TÜİK'in son verileri, Türkiye'de kırmızı et ve meyve-sebze fiyatlarında yaşanan olağanüstü artışları bir kez daha gözler önüne serdi. 2021 yılından bu yana kuzu eti fiyatları yüzde 660,6 oranında yükselirken, dana etindeki artış ise yüzde 616,7'yi buldu. Bu fiyat yükselişlerinin ardından kişi başına düşen kırmızı et tüketimi ise belirgin bir düşüş yaşayarak, 22,89 kilodan 16,6 kiloya geriledi.
Et fiyatlarındaki keskin yükselişin ardından, benzer bir durumun şimdi meyve ve sebzede de yaşandığı görülüyor. BirGün gazetesinin haberine göre pazarlarda kirazın kilosu 600 ila 800 lira arasında değişiyor. Üzümün kilosu ise 680 liraya kadar çıkmış durumda. Aynı zamanda papaz eriği 400 liradan, incir ise kilosu 600 liradan satışa sunuluyor.
Fiyatların aşırı artması nedeniyle pazarlarda yeni bir alışveriş biçimi de ortaya çıktı: Artık birçok tüketici meyve ve sebzeleri kilo yerine adetle ya da dilimle satın alıyor. Pazarlarda bir şeftalinin fiyatı 145 liraya ulaşırken, yarım karpuzun fiyatı ise 485 lirayı buluyor. Fiyatlardaki bu rekor artış, bazı ürünlerde 2020 yılına kıyasla yüzde 1000'i aşan seviyelere ulaştı. Bu durum, daha önce kilogram bazında satın alınabilen birçok meyve ve sebzenin artık özellikle asgari ücretliler için ulaşılamaz hale gelmesine neden oldu.
Mevcut ekonomik koşullarda, asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonlarca vatandaşın aylık gelirlerinin yüzde 10'u olan yaklaşık 2 bin 210 lirayı sadece meyve-sebzeye ayırmaları halinde dahi, ay boyunca ancak birkaç kilogram ürün alabildikleri hesaplanıyor. Ancak durum emekliler için daha da ağır bir tablo oluşturuyor. Bugün en düşük emekli maaşı olan 16 bin 881 lirayla yapılan alışverişte yalnızca 2 kilo kiraz, 1 kilo üzüm, yarım karpuz, 2 adet şeftali ve 1 kilo domatesin toplam maliyeti 3 bin 230 TL'ye ulaşıyor. Bu miktar da en düşük emekli maaşının yaklaşık beşte birine denk geliyor.
Üretim tarafında da tablo oldukça zorlu bir süreci işaret ediyor. Çiftçiler, üretim sırasında zorunlu olarak kullandıkları mazot, gübre ve yem gibi tarımsal girdilerin fiyatlarının dövize bağlı olarak artmasıyla mücadele ediyor. TÜİK'in verilerine göre, 2025 yılı Mayıs ayı itibarıyla tarımsal girdi fiyatları bir önceki yıla göre yüzde 31,8 oranında artış kaydetti. Aralık 2024'te bu oran yüzde 32,49 seviyesindeydi. Tarlada yaşanan bu kriz, üretim maliyetlerini yükselterek doğrudan pazarlara ve tüketiciye ulaşıyor.