Çiğdem Toker


Zeytin ağaçları ve şirketokrasi

Oysa zeytincilik yapan bu insanlar için zeytin, önümüzdeki sene evlenmenin parasının çıktığı yer, karnını doyurabileceği yerin topladığı yer, sattığında hastalığını tedavi ettirebileceği, evlenecek damadın takacağı altını alabileceği yer.


TBMM’ye sunulan enerji alanındaki kanun teklifinin Komisyon’da hızlı biçimde tamamlanmasının ardından Genel Kurul’a da hızlıca inip yasalaşması bekleniyor. Bu süratin sebebinin ise santralları işleten şirketlerden birinin Bakanlığa “Eğer bu yasa çıkmazsa, yaptığımız yatırım nedeniyle yeterince zarara girdik. Böyle devam edemeyiz. Üretimi durdurmak durumunda kalırız” mesajının etkili olduğu da TBMM kulislerinde dün konuşuluyordu

Zeytin ağaçları ve şirketokrasi

Neresinden tutsanız elinizde kalacak bir kanun teklifi bu.

Anayasa’ya aykırılık da içeriyor, madencilikle iştigal eden iktidar vekillerinin imzasını taşıması nedeniyle, uygar dünyada makbul bir durum sayılmayan “çıkar çatışması”nı da.

Zeytinciliğe münhasır özel yasa varken, yokmuş gibi yapılması nedeniyle özel kanun genel kanun sıralamasını ihlal de var, belediye yetkilerini Enerji Bakanlığı’na aktarmak da.

Danıştay’ın kamu yararı dersi veren zeytinlikler/kömür santralı konulu yargı kararına uymamak da var, Bakanlığa imar yetkisi vermek de.

* * *

Bir çarpıcı ayrıntı daha vardı ki, doğası gereği konuyla ilgili farklı metinleri okuma imkanına sahip dar bir grubun dikkatini çekebilirdi ve yukarıda saydığım aykırılıklarla yan yana değerlendirildiğinde çarpıcı bir tablo sunuyordu.

Neydi o ayrıntı derseniz, kanun teklifine “Genel Gerekçe” başlığıyla yazılan metindeki bazı ifadeler ile verilerin; kömür santrallarını işleten şirketlerin, profesyonel kanallar ama “no name” şerhiyle medya dolaşımına soktuğu “bilgi notundaki” bazı ifadelerle taşıdığı benzerlikti.

(Bu vesileyle; az gelişmiş ülkeler üzerinde ihaleler, krediler, uluslararası finans kuruluşlarının birlikteliğiyle kurulmuş sömürü sistemini belgeleyen ve “şirketokrasi” tabirini kitapseverlere armağan eden “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” serisinin yazarı John Perkins’in de kulakları çınlasın.)

* * *

Komisyon görüşmelerini izlemeye; Yeniköy, Kemerköy, Yatağan termik santrallarının bulunduğu sahalarda zeytinlikleri bulunan köylüler, meslek kuruluşu ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle birlikte, bu kanun teklifinin yasalaşmasından yarar sağlayacak olan maden şirketlerinin yetkilileri de gelmişti. Demokratik kitle örgütleri ile üreticilerin önce salona alınmaması, fiziki müdahaleleri de içeren sert tartışmalara yol açtı.

Saatler süren tartışmaları ve konuşmaların tamamını bir izlenim yazısına sığdırmak teknik olarak mümkün değil. O nedenle -devam edeceği notuyla- altı çizilmesi gereken konular arasından ikisini aktaracağım.

Madenci vekiller

Kanun teklifinde imzası olan madencilik sektörü ile bağlantılı milletvekillerini; Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca bir basın açıklamasıyla duyurdu:

-AKP Iğdır Milletvekili Cantürk Alagöz- Birkaç gün önce Giresun’daki madeninde ÇED raporu olmadan kaçak kimyasal atık havuzunu inşa eden

-AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu- Sendikalı oldukları için işçileri işten çıkaran

AKP Denizli Milletvekili Şahin Tin -Sudan’da altın keşfine çıkan

-AKP Çorum Milletvekili Yusuf Ahlatçı - Bir kuyumcu dükkanından Türkiye’nin en büyük altın ihracatçısı haline gelen Ahmet Ahlatçı’nın yeğeni.

Zeytin ağaçları nasıl taşınır?

CHP Muğla Milletvekilli Cumhur Uzun, bu yasa teklifinin neden Anayasa’ya aykırı olduğunu anlattı. Yanı sıra, kesilme yerine taşınma kelimesi kullanılan zeytin ağaçlarının neden ve nasıl taşınamayacağını.

Uzun, bu düzenlemenin yönetmelik olarak ve geri çekilen yasa olarak gündeme geldiği 2022’den beri sosyolojik gerçeklerin değişmediğini vurguladı.

Uzun’un, Komisyon görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmadan tırnak içi notlar:

“Biz yaptık, 15 yılda tek meyve vermedi”

“Daha önceki kanun teklifindeki ifadenin rahatsızlığından arındırmak için taşınacağı uygun yerlere aktarılacağı ifade ediliyor.

Biz bunu yaptık. Biz Eskihisar’da o kalkan yerde zeytinleri taşıdık. Taşıdığımız zeytinler, -aralarında 300 yıllık zeytinler de vardı- ancak kendilerini kök olarak yeşil tutabilecek hale 15 yılda, bir tane bile meyve verebilecek hale ise hala daha gelmemiş durumda. Bu, yaşanmış, tecrübe edilmiş bir gerçek.

Bununla ilgili merak eden var ise Yatağan ilçesinin içinde Zeytinpark var. Eskihisar’da kömür havzasının olduğu yerden kaldırılan zeytinlerin dikili olduğu yer orası. Zeytinin verimi ya da ürüne döndüğü tarihte ekim ayı şubat ayına kadar ne kadar ürün vermiş, veriyor mu vermiyor mu görebilirsiniz.  Bilimsel olarak belki uygun toprak yapısı ve nem yapısını bulduğu yerlerde, ağacın canlı kalmasına olanak verebilirsiniz. Fakat o ağacın yeniden ürün vermesini beklediğiniz zaman, ömür geçer.”

“Şahsa özel kanun”

“Milas, İkizköy, Akbelen, Ören bölgesini içine alan bölgede ve oradaki kömür santrallarının ihtiyacı için getirilmiş şahsa özel bir yasayla karşı karşıyayız.  O nedenle mevcut bu kanun teklifi Anayasamızın yasama yetkisinin devredilemezliğine ilişkin 7. Maddesine, hiçbir kimseye gruba zümreye imtiyaz sağlanamayacağına dair 10. Maddesine, 56. maddedeki devletin temel yükümlülükleri arasında yer alan çevrenin korunmasına ilişkin maddeye aykırılık oluşturmaktadır."

“İnsanların hayatı mahvolacak”

“Biz burada sadece zeytin ağacı ve sayılardan bahsediyoruz.  Zeytin ağacı bizim için sayı, zeytinyağı da sağlıklı bir yağ. Kahvaltılarımızın vazgeçilmezi. Bizim için o kadar.

Oysa zeytincilik yapan bu insanlar için zeytin, önümüzdeki sene evlenmenin parasının çıktığı yer, karnını doyurabileceği yerin topladığı yer, sattığında hastalığını tedavi ettirebileceği, evlenecek damadın takacağı altını alabileceği yer.

Siz buna ‘zeytin 15 sene sonra verim yapacak, ondan sonra evlenirsin’ diyebilir misiniz? Yapmayı planladığınız çocuğun giderlerini 15 yıl sonra gelecek zeytinin parasıyla karşılarsın diyebilir misiniz?

Bu tür sosyolojik gerçekler ihmal edildiği takdirde, mutluluğuna çalıştığımız insanların mahvolmasına yaşamlarının değişmesine, hayatlarının belki de kararmasına sebep olacaksınız.”

* * *

Bu kanun teklifinin Komisyon’da hızlı biçimde tamamlanmasının ardından Genel Kurul’a da hızlıca inip yasalaşması bekleniyor. Bu süratin sebebinin ise santralları işleten şirketlerden birinin Bakanlığa “Eğer bu yasa çıkmazsa, yaptığımız yatırım nedeniyle yeterince zarara girdik. Böyle devam edemeyiz. Üretimi durdurmak durumunda kalırız” mesajının etkili olduğu da TBMM kulislerinde dün konuşuluyordu. Ancak zeytinliklerin “taşınması” bu kanunun önem taşıyan tek maddesi değil.

Devamı sonraki yazıya.

Çiğdem Toker yazdı: Zeytinlikleri yok etmek kamu yararıymış

https://t24.com.tr/yazarlar/cigdem-toker/zeytin-agaclari-ve-sirketokrasi,50382