlı kalsaydı! Evet, bu bir ekip çalışması.
Fiyat artırmayıp gramajları düşürmek suretiyle paketleri kuş kadar yapan şirketlerden tutun, enflasyon hesaplanırken fiyat toplanacağı gün indirime giden marketlere kadar herkesin bu “başarıda” payı var!
***
Yanlış kararların bedelini ülkeyi yönetenler ödemiyor ki! Biz ödüyoruz. Fakirleşiyoruz. Hayat kalitemizi düşürüyor, sefilleşiyoruz... Enflasyonla mücadele kapsamında millet topyekûn sürünüyor!
Nitekim enflasyonu düşürme anlayışı vatandaşı ağır vergiler altında ezip, yoksullaştırarak harcamasını kısıtlamak üzerine kurulu…
***
Milletin cebinde para kalmayınca, harcayacak kuruşu olmayınca, kaçınılmaz olarak gerileyen enflasyonu “başarı” olarak pazarlayan bir zihniyetten bahsediyoruz.
Bize düşen de yemeyip, içmeyip, gerekirse bu uğurda geberip enflasyona gaz vermemek. Her şeyi ülkeyi yönetenden beklememek!
***
Olayın gizli kahramanı, her zammı sineye çekip “Başlarım lan mihrakınıza, nedir bu zamlar?” demeyen kadirşinas Türk halkı…
Nitekim bizden istenen sabretmek, göz yummak, aklını kullanmamak, düşünmemek, konuşmamak…
***
Araştırmalara göre, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’ne üye ülkeler arasında gıda harcamalarının toplam harcamalar içindeki payı en yüksek olan ülke Türkiye…
Nedeni basit; az kazanıyoruz, kazandığımızın çoğunu yaşamımızı sürdürmek için üç temel harcama kalemi olan gıda, barınma ve giyime harcıyoruz.
Başka ne yapacaktık ki? Lüks tüketim mi? Yatırım mı? Tatil mi? Onlar başka ülkelerin vatandaşlarına göre... Bizim için hayat, sadece yaşamaya çalışmak!
https://www.nefes.com.tr/yazarlar/murat-muratoglu/yine-mi-dustu-bu-enflasyon-12895